11 Mayıs 2010

Bundesliga: En Iyi Teknik Adam Performansi.!



Bana göre bu senenin en iyi teknik direktör performansini Thomas Tuchel cikartmistir.

Sezon basi üzerinde Skibbe ile beraber durmustuk ki her ikisi de bu sezon gösterdikleri performans sonrasi en cok övgü alan isimlerin basinda geliyorlar.. Skibbe de incelenecektir ama biz bu senenin en iyisinden baslayalim.

25 yasinda yasadigi sakatlik sonrasi futbolu birakmak zorunda kalan bir adamdir Thomas Tuchel. Rangnick'in basinda oldugu bölgesel ligde mücadele eden Ulm takiminin geri dörtlüsü icerisinde Milli olabilecek kadar yükseliste iken kendisini isletme okumak icin gittigi üniversitede pek cok ögrencinin yaptigi gibi barlarda barmen olarak calisir vaziyette futboldan tamamen kopmus bir sekilde bulur.. Sakatligi tam olarak gectiginde ikinci bir futbol sansi icin Stuttgart'in basinda bulunan eski hocasi Rangnick'e basvurdugunda teknik adamligi belki de aklindan bile gecirmiyordu aslinda.. Futbolu bosver, U15'in basina gec diyen bugün Hoffenheim'in basinda bulunan Rangnick, bu tavsiyesi ile Bundesligaya muhtesem bir teknik adam kazandirdiginin belki de farkinda bile degildi.. Rangnick ve Bayern'in artik milli de olmus defans oyuncusu Holger Badstuber'in babasi ve Stuttgart okulunun önemli isimlerinden olan Hermann Badstuber onun bu yoldaki en büyük akil hocalari olarak kaldi.. Hele ki Hermann Badstuber'in ölümü onun icin cok büyük kayip olsa da artik o bu yeni yasaminda tek basina da devam edebilirdi..

Spox gecenlerde bu sezonun 18 takimini mercek altina almis ve en basarilisini secer iken üc kupada final oynamis Bayern'i degil de Jürgen Klopp'un 1.Bundesligaya cikarip ve ayni zamanda düsürdügü Mainz takimini koymus zira Mainz klubü bu kisitli kadro yapisi ile Thomas Tuchel yönetimi altinda kendi tarihinin en cok puanini toplamis, en iyi derecesini yapmistir. Buradaki analizde de belirtildigi üzere ilk yilinda daha iyi basarilar kazanmis Hoffenheim ya da Kaiserslautern ile kiyas yapilmayacak ölcüde kosullara sahiptir. Yeni cikmis ve hemen herkes düsmesini bekler iken ligin bitimine dört hafta kala düsmemeyi garantilemistir..



Tuchel, FAZ'daki o müthis röportajinda aradaki pek cok büyük farkliliklara ragmen Barcelona'yi kendilerine yakin gördügünü belirtiyordu. Barca'nin oynadigi futboldan ziyade bunu nasil gerceklestirdigi ile ilgileniyordu daha cok.. Zira Barcelona da Mainz gibi kendisine has kosullari olan bir klüptür. Mainz en iyi hocayi degil kendisine en uygun hocayi takimin basina getirir. Tuchel, Barcelona'nin iki forvetli sistemi oynatan bir teknik adami olamayacaginin üzerinde duruyor ve dolayisla en iyisinin degil kendi kosullarina en uygun olan hocanin o klupte görev yapabilecegini belirtiyor.. Keza onlar gibi milyon euroluk oyuncu alamayacaklarini söyler iken unutulmamasi gereken ayrinti olarak Barca'nin kendi yetistirdigi yedi oyuncuyu ilkonbirine yerlestirerek basariyi yakalayabildiklerini ve dolayisla onu örnek alip Rhein bölgesinin en yetenekli oyuncularini yetistirebiliriz diyerek basari formülünü Barca üzerinden sekillendiriyordu.

Mainz'in basina Rijkaard,Guardiola ya da Lippi gelseydi bu kadar basarili olamayacagini tahmin ediyoruz. Zira Mainz kucuk bir klup, mütevazi bir kadro ve dar bir bütce. Misal Kaiserslautern'in ikinci Bundesligada oldugu bir yerde burada olmalari tamamen klup yönetiminin bir basarisidir.. Mesele en iyisini, en güzelini degil en uygun olanini almaktir zira basari bir bütünün dogurdugudur.Mainz klubü genc hocalarin kendilerini gösterebilecegi kosullara sahip olmasi bir yana kendi icerisinden yetistirdikleri futbol adamlari ile ayakta kalmaya zorunlu kilinmistir.

Tuchel, bir yil öncesi A genc takimi ile Mainz'i sampiyon yapmis bir adam. Bir klup yönetimi klubü 2.Bundesligadan birincisine cikaran teknik adamini kovuyor ve üzerine cok da düsünmeden genc takimin basinda olan ve 1.Bundesligada hic calismamis, deneyimsiz bir adami klubün basina getiriyor. Sezon basi Mainz klubü haric hic kimse Tuchel hakkinda bir fikir sahibi degil iken klubün kendisinden baska ona güvenen tek bir insanoglu da yoktu. Üstelik arkasindan geldigi teknik adam, klubü basariyla bir alt ligden üste tasimis idi.. Simdi söyleyin, Klopp, Tuchel'in karakterleri midir yoksa Mainz klubünün yönetim basarisi midir böyle genc teknik adamlar yetistirmek ve bunlardan faydalanmak ?



Ben her klupte basarili olamam diyor ve bence bu farkindalik cok önemli. Mainz'in basina herhangi birisi gelemez, buraya uygun yapisi olmasi gerekir diye de devam ediyor. Bugün Almanya'nin en cok konusulan ve ilk devre sonucunda bundesligist oyuncularin en basarili buldugu hoca olan teknik adamin gelecek planlari da bu görüsleri dogrultusunda sekilleniyor. Tuchel, ileride bir gün yurtdisi deneyimi yasamak istersem Avrupada bir klubün genc takiminin hocasi olarak calisabilirim diyerek herhangi bir seviyeye ait olmadiginin altini cizer iken belirli konularda basarili isler cikaracaginin farkinda olarak mütevazi durusu bir yana Magath gibi basarili oldugu kosullarin farkinda bir adam görüyoruz ki ünlü olmaktan ve daha pek cok konumdan uzak bir yasam sürmek istemesi de bir baska hedefi. En son gittigi Atletico Madrid - Real Madrid macinda doksan bin kisinin icerisinde hissettigi taninmazlik/bilinmezlik duygusunun da güzelliginden dem vuruyor..



Burada onun taktiksel güzelliklerini islemek istedim cok ama materyal bulma konusunda sikinti cekiyorum. Misal son ceyrekte oynanilan Frankfurt macinin icerisinde Andreas Ivanschietz'i sonradan oyuna alip sonradan yine oyundan taktik geregi cikarip yerine bir baskasini koyar iken tamamen oyun ici sistemler savasinin tarihini yaziyordu. Onun oyun icerisinde artik bir on numaraya degil kenar adamina ihtiyaci vardi ve bu yüzden henüz yeni oyuna girmis takimin yildizini cikarmakta beis görmez iken yerine oyuna soktugu Trojan'in ortasi da golü getiriyordu. Sonucta o hakliydi, takimin mac icerisinde sistem degisikligine ve kenar adamina ihtiyaci vardi.. Sadece Skibbe'nin Frankfurt'una karsi mac icerisinde üc degisim birden yapabiliyor ve Tuchel bu yüzden "Taktik Kurnazi" olarak yaftalaniyordu henüz ilk senesini yasadigi Bundesligada..

4-3-3, 4-2-3-1, 4-1-4-1 ve hatta 3'lü defansi dahi basariyla uygulamaya koyabilmis bir taktik dehasidir Tuchel. Tuchel herhangi bir taktigi iceren oyun felsefesinin uzmani degil daha cok taktikler üzerinde dönüsümler saglayarak kosullara göre oyunculari farkli disiplinler icerisinde sahaya yerlestirebiliyor. Frankfurt macini doksan dakika izleyebildigim icin söyleyebilirim ki muhtesem bir karsilasma olmustur ve Tuchel'i en iyi anlatan maclardan birisi bu 3-3'lük Rhein derbisi macidir.

Skibbe daha macin basinda Mainz önünde Meier ile 2-0 öne gecti. Gole ihtiyaci olan Tuchel ikinci yariya Nürnberg macinin basinda kirmizi görüp de ufak bir cezaya carptirilan Ivanschietz'i sag bekinin yerine alarak basladi ve her yerde bir kayma gerceklesti lakin macin basinda üstünlüge sahip olan Skibbe'den kontrolü tekrardan eline aldi. Korkmaz'in kirk yilda bir cekebilecegi sutu ile tekrardan üstünlük kuran Frankfurt, kontrollü oyuna dogru gecis yapar iken buna karsilik henüz ikinci yarinin basinda aldigi takimin en cok kazanani ve yildizi konumundaki Ivanschietz'i kenara alip Trojan'i sahaya sürdü. Oyun icerisinde Meier'i geriye cekip merkezi bir kat daha kuvvetlendiren Skibbe karsisinda kenarlara inme zorlulugunu görüp müdahele etti. Ivanschietz ikinci yari girdigi oyunda sadece 37 dakika kalabildi. Sonradan oyuna aldigi Trojan'in kanadindan yaptigi ortaya Bance kafayi vurunca gol de puan da geldi..

Ligin ilk iki macinda 4-2-3-1 dizilimi ile sahaya cikip hem Leverkusen ve ayni zamanda Hannover karsisinda beraberligi koparan Tuchel, Van Gaal'in Bayernine karsi 4-1-4-1 ile farkli bir taktiksel anlayis ile sahada yer alarak her bir kimildanisi gözünden kacirmayan Van Gaal'i sasirtarak evinde bu ligin sampiyonunu maglup edebilmistir..

Sonraki maca da 4-1-4-1 ile cikan Tuchel, Bochum karsisina deplasmanda Noveski-Bungert-Svenson üclü defansi ile cikarak ilk defa 3-4-3'ü denemis ve Bochumu deplasmanda 3-2 yenerek cikisini sürdürmüstür.

Her macin böyle bir "taktiksel" hikayesi vardir zira baska türlü bu kadar puan mümkün olamazdi. Mainz klup tarihinin en iyi derecesini, konumunu elde etti.



Cokca defa teknik adam kiyasinda iki önemli ayrimin üzerinde durduk. Motivator ve Taktisyen. Ve fakat oyunculari cesitli müziklerle, danslarla ve elbette konusmalarla maca hazirlayan Tuchel, her ikisinin karisimi bir kimlige sahip.

Mevzu su ki bir doksan dakikanin icerisinde dahi olan-biten duruma karsi cesitli varyasyonlar deneyen bir hocanin buna karsilik oyunculari da idare edebilmesi gerekiyor. Thomas Tuchel, Hoogland'i ilk defa bek pozisyonundan cikarip orta sahanin sagina yerlestirmis,Heller'i ise bunun aksine beke kaydirmis, oyuncularin dengesini sarsmistir. Isyan edenler karsisinda onlardan bu isi daha gördügünü anlatip farkli pozisyonlarda oynayabileceklerini onlarin anlayabilecekleri bir dilde anlatmistir. Ivanschietz onun en büyük özelliginin motivasyon yönü oldugunu belirtir iken tüm bundesliga yorumlarinda ise o bir taktik canavari olarak yaftalaniyor.. Hoogland bu senenin en göz alici performansini sergiler iken Magath bonservisi elinde olan bu oyuncuyu devre arasinda haliyle kacirmiyordu..

Onu dinlediginiz zaman ayaklari ne kadar yere basan bir adam oldugun hemen anliyorsunuz. Almanyanin Ajax'i olarak addedilen Stuttgart okulunda hatri sayili bir vakti geride biraktiktan sonra muadilleri olan Löw-Rangnick-Robin Dutt gibi isimlerden belki de en büyük farki taktisyenliginin yanina klup sefligini de ekleyebilmesidir. Ben gelecek yillarda bu motivator konumunda olan teknik adamlarin klup sefligi ya da sportif direktör olarak yasamina devam edecegini düsler iken taktiksel anlamda yetkinligi olan insanlarin da sadece bu ise konsantre olabilecegi görevlerle donatilacagini düsünüyorum.. Cok yerde bu basarildi -GS haric- ve fakat ne olursa olsun her ikisini de icerisinde bulunduran, her kosula göre ayak uydurup futbol pratik zekasi olan insanlarin bu iste bir adim daha önde oldugunu düsünüyorum. Tuchel, gelecek yillarda cok daha iyi olacak ve isminden siklikla bahsettirecektir..

1 yorum:

Empyrium dedi ki...

Sabaha karşı okudum, uyandıktan sonra bir kez daha okudum.Müthiş bir analiz, yazı olmuş yine.

Ellerine,emeğine sağlık.