5 Ekim 2011

Ağır İşçi Arda Turan!



Arda'nın açıklamaları beni hiç şaşırtmadı.

Lincoln kendisine helikopter bakıyormuş. Hakan Şükür'den dinlemiştik biz Lincoln hikayelerini. Bir yenisi daha..

Sonra Arda, kendisine GS'da geçirdiği o tüm sezonların içerisinde bir yerde tepki gösteren taraftardan yola çıkıp kırgınlığını dile getirmiş. Yerli-yabancı geyiği sürüp gitmiş.
500 bin avro alan oyuncuya 4 milyon verirseniz diyerek devam etmiş.

Bu oyuncular bu kadar lükse ulaşıp Galatasaray'ın üzerinden bu kadar başarı yakalayabilmelerine rağmen bu kulube, taraftara olan nankörlüklerini hiçbir zaman anlamadım, anlayacağımı da düşünmüyorum.

En son TRT'de AKP siyaseti nedeniyle Galatasaray taraftarına geçiren Hakan Şükür'e kızıyordum ama en azından bu adamın kazandırdığı onlarca şampiyonluklar, UEFA kupası, goller v.s.. Bir yerde yanlış da olsa "hakkıdır" diyorum yaşattığı sevinçler uğruna. Dahası Hakan Şükür takımın içerisindeyken akıllı davranıp başta Lincoln olmak üzere hemen hepsini motive edip başarılı olmasını sağlardı. Ne zaman ki takımın dışında kaldı o zaman başladı bu hikayeleri.

Arda Turan ?

Galatasaray'da oynar iken Arda Turan o yerden yere vurulan Lincon'un son saniye golüyle Hakan Şükür zamanı kazanılan şampiyonluğu gördü.

İşte Arda Turan'ın Galatasaray'a kazandırdığı sportif başarı budur.

UEFA Kupasını kazandırıp yıllar yılı şampiyonluklar gördüren kadronun müdavimlerinden bile çok fazla sevildi. Helikopter alacak kadar parayı misli misli kazandı. Galatasaray'ın değil Türkiye'nin en özel adamı oldu. Neyin karşılığınıda ?

Oynayamasam da mücadele ettim diyor. Arkadaşım mücadeleyse mesele Mustafa Sarp, Barış Özbek senden kat ve kat fazla mücadele eder iken terinin son damlasına kadar akıttı. Bu mudur muhteşem destek beklediği "ağır işçi" fedakarlığı ? Taraftar sahadaki saf mücadeleye muhteşem sevgi besleyecekse en nefret ettiği futbolcu Barış Özbek olmazdı. O Lincoln'un gerek son saniye şampiyonluk getiren golü gerekse de Skibbe dönemi soyunma odasında Haldun Üstüneltarafından tartaklanasıya kadar olan performansını sen gösterdin mi? Bir var beş yok on var şu yok ama elde var sıfır. Sahadaki mücadeleyi geçtim, takımın da içi oyuldu kaptanlığında..

O helikopter alan Lincoln takır takır hem Avrupa'da hem Ligde senden kat ve kat daha fazla etki edip döktürdüğü sezonun içerisinde soyunma odasında yönetici tarafından alkollü bir şekilde tartaklanmış, sonrasında parayı pulu siktir edip futbolu bırakma noktasına gelmiş ama senin kadar şikayet edip ağlak bir tavır sergilemedi. Altı ay da futbolsuz yaşadı buradan gidince ve üstelik Beşiktaş'ın teklif ettiği parayı da kabul etmeyerek.. Mesele paraysa durum bu.

Dört yıl boyunca sana duyulan sevgi, saygı herhangi bir kupa, herhangi bir başarı olmamasına rağmen zirve yapmış, sen bu bana göre üzerine basarak söylüyorum ki performanstan ziyade karaktere duyulan bu sevgiyi değil de tüm bu kötü sezonun hatrına bir kısım taraftarın yaptığı bir maçtaki tavra takık durumda kalmış bunu diline doluyorsun. O taraftar insan yahu.. UEFA kupası sonrası düştüğü durum ortada iken ve şampiyonlukları unutup ligde kalma mücadelelerine kadar gerilemiş durumda dahi en çok yine seni sevmiş, en çok sana tapmış ve bunlar değil de o küçük ayrıntı.

Arkadaşım, küme düşme potalarında gezinen bu taraftarın bir kez olsun dahi yanlış yapma hakkı yok mudur? Bu mudur İspanya'larda unutulamayan? Yahu bu taraftar seni kral yaptı, doğru-yanlış bir yana Metin Oktay'ın yerine koyacak kadar yüceltti, bunlar değil de o tepki midir her şey? Sizce de bir dengesizlik yok mudur yahu burada? İlla ki mazlum mu olacaksın, değil Galatasaray'ın tüm ülkenin göz bebeği konumundayken dahi ezileni , hakkı yeneni mi oynayacaksın yahu ? Senin yerinde bugün milyonlarca insan olmak istemesine ve bunda Galatasaray'ın bana göre özel olan taraftarının hakkı yok mudur? Bir bak müzene, ne kupası var orada Galatasaray'a kazandırdığın?

Biz o yıl Lincoln ile beraber UEFA kupasını dahi alabilirdik, böyle nefret ettiğin yerde o takım bütünlüğünü nasıl oluşturabilirsin ki?

İstediğin olmadı mı? Lincoln'u kovduk, on numarayı geçirdik sırtına ve kaptan da yaptık, daha ne istiyorsun be adam ? Kaptan, on numara, kulubün göz bebeği, her yerde sevilen, sayılan insan ama gel gör ki diline doladığın o zor dönemdeki taraftar tepkisi? bu mudur gerçekten on yılın özeti ? Nankörlük değil midir bu?

Hakan Şükür etkisi diyorum buna ben. Dehşet etkili anıları vardır. Parça parça o anıları dinleyen ben bile küfrederim yabancılara.

Mehmet Demirkol adamla TRT Stadyumda program yaptı, aylarca Lincoln dedi. Biz de bunu açık yüreklilikle kabul ediyorum ki fb-gs nefretine yorup yanlış yorumladık, haksızlık yaptık. Yabancı-yerli muhabbetini her yerde sürdürdü ki onunla iletişim halinde olanın başka şansı yok. Hakan Şükür yabancıların şaşal suyuyla yıkandığına kadar ayrıntıları verince sonradan bir başka kurbanı Sergen Yalçın gibi bu ülkenin en disiplinsiz oyuncusu bile onların disiplinsizliğini dile getirip yerliler eziliyor muhabbetine girdi. Neyse ki vekil olup gitti..

Bunları bilmiyor değil ama ben açıklayayım yine de. Burası Türkiye Süper Ligi. Örnek olsun Bundesligadaki Lincoln da 1.5 milyon alır. La Liga'dan Serie A'dan boşa düşmüş, kulup arayan değil o ligin starını alıyorsan aldığının üç katını vereceksin. Dahası sen Hamit'e 5 milyon verirsin ama o gider Bundesligada kalır vergileri çıktığında 2 milyon yoktur seneliği. Katar 10 katını verir. Bu piyasa gerçeği.

Haklılık payı vardır ama bu yönetimin işidir ve bu şekilde ülkedeki yaşayan yabancılara burasını dar edecek şekilde değil yönetimsel eleştiri olarak getirilmelidir. Premiere Lig'den değil Finlandiya liginden yetenek çıkarıp Premiere ya da Bundesligaya satacaksın. Ancak o zaman aslında ederi 4 milyon olan oyuncuya 400 bin vererek oynatma başarısını gösterirsin. Yabancıyla ilgisi yok bunun. Nihat La Liga'dan geldi gram katkı yapmadan Lincoln parası aldı arkadaşım, bilmiyor değilsin bunları. Emre 3.5 milyon kemiksiz alıyor ki Schweinsteiger'in net aldığı paraya denk neredeyse.. Mesele yerli yabancı değil hangi konumdaki ligden hangi oyuncuyu alıyorsun ?

Arda sportif açıdan başarı kazandıramamıştır belki ama Galatasaray kulubüne çok ciddi bir bonservis parası getirmiş. Dolayısla bırakın oynadığı zaman döktüğü terin karşılığını sadece bu para için dahil bir teşekkür plaketi sunulmalıydı. Burada sonuna haklıdır.

Ağır işçi tanımını mümkünse bir daha hayatı boyunca kullanmasın. Babasına ayıp etmiş olur başta, annesine, amcasına.. 35 yıl günde 12 saat fabrikada bir masanın başında hayatını emeğiyle kazanmak zorunda olan annem bile kullanmıyor bu terimi Türkiye'de köyde geçirdiği günleri düşünüp.. senin ne haddine ? Hobisini meslek yapmışların bundan milyonlarca avro kazandığı bir yerde ayıptır bu..

22 yorum:

Halim dedi ki...

arda = attention whore

M.Cagdas dedi ki...

Bence biraz agir olmus. GS taraftarinin Arda'ya buradayken yeterince sahip cikmadigini dusunuyorum. Fener medyasinin gazina gelip adama yapilmayan kalmadi, kafasini futbola verememesi icin hersey yapildi. Milli takimda oynamak icin sakat numarasi yapiyor gibi gerizekalica bir sekilde bile suclandi.
Ha kendi de buna zemin hazirladi orasi kesin, fazla medyatik oldu, mesela bir macta tribunde takim ark.lariyla oturmaktansa Kivanc Tatlitug'yla oturdugunu unutmuyorum. Emniyet muduru ziyaretleri falan.

Arda bence hep iyi niyetliydi, ve unutmayalim ki Hakan'la oynadigi donem cok gencti ve etkilenmis olmasini yadirgamiyorum, ozellikle de ulkemizde genc oyunculara verilen egitim seviyesini dusundugumde.

Kendisine verilen kaptanlik tamamen gereksiz, rezalet yonetimin verdigi aptalca kararlardan biriyid. Yeteneklerine odaklanmasi, kendisini gelistirmesi gereken cagda uzerine aptalca bir sorumluluk yuklendi. Kendisinden yasca buyuk, soz dinletemeyecegi belli olan bir suru adam varken (ki bunlara sonradan yeniceri denildi).

Basari kazandirma konusundaysa kiyas yapmanin pek dogru olmayacagini dusunuyorum, ki cok farkli iki donemden bahsediyoruz. Birinde Hagi, Bulent gibi takimda dominant adamlar vardi, ve zaten takimdaki oyuncu kalitesini kiyaslamak bile abes olur.

Biraz daginik oldu ama kusuruma bakmayin, koca kafayi kendimce biraz savunayim dedim herkes bu aralar kafa goz girerken :)

Borges dedi ki...

M.Cagdas: Bu Arda değil kim o konuma gelirse kaçınılmaz olandır. Almanya'da da bu böyledir Afrika'da da. Galatasaray şehir takımı değil, homojen bir tepki vermesi beklenilemez. 30 milyon bu. salağı var akıllısı var aptalı var. Güzeli var.. Geneli nasıl tepki verdi? Özeti bu mudur?

Ona yıldızlığından doğan tepkileri bir kenara bırakırsak taraftarın sahip çıkmadığını gerçekten düşünüyro musun? Yönetim değil taraftar onu kaptan yaptı on numara verdi en iyi kazancı sağlamasını v.s.

Hakan Şükür neler çekti bilir misin? Ya da Emre ya da diğerleri.. Arda Turan çok sevildi, çok sayıldı en yukarıya çıkarıldı üstelik iki çalım sonrası abi. Alex bile delicesine eleştirildi bu ülkede.Çok değil geçen sezonun başında Alex hakkında yazılan çizilene bak onca gole onca kupaya rağmen..

E birazcıcık olsun yahu. Sorun şu: Ortalaması bu mudur? GS ona gerçekten sahip çıkmamış mıdır sevmemiş midir yoksa ?

Bence fazlasıyla sevdi, fazlasıyla değer verdi. Koşmak nedir yahu ? Mücadele etmek? Kim etmedi ? Mustafa Sarp mı etmedi Barış Özbek mi Ayhan mı?

Ortalaması buymuş gibi göstermeye onun hakkı yok. Çok büyük haksızlık yapmıştır taraftarına çok açık ve net..

Batistuta35 dedi ki...

Şu ağır işçi muhabbeti inanılmaz gerizekalı bi yorum olmuş ardanın. moda oldu futbolcularda sıkışınca çok baskı var çok çalışıyoruz. Anlamıyorum arkadaş günde 2-3 saat idman yapıp haftada 2 maç yapmanın üstelik sevdiğin bi hobiyi mesleğe dönüştürmenin nesi ağır işçiliktir ki? gerçek ağır işçilerin 1 senede kazanamayacağı parayı tek bi maçta almalarına gelmedim bile daha. hakkaten insanı salak yerine koymaya alışmışlar bunlar

hagi dedi ki...

Selamlar

Bence Arda ile Hakan Sukur'u kiyaslamak dogru degil. Hakan Sukur,tam anlamiyla dogru zaman,dogru kulup,dogru taraftar ve dogru kadronun ayni anda olusmasiyla Hakan Sukur oldu. Biliyoruz ki 92de bursadan fenere transfer olsaydi muhtemelen su an adini bile hatirlamiyor olurduk.Hatta 2000lerin galatasarayinda debutunu yapsaydi yine basarisiz olurdu.Son derece sabirli bir camia,iyi hocalar,vizyoner yonetimler yani butun sartlar birlesti ve Hakan Sukur su an bile yabanci arkadaslarin turk futbolundan konusurken bana ilk sorduklari isim oldu.Basarilarinu kucumsemek icin soylemiyorum,turk futbolunun yetistirdigi gelmis gecmis en buyuk oyuncudur benim gozumde.Ama dogru zamanda dogru yerdeydi.Hakeza Galatasary'in UEFA kupasini Fatih Terim tek basina veya hagi tek basina veya hakan sukur tek basina aldi diyebilir miyiz?Hepsinin bir araya gelmesi vurdu turk futboluna o damgayi.
Arda ise bu acidan sansli veya kismetli degildi acikcasi.6 ayda bir hoca degistiren tarihin en basiretsiz ve capsiz yonetimlerine,UEFA sonrasi tribunleri dolduran suursuz sendromlu ergenlerin hakim oldugu taraftar topluluguna "denk geldi".
Herhangi bir hocayla tam 2 sezon calismadi Galatasarayda.Buna ragmen galatasarayda olaganustu katki yaptigi(sampiyonluk macindan onceki sivas macinda hat-trick) bir sampiyonluk ve milli takimda avrupa ucunculugu.21 yasinda milli takima bu kadar katki yapan bir turk futbolcusu biliyor muyuz?Veya soyle diyelim,Hakan Sukur 21 yasinda milli takimi boylesine sirtlayabilir miydi?(Demirkol'un Hirvatistan veya Cek Cumhuriyeti macindan sonraki yazisinin basligi geldi aklima 'Efsanevi Arda Turan')

Dolayisiyla ben Ardanin 'sunu bunu kazandirmadigi' elestirilerini cok hakli bulamiyorum.Her sene ortalama 2 hoca ve 7-8 oyuncu degistiren 90larin feneri haline gelmis bir takimda yapabileceginin en iyisini yapmistir bence.Bir de ustune bonservis rekoruyla giderek bundan once galatasarydan avrupaya ayrilan hicbir oyuncunun da yapamadigini yapmistir. Ilk macinda teknik direktorunu yuhalayacak(Skibbe-denizli maci) kadar tuhaf bir kitlenin hakim oldugu taraftarin onunde oynadigini tekraren vurgulamakta fayda var.Samsun macinda,yani sezonun ikinci macinda oyundan cikarken Kazimi yuhalayan kitle ayni zamanda,kotu oynadi diye sezonun ikinci macinda adami psikoljik olarak bitiriyor.Hatta iddia ediyorum,hagi su oynuyor olsa 1-2 mac kotu oyunu sonucunda o da yuhalanirdi.Dolayisiyla kendisine 'sinema pesinde bestesi' yapanlar icin az bile demis,oldukca kibar davranmis diyebilirim.

Ote yandan,yabanci oyuncular meselesinde sacmalamis. maalesef G.Saraydaki altyapi kulturune artik iyice tesir ettigine inandigim yabanci dusmanliginin etkisi altinda kalmis.Soylediklerinde hakli oldugu yanlar tabii ki var,ama kaptanligi yaptigi takimin oyunculari hakkinda ayrildiktan sonra boyle ajite edici konusuyor olmasi icindeki sonmemis nefreti gosteriyor.Agir isci ifadesi de bu kontextte soylenmis,absurd tabii.Bunlari soylememeliydi.

sevgiler

Celal Abbas dedi ki...

Ardadan şu itiraflarıda bekliyoruz. Ben yabancılara kızdığım için elanoya Lincolne onlara pas atmazdım pas vermek istemezdim. Onlara gol attırıp kahraman olmalarını istemezdim. olmuşmudurki acaba. yapmışmıdır düşünmüşmüdür sahada. Takım Başarısı yerine yabancıların başarısızlığını istemek için çaba harcamışmıdır.

Celal Abbas dedi ki...

şu ağır işçi muhabbetini duyunca ,Bir ara istanbulsporlu futbolcular içinde böyle bir haber yapılmıştı zamanında. İstanbulsporlu futbolcular parasızlıktan soğan ekmek yiiyorlarmış gibisinden arabesk haber yapılmıştı. Antrenman sonrasında da Spor arabalarına binip gidiyorlardı bu futbolcular. merak etmiştim arabalarına koyacak benzini nerden buluylardıki.

emilio santos dedi ki...

Yanarım yanarım Giovanni dos Santos'un bunun yüzünden harcanmasına yanarım. ne Mlada Boleslav maçıymış arkadaş 4 yıl ekmeğini yedi.

Cereyancı dedi ki...

Hakan Şükür takım arkadaşlarına cebinden para ödeyip bu konuları yönetimle tartışan bir kaptandı, Arda ise başkanla yönetimle kanka geçinip takım arkadaşlarını resmen ırkçılık yaparak yarı yolda bırakan kaptan... O zamandan bu günleri gören azınlıktan olduğum için mutluyum...

Schumy dedi ki...

Hakan Şükür'den de haz etmezdim ama o en azından saha içerisinde satmadı takımını. Oruçlu moruçlu oynadı futbolunu. Ama bu beyzade saha içinde pas vermemelerden, saha dışında konuşmalara kadar hepsini yaptı. İyi ki gitmiş, beni haklı çıkardığı için de kendisine teşekkür ediyorum...

Polkazan dedi ki...

Arda ne yazık ki geçmiş dönem GS efsanelerine ait kaptanlık nişanını takmasından aldığı kuvvetle bir kaptanın yapmaması gereken çok şeyi yapmıştır. Unutmaması gerekende bunca sene kendisini yüreği el vermemesine rağmen "büyük kaptan" sloganıyla destekleyen taraftarını, münferit birkaç davranıştan sonra sürekli aşağılayıp suçlayıp, salt kendi geleceğini düşünerek çekip gitmiş olmasını gizleyerek,gitme sebebi olarak göstermiş olmasıdır. Yazık... Boşuna demiyorlar. GS forması ağırdır herkes kaldıramaz. Yazıya tümüyle katılıyorum. Bu katılımım da Arda ya olan nefretten değil, atlanan detayların hatırlatılmasındandır...

kısacası denecek tek laf
"gittinmi kardeşim... dönme daha geriye...önüne bak...burada kendine dönecek yer yapmayı bırak ..."

OguzhanKayiran dedi ki...

Sonda söyleyeceğimi en başta söyleyim : Arda'nın açıklamaları kuyruk acısı.Bizde oynamayıp milli takımda oynadığı dönemdeki
halini savunan biri olarak söylüyorum.
-Konuyu ele alacak o kadar çok yön var ki.Madde madde aklıma gelenleri paylaşim.
-Arda İsviçre maçında attığı mucize golü o takımda kime armağan etti,yedek kulübesine kim için koştu,5 numara?Arda'nın idolü,
fikir babası herşeyi danıştığı adamların başında E.Belezoğlu (Orhan Ak,Serdar Özkan'dan önce).Örnek aldığı isim o Arda'nın.
Emre Fener'e gittiğinde bile 'Emre abim şöyle,Emre abim böyle' diyip duruyordu zaten.Hakan'dan Hagi'den Tugay'dan önce onu biliyor,
seviyor Arda.Eskiden derdim 'Arda hayatta fenere gitmez' diye ama artık onunda ihtimali var,şu açıklamalarından sonra.Bana göre
kılavuzu karga çünkü.Bu kadar duygusal birinin mantıksal bakan biriyle samimi olmasının sonucudur bu.
-Jack Wilshere 19'unda baba oldu.Düşünün bi bizim futbolcunun böyle yaptığını.Medyayı.Böyle medya varken başta top oynamakta zor.
Ki aynı adam medyanın bu kadar üstüne gelmesinden,röportaj sırasında ağlayan adam.Hakan'dan Bülent'ten tek farkı yükü genç yaşta
alması ve duygusallığı ön planda olması.Ve benim param olsa değil bi salon bütün sinemayı kapatırım kız arkadaşım için.Bu görgüsüzlük
değildir.Paran varsa iyisini alıp hediye edersin yoksa daha ucuz basit bişe alırsın.Jesttir bu.Büyük olunca 'hayvan,görgüsüz,ayı' demeye
gerek yok.Ama medya..
-Alex'ede eleştiriler oldu başta evet.Ama Arda'nın solundan bile geçmedi bunlar.Bilica'yı,Guti'yi en fazla iki gün okumuşsunuzdur 3.gün
haberi yoktur.Ama Arda günleri geçtim aylarca konuşuldu.O'da insan.
-Şuanki medya patronlarının,çalışanların büyük bir kısmının fenerbahçeli değil fanatik fenerbahçeli olduğundan bahsetmiyorum bile.
-Son olarak Arda'yı bu hale getiren en önemli isimlerden biri Adnan Polat'tır.Sırf gitmesin diye bi oyuncuya 10 numara ve kaptanlık
verirsen olacağı budur.Takımın en neşeli adamını böyle bitirirsin ancak.Medyanın önüne atıpta sonra savunmayanda kendisidir.Arda da
bişe varmış gibi her seferinde 'yönetim ne derse o' derdi,en son dayanamadı başka yönetim bile olsa gitti..
-Ayrılırken Küçük Kaptan diyorduk ama ordaki olayların hoş olmadı be Arda.Formamda ismin var ama artık eskisi gibi çok giyeceğimi
zannetmiyorum.Yinede sen orda başarılı ol.Ha fenerede dönersen ordan o formayıda yakarım bunuda bil.

B - T dedi ki...

kısaca fikrim şu: arda'nın kendine "futbol entellektüeli" yaftası yapıştırma çabalarıdır bu vb. açıklamalar.

ama neyi nasıl söylemesini bilemediği içinde böyle saçmalıyor... Eleştirilmeside normalleşiyor.

Adsız dedi ki...

Ardanın röpörtaj verdiği aynı dergide Bayer Leverkusen alt yapısında yetişmiş Burak Kaplan röpörtajını okuyunca alt yapını eğitimini avrupada almış Türk oyuncu ile aynı eğitimi Türkiyede almış oyuncu arasında ki mantalite farkını çok rahat görebiliyorsun.

Arda'nın Türkiyedeki yabancılar hakkında görüşü
''Türkiyede yabancılar çok para alıyor,onlar parasını alıyor biz aç kalıyoruz soğan ekmek yiyoruz biz mercedes sls amg ye biniyoruz,onlar helikoptere biniyor''

Burak Kaplan'a , Guti,quaresma ile aynı takımda oynamak nasıl bir duygu diye sorulmuş.

''şampiyonlar liginde oynamış, kupasını kazanmış üst düzey maçlar yapmış oyuncular onlardan öğreneceğim çok şey var bende öğrenmeye açık biriyim''

sonra da ben 4-4-2'yi milli takımda öğrendim, alt yapılarda eğitim yetersiz...
Yeterli eğitim verildiği söylenen Bundesliga alt yapısından yetişmiş bir oyuncu avrupada 500.000 euro'ya oynar dediği yabancılardan öğreneceğim şeyler var diyor.

balikskateboard dedi ki...

Örnek veriyorum, Derya Büyükuncu; adamın onlarca uluslar arası şampiyonluğu 100 ün üstünde rekoru var, bu adamın Ferrarisi yok Helikopteride. Derya gibi yüzlerce başarılı sporcumuz var. Başarı alınan derecelerle ölçülmüyor malesef. Reyting le ölçülüyor. Arda ya geçiren siz arkadaşlar; Bu herif daha çocuk, onu çocuk yaşta dahi ilan eden, paralara boğan, aşırı ilgi gösterenler kimler acaba. Şu blog sitesine yüzlerce kelime sarf eden, futbol yorumlarını dinleyip saatler harcayan, haksız kazanç ve reyting yaratan sizlersiniz. sorumlusu siz. Herkesin karakteri farklıdır, şımarma derecesi de farklı. Arda Turana, Hakan Şüküre, zarta zurta bu kadar kafa yoracağınıza, ne bileyim...ülke meselelerine kafa yorup tartışın, veya parkta bi yürüyüşe çıkın, veya nebileyim oturun bi susun, düşünün. Yada yabancılar nası diyo "Get a Life Man!!!"

Borges dedi ki...

balikskateboard: Neden yazıyorum biliyor musun ? Çünkü dışarıda hayatı yaşamak ya da ülke meselelerine kafayı yormak varken burayıp okuyup üzerine üşenmeyip bir de yorum yapan insanlar olduğu için.. "get a life man".

CaRtMaNtR dedi ki...

arda öyle bir jenerasyondan sonra geldi ki ister istemez onların (özellikle hakan şükür ve bülent korkmaz) tedrisatında kalınca ister istemez yabancı düşmanı oldu.

vakti zamanında elano'ya, dos santos'a pas vermemek için yaptıklarını (ve mustafa sarp ve ayhan akman gibileri ile kankalıklarını aşırı derecede sahaya yansıttığını) unutmamak lazım.

arda'yı suçlamıyorum çok yanlış bir ortamda tek başına kalmış olması onu bu hale getirdi.

sırf bu nedenle hala gençken yurt dışına gitmiş olması bence iyi oldu. en azından orada vizyonunu geliştirme şansı olacaktır.

avrupada geçireceği üst düzey 5 yılın ardından kendisine bu sorular sorulduğunda yine böyle cevap veriyorsa onun kişiliği hakkında da yanılmışız demektir.

şu ağır işçi edebiyatı ise ciddi anlamda komik oluyor.

Abelardo dedi ki...

Ağzına sağlık Borges

Adsız dedi ki...

fuat akdağ sabahları spor servisinde sporcular demeç versin diyo sürekli ama görüyoruz ki sporcular ipin ucunu kaçırında saçmalamaya başlıyorlar. bence özellikle futbolcular konuşmadan işlerini yapmaya devam etsinler aksi halde taraftarın daha fazla tepkisini çekecekler!

galas dedi ki...

Ellerine sağlık Borges, teşekkür borçluyum sana içimde biriktirip de söyleyemediklerimi yazdığın için.

Ben bu konuda hep sustum. Kimsenin yanında ağzımı açıp Arda'yla ilgili yorum yapmadım. Kol kırılır yen içinde kalır ya hani. Kızgındım, kırgındım, pişmandım ama sustum. Şu son söyledikleriyle birlikte artık patlayacak noktaya gelmiştim. Söylemek istediklerimin çoğunu yazmışsın. Çok teşekkürler. Kalanları da bir çırpıda yazıvereyim şuraya, kusuruma bakmazsın umarım.

Galatasaray taraftarı Arda'yı protesto etmiş, Arda'ya çok yanlış yapılmış, Arda kırgınmış. Bunları söylediği zaman ah diyorum, ah şimdi karşımda olsa da biraz da ben konuşsam.
Arda ve takımın kalanı protesto edildiğinde üzülmüştüm çok. Benim de canım yanıyordu, mutsuzdum, isyanlardaydım ama ben oldum olası bir kaç istisna dışında sevmem bu "takımı protesto etme" meselesini. Sanki aile içi bir mesele ortaya dökülmüş, evin içindeki kavga birden mahalle ortasına taşınmış da, bütün komşular pencerelerden bizi izliyormuş gibi hissettirir bana. O zaman da çok üzülmüştüm, "kimlerin ağzına laf verdik şimdi, yapılacak şey değil bu" demiştim. Olmaması gereken bir şeydi bana göre, ama, olmuştu işte. Hata olarak görülebilir-görülmeyebilir, protesto yapana sorarsan, futbolcuları silkeleyip kendine getirmek istemiştir. Bana göre hataydı. Ama asıl hata, bundan sonra, Manisa deplasmanında oldu. Manisa'da, Galatasaray taraftarı "büyük kaptan"ını tribüne çağırdı. Ama "büyük kaptan" gitmedi o tribüne. Adım gibi eminim, takımın şampiyonluk adına hiç bir iddiası yokken, oraya saatlerce yol yapıp çevre şehirlerden Cimbom'u görmeye gelmiş taraftarların olduğuna. Belki 1 kişi belki 5 belki 15. İsterse bu söylediğim tutmasın da, 0 olsun. Galatasaray kaptanı nasıl sırtını döner taraftarına? Nasıl küser? Kendisini belki de en çok savunan adamı, çocuğuna onun adını veren taraftarı, sakatlanınca en az kendi ailesinden birinin canı yanmış kadar üzüleni... Nasıl cezalandırır ve aylar aylar sonra bile, nasıl devam eder böyle konuşarak cezalandırmaya? Bana göre hataların en büyüğü budur. Galatasaray kaptanının yapacağı en son hareket bile değildir, olmamalıdır.

Para konusunu, "yabancılara tolerans çok, bize yok, adım x'inho olsaydı..."yla birlikte ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Arda Turan, ya da Hakan Şükür, bugüne kadar elde ettikleri bireysel başarıları ve geldikleri noktayı Galatasaray'a borçlular. Her zaman borçlu olacaklar. İleri geri konuşup Galatasaray'a zarar vermeye çalışmadıkları sürece, Galatasaray taraftarı da onlara borçlu olacaktır, öyle ya da böyle yaşanılan güzel anılar için onları sevgiyle anacaktır.

Plaket sipariş edilse yetişmezdi Borges. Öyle gitti. Ligin başlamasına 2 hafta kala... Hangi plaketten bahsediyor? Basın toplantısını Florya dururken nerede yaptı, önce onu söyleyiversin bir zahmet. Vedası da zaten Emre Belözoğlu'nu koruma, kollama ve parlatma şenlikleri gibiydi. Evim dediği yerden ayrılırken, veda ederken, insanın söyleyeceği şeyler bunlar mıdır gerçekten?

Uzadıkça uzuyor bu, son olarak, günde 12 saat ve üstü (genellikle üstü) haftada 7 gün çalışan, üstüne 3 kuruş para kazanıp geçinmeye çalışan insanlar biliyorum. Bunaltıcı sıcakta, makine uğultusunun hiç kesilmediği fabrikalarda, inşaatlarda...

"...Takım yorgun muydu?"
"Yorgun? Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur."

Adsız dedi ki...

Lincoln, oynadığı 2 sezonda toplam 67 maç oynayıp 16 gol 29 asist yapmış.

Arda, Lincoln'le beraber oynadığı o 2 sezonda toplam 90 maç oynayıp 20 gol 33 asist yapmış.

Lincoln her kampa geç katılan, hocasıyla sorun yaşadığı için kılı dönse sakatım diyen, ikili mücadeleye girmeyen, güçsüz, çalışmayan bir oyuncuydu.

Arda'nın karakterinden hiç hazzetmem. Kendisini sevmiyorum fakat Lincoln'le kıyaslanmayacak kadar büyük topçudur arda. Karakter bazında da, oyunculuk bazında da. Sonuçta Lincoln eli sargılı diye top oynamıyorken, biz Arda'nın delik diziyle Trabzon'da attığı deparı da gördük.

Adsız dedi ki...

Önceki yorum geldi mi bilmiyorum, o yüzden bir daha yazacağım.

Lincoln, Arda'yla beraber oynadığı 2 sezonda - ki bu sezonlara Feldkamp'lı sezon da dahil - 67 maçta 16 gol 29 asist yapmış.

Arda ise bu iki sezonda toplam 90 maçta 20 gol 33 asistle oynamış.

Neresinden baksan Lincoln'den daha verimli. Arda'nın karakteri her ne kadar leş olsa da, o konuda bile Lincoln'den daha iyi.

Her kampa geç katılan, kılı dönse oynamayan, ikili mücadeleye girmeyen, güçsüz tembel bir adamdı Lincoln. Tekniği sebebiyle ilah oldu.

Lincoln eli sargılı diye oynamazken, arda delik diziyle Trabzon'da depara kalkıyordu, bunu da gördük biz.