21 Ağustos 2011

Farkımız.!



9 ülkenin liginin başlaması üzerine "TV'de futbol" olarak her ülkenin farklılıklarını dile getiren bir makale okudum. Orada yazar misal;

..İspanya'yı ele alıyor.

Barlarda sokaklarda her yerde televizyonların olduğunu ve futbolun nasıl sevildiğini,konuşulduğunu..

İngiltere'yi ele alıyor.

Almanyada hafta içi maç olduğunda "ingiliz haftası" derler. Ne kadar fazla maç yapıldığından ne kadar çok futbolun sevildiğine dair tarifler.. Elbette TV parasının nasıl çok fazla olduğu ayrıntısı.

Misal İsveç'i ele alıyor.

Burada hemen herkesin kendi liginden daha çok Premiere Lig seyrettiğinden..

İtalya'yı ele alıyor..

Maçların içerisinde kameraların soyunma odalarına da indiğinden bahsediyor.

Rusya'yı ele alıyor..

Şifreli kananlda izlemeyen çoğunluğun barlara akın ettiğini ve burada bir masa kapmanın en az 25 avro olduğundan bahsediliyor.

En sonunda Türkiye'yi ele alıyor.. Aynen aktarayım ben size.

"Her kanalın kendine ait bir tartışma programı var. Yerel kanallardan kulup kanallarına kadar.. Çok fazla maç görüntüleri olmamakla beraber bunun yerine bol bol sokak jargonu ile pireyi deve yapmak var. "
....

Maraton programının başlangıcı bir milattır bu ülke futbolunda. Ne zaman ki Cine 5-Lig Tv maç görüntülerini kendine sakladı işte o zaman görüntüsüz futbol programı yapmak zorunda kalan diğerleri çareyi işin bokunu başka yönden çıkarmakta buldular ve bu ülkenin futbol kültürü haline geldi. Sevsin ya da sevmesin maç görüntülerini en erken veren Maraton programının zorunlu izleyicileri de Erman Toroğlu karakterini içselleştirince bugünlere kadar geldik.. Bir futbol programının jargonu yabancı bir ülkedeki makaleye dahi konu oluyor ve biz bunu artık konu etmiyor şiddeti, futbol dışı olayları halkın cahilliğine bağlıyorsak işimiz iş demektir..

6 yorum:

emir.z dedi ki...

- Bu milleti sokak jargonuna alıştıranlara var ya, kırmızı, yok kırmızı yetmez bordo kart göstermek lazım Şansal... Hani Anadolu'da bir tabir var:
Boş fıçı çok langırdar, diye. Hah, işte o hesap! Dahasını söylerdim langırdamak demişken ama, RTÜK falan...
- Aman hocam...

ultraslanhaber dedi ki...

Harika bir yorum cidden.
Avrupa'da böyle bilinmekte kötü. Futbol konuşulacağına, Avrupa basının da dediği gibi bizim ülkemizde "Pireyi deve yapmak var."

Celal Abbas dedi ki...

Süper yorumlamışlar bizi.

Bu yapılanlara çok tepkili olan bir kısımda var ülkemizde. İzlemiyorlar ve tepkililer ancak her nedense izleyenlerin sesi duyuluyor yada Medya kolaya kaçıp işine geleni ön plana çıkarınca sanki halkımız bunu istiyor deniyor. Hayır halkımız bunu falan istemiyor siz halkımıza sizin istediğiniz üç seçeneği koyuyorsunuz ve onlarda birini seçiyorlar. Belki bu seçim olayındaki tepkisizliği eleştirebiliriz.

bundan 5 6 ay önceydi. bir kanalımızın popüler bir programı ceza yemiş ve yerine ta 90larda hazırlanmış bir matematik programı konmuş. yerine konan o program çok büyük reyting alıyor ve herkes şaşırrıyor. ben şaşırmıyorum buna şaşıranlar medya ve medya içindekiler. Çünkü medyadaki kafalar öyle çalışıyorki şaşırıyorlar buna.

TV yöneticileri medya işin kolayına kaçıyorlar. Kafa yorup çok güzel eğitici seviyeli yada çok iyi yorumların ve yorumcuların olabileceği programlar yapabilirler. ancak yapmıyorlar. ne yapıyorlar. işe yaradığı sürece işin kolayına kaçıp basit programlarla günü kurtarıyorlar.

Şahan Gökbakarın TV8de bir tiplemesi vardı. Eleman reyting düştüğünde şöyle bir saydırırdı tabii haliyle reyting zıplardı.

Morpheus dedi ki...

Abi makalenin linkini de verebilir misin eğer internet üzerinden okuduysan?

Borges dedi ki...

http://11freunde.de/international/142636?page=4

Buradadır makale. 4 bölümden oluşuyor.

"Jeder Sender hat eine eigene Diskutiersendung, vom Lokalsender bis hin zum Vereins-TV. Mit wenig Bildmaterial, dafür mit umso mehr Haarspaltereien im Straßenjargon"

bishop dedi ki...

bir ingiliz arkadaşımın dedigini yazmak geldi içimden
-siz pozisyon tartışırsınız biz futbol!
ben ingilizin yalancısıyım :)