22 Eylül 2010

İna Müller ve Derbi Algısı Üzerine.!



İna Müller şarkıcı, yazar filan. Çok da takip ettiğim,dinlediğim ya da okuduğum bir insanoğlu değil. Aynen ortada çok net olan 'Ronaldo'nun egoistliği' meselesini nasıl Sara dile getiriyorsa burada da İna kızımız başka bir gerçeğin altını çiziyor. Bu derbiler öncesi konu hakkında 'aralarında yeterince nefret yok' analizi aslında önemli. Meselenin kökeninde nefretin bulunmasının üzerinde durmak gerekir.

11Freunde dergisi geçenlerde en önemli 50 şehir derbisini okuyucularına listelemiş. Meksika'dan Arjantin'e ve Almanya bölgesel ligine kadar uzanan listenin 50.sırasındaki takım Liverpool - Everton.. Neden 50.Sırada.. ? Futbolu mu eksik ? Hayır.. Uzun süre barışçıl derbi olarak yaşam sürmüş. Yeterince bir nefretin olmaması önemli bir kıstas.

Daha da ilginç olanı ise 50 şehir derbisi içerisinde yer alan karşılaşmaların önemini de sürekli faullerle kesilen ve hakemlerin eleştirildiği maçlardan , taraftartarların çıkardığı olaylardan bahsederek belirtmişler. 16.Sırada varolan GS-BJK derbisinden önce 2007'ye vurgu yapılmış ve sahanın GS-FB derbisinden dolayı kapandığını, ilk defa seyircisiz oynandığının altı çizilmiş.

Velhasıl bu ayrıntılı listede GS-FB derbisi de var. Futbol nedeniyle mi ? Kesinlikle hayır ve arkadaşlar dışarıdaki insanın da derbiden anladığı güzel futbol değil. Sürekli kötü futbol sonrası bunun neresi derbi diye sormak bu açıdan doğru değil aslında zira kimsenin böyle bir beklentisi yok. Meksika ligindeki bir derbi mercek altına alındığında varolan liginin ortalama futbolunun üzerine çıkıp şahane maç beklemiyor, herkesin derdi aslında biraz şiddeti bol hikaye dinlemek..

50 tane derbi tanımı içerisinde bir kez olsun 'ya bunlar çok güzel futbol oynuyor da o yüzden derbi' filan dememiş kimse.. Dünyanın buna baktığı da yok, çok güzel futbol oynandığı için birilerinin bu derbiyi seyretme ihtiyacı ise hiç yok..

Bizdeki güdük mantık şudur: Abi bu ne yaa.. futbol hiç yok, yabancı görse bunun neresi derbi ? Ülke futbolu için 'bu nasıl futbol' denilmeli ve şu derbi muhabbetlerinden bağımsız yapılmalıdır ama bunun neresi derbi yaa benim anladığım şekilde doğru bir yaklaşım değil. Dahası derbi niteliği sanıldığı kadar 'olumlu' bir tanım mı bunun üzerine eğilmek gerekir.

Dışarıdan bir insanoğlunu o derbinin başına oturtan içerisindeki futbolun kalitesi değil. Senin basit bir futbol maçına çok fazla anlam yüklemen.. Saf futbol arayan Premiere Lig seyreder, Barca maçı ya da Bundesligaya bakar.. Derbilerin hikayesi ve maalasef iki takım arasındaki nefretin büyüklüğü ve bir maçın skorunun sonucunda ne denli üzüntü ya da sevinç yarattığı dikkate alınıyor. Daha da önemlisi dünyanın en önemli derbisi sıfatına sizi sokacak olan çıkarılan olaylar, sokulan döner bıçaklarının sergisi ve dahası maç sonucuna göre yıkılan insan muhabbeti. Tuhaf ama gerçek bu. Övünülecek bir şey olmadığının altını çizmek gerek.. 50 tane derbinin altında onun 'derbi' olduğunu belirtilen olayları inanın hiçkimse tasvip etmez.

Bu çelişki burada da var. Boca-River maçının o malum iki insanın ölümünü sık sık anarsınız.. Oysa başımıza gelse utancımızdan yerin dibine gireriz. Üzüntümüzden yıllarca ağlarız ve fakat bir başkasının içeriği olduğu vakit hikaye dinler gibi okuruz masal anlatır gibi de diğerlerine aktarırız. Avrupalının yaptığı da kısaca budur.. 50 tane derbinin altına yazılan kısa ayrıntılardan herhangi birisi kendi başına gelse futbolu yasaklar ama başka açıdan film gibi insanlara sunmayı da ihmal etmez. Bu sunum esnasında eleştirel de yaklaşmaz..


16 GS-BJK demiştik.. Fenerbahçe - Beşiktaş 29.. geride kalan listeyi de verelim.



15

Barcelona SC – Emelek

Ekvator'un en büyük liman şehirlerinden Guayaquil'da gerçekleşir. Madrid ve Barcelona şehir derbisi olarak algılanamaz ama bu şekilde olur bak.. Ispanya'dan göçen İspanyollar ve Katalanlar burada kurdukları takımlarla derbi anlamını Madrid ve Barca için sonuna kadar yaşatıyorlar..


14

Aston Villa – Birmingham City


13

Universidad – Colo Colo (Şili)

12

Roma - Lazio

Hepimiz biliyoruz bu derbiyi. Peki Avrupa basını ya da bu listeyi yapanlar altına neyi yazıyorlar ? Muhteşem bir futbol oynandığını ve mutlaka izleyin mi ? 1979'da vurulan Lazio taraftarını ya da Ultra'ların 2004'deki Totti tehtitini..

Aaa Yüzyılın derbisine bakın hani futbol filan sizin kendi aranızda yaptığınız saçma bir geyik zira derbilerde genelde çok da futbolla kimse ilgilenmiyor maalasef.. Burada mesele zaten futbol da değil.

11

Al Ahly – Zamalek (Mısır)

Bunun altına ne yazılmıştır önemli bir derbinin olduğunun anlaşılması üzerine ? Muhteşem gollerin atıldığı ve futboldan ülkenin bayıldığı filan mı ?

Diyor ki: Bu maçın olduğu vakit şehirde trafik akmaz. Hakemler yabancı ülkeden temin edilir ve 2008'de Guardian muhabiri derbi ile ilgili bilgi toplamak ve izlemek için gittiğinde havaalanından bindiği taksici uyarmış:

'Gitme.. öldürülürsün..'


10

Schalke - Dortmund.!

9

West Ham – Millwall

8

Newell’s Old Boys – Rosario Central

7

Flamengo – Fluminense

6

Kızılyıldız - Partizan

5

CSKA - Levski Sofya

4

Boca Juniors – River Plate

3

Galatasaray - Fenerbahçe

Eveet.. utanıyorum futboldan, bunun neresi derbi vesaire geyiklerini bir kenara bırakalım. Yabancılar konuyu titizlikle ele almış. Buradaki fotoğrafın seçimi dahi onlara ait. Zira başta da söylediğimiz gibi derbinin önemini içerisindeki futbol belirlemiyor. Kazanmanın ve kaybetmenin ölüm-kalım savaşı olduğu yerde genelde güzel futbol da oynanmaz.. Mesele çok başka ve sıralamada durum budur.

Altına da aynı zamanda kıtalararası derbi yakıştırması yapılmış. Bir taraf Asya diğer taraf Avrupa.. E Avrupa hangi taraf demeyeceksiniz sanırım ?;)

Lakin bu listenin üçüncü sırasında olmak gerçekten bir gurur kaynağı mı olmalıdır, bunun üzerinde düşünmek gerekir.

2

Olympiakos - Panathinaikos

1

Celtic - Rangers

Durum budur.

Derginin Türkiye futbolu hakkındaki yorumu da şudur:

"Türkiye’deki insanlar futbola hayatın geri kalanından daha fazla aitler. İnsanlar kendilerini kulüpleriyle tanımlıyorlar. Maçtan bir sonraki gün başka hiçbir şeyden bahsedilmiyor. İnsanlar burada sadece stadyuma giden basit birer taraftar değiller. Bir derbi kaybedildiği zaman oyunculara çok büyük eleştiri gelir. Türk erkeğinin iki tutku seviyesinde aşkı var. Biri ulusu, diğeri futbol takımı. Deplasman takımları tribünlerin sadece yüzde 5’ini alsalar da güçlü bir biçimde takımlarını desteklemekten vazgeçmiyorlar."

Yukarıdaki pasaj daha da ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Takım ve Ulus sevgisinin benzerliğinin işaret ettiği yer aslında kişinin ego tatminini nasıl gerçekleştirdiği ile ilintilidir. Bu şekilde ortalığı savaş alanına çevirecek boyutta önem kazandıran olgunun bireyin ulusu ve takımı kendisiyle özdeşleştirme durumundan kaynaklanıyor. Temelde narsizm burada başrolü oynar. Ulusuna, takımına söz geldiği vakit kişi onu kendi kişiliğiyle bütünleştirdiğinden dolayı kişisel hakarete uğramışcasına tepki verir..Bu yer yer ölümlere, futbolun dışına çıkarır. Mesele futbol olmaktan çıkar..

1954 Dünya Kupasında Almanlar kazandığı vakit burada çok garip hikayesini işlediğimiz dönemin Alman Fedarasyon başkanının farklı bir sevincini dile getirmiştik. O kupa sonrası ülke insanı bir nebze olsun burada bir 'tatmini' yaşar ve 54 öncesi durumların tekrarının önüne geçer diye umuyordu. O Hitler faşizminin de temelinde 'narsizm' ya da egonun tatmin edilmesi ile ilintili olduğunun farklı şekilde altının çizilmesidir.

Fanatizmin bu boyutunun hem milliyetçilik hem de holiganizm çevresinde ele aldığınız zaman ortaya milyon parçadan oluşan bir bütünü tek bir parça şeklinde kendisinde taşımaya,onunla gurur duyup ondan utanç duymaya geldiği noktada çok şey olasıdır. Dahası tehlikelidir..

Fenerbahçe Galatasaray derbisi Dünyanın en büyük 3 derbisinden birisidir. Bu doğrudur. Lakin bu gerçekten gurur duyulacak bir 'başarı' mıdır orası tartışılır zira ben bu liste içerisinde her derbinin 'önemli' olduğunu vurgulayan her ayrıntısının bir daha olmaması için futboldan bile vazgeçerim..

6 yorum:

Protanopia dedi ki...

Teşekkürler Borges. Saçma ve yanlış fikirleri eleştirirken net ifadelerden kaçınmadığın için.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Dostane elestiri:

"...Daha da önemlisi dünyanın en önemli derbisi sıfatına sizi sokacak olan çıkarılan olaylar, sokulan döner bıçaklarının sergisi..."

Su ifadeyi bir gazetede okusaydim "Lan acik acik siddeti tesvik ediyorlar" diye uzun bir yazi dosenirdim altina.

Borges dedi ki...

Shelby: Bir daha okuyayım ama sonuç hep aynı kapıya çıkar. Tanıyanlar bilir diyoruz.

Borges dedi ki...

Yazıyı değiştirdim. Durum gerçekten bu. Döner bıçakları ya da yaşanılan şiddet milyonların ortaklaşalığıyla sizi buraya taşır.

Ben durumun ne olduğunu ortaya koydum ama sanırım sonuca ilişkin yazıyı kısa tutmuşum, onu da ekledim.

BoZ dedi ki...

işte derbilerin en üst basamaklarında yer alan CSKA Sofya ve taraftarları...

http://10dadevre20debiter.blogspot.com/2010/09/bira-ic-sevis-ve-savas-ss-front-cska.html#comments

Unknown dedi ki...

üzülerek ve utanarak söylüyorum ki yıllardır izmirimizin güzide klüpleri süper lige çıksın diye beklentilerimizin sürdüğü zamanlarda da hep karşılaştığımız manzara karşıyaka ile göztepe taraftarlarının toprak kavgasını giderek büyütüp birbirlerini yemeleri oluyor.. derbiden anlamamız gereken eğer metinde belirtildiği gibiyse ne yazık ki bence göztepe-karşıyaka derbisi fb-gs derbisinin de üzerinde.. ya da öyleydi demeliyim.. bunların dışında bir izmir kulübü olan bucaspor'un süper lig'de olması da ayrıca benim gibi düşünen izmirliler için mutluluk verici..