4 Kasım 2011

Lucien Favre..



O Bundesligaya ayak basmadan İsviçre'nin tozunu atıp geldi. Kazandığı iki şampiyonluk bir yane iki kez yılın antrenörü seçilmesi.. Hertha Berlin ile şampiyonluk mücadelesi verecek kadar başarılı oldu. Son sezonunda takımıyla beraber dibe vurdu. Belki onu diğerlerinden farklı kılan 13 yıl aralıksız çalışmanın sonucunda ara verdiği zaman kurslara gidip kendisini geliştirmesi. Antrenörlüğünü, yabancı dilini.. Arkasından tüm Almanya'nın çoktan düşürdüğü ligin son sırasında yer alan Mönchengladbach'ı kümede tutması bir yana aradan geçen 180 gün içerisinde ligin zirvesine çıkarması üstelik transfer filan da yapmadan..

Detaycı.

Sportbild'e verdiği röportajın içerisinde muhabir onu ters köşeye yatırmak istiyor ama bakın nasıl sonuçlanıyor..

-Sizin için analizci ve detaycı derler.. Küçük bir test yapalım. Bu sezon takımınız yakaladığı pozisyonların yüzde kaçını değerlendiremedi ?

-80. Bu oran çok fazla.. Yakaladığımız pozisyonların toplam sayısı 57. Sadece Bayern bizden daha fazla..

Etkileyici değil mi?

Akabinde hangi teknik adamı daha yakından takip edip neyi nasıl yaptığını yakından görmek istersiniz gibi bir soruya verdiği cevap ise Guardiola. 1993 yılında 15 gün Johann Cruyff'ün yanında staj yapmış, çok fazla etkilenmiş. Onu en çok etkileyen hocaların başında da Almanya'nın ve aslında bizlerin de çok tanımadığı Lorient teknik direktörü Christian Gourcuff. Küçük bir şehir ve kulup ama onun orada yaptığı antrenmanlar inanılmaz diye devam ediyor.

İlginç gelen bir başka nokta ise İsviçre'de çalışır iken video analizlerini eşi ile beraber yaparlarmış. Burada elbette bu işi profesyoneller yapıyor diye devam ediyor.

Reus Hakkında ?

"Bugüne kadar çalıştığım futbolcular arasında en iyisi. Ofansı iyi olduğu kadar defansı da güzel. Onun kafası çok hızlı çalışıyor, her şey burada başlayıp bitiyor. Onun belki de en önemli özelliği futboldan anlıyor olmasıdır. Potansiyeli çok ama çok fazla. Uzun süre burada kalmasını istiyorum ama elbette karar verecek olan odur, ben sadece teknik direktörüm. İnsanlar onun burada kalmak istediğini henüz algılayabilmiş değil.Yine de zaman ileride bize neyi gösterir onu bilemem. Şu anki durumda gelişimi için en iyi kulup burası.."

Hafta sonu eski takımı Berlin'ın karşısına çıkacak. Nerden baksan onun için özel bir karşılaşma..

Lucien Favre ve Mirko Slomka'nın takımları (Gladbach ve Hannover) teknik adamın kurguladığı ve başardıklarıdır. Bu iki takım da transfer yapmadan yönettiği takımlara sınıf atlatmayı başarabildi. Özellikle defansif stratejileri bence yakından takip edilip kopya edilesidir..

1 yorum:

joeyknish dedi ki...

İlk hafta..Bayern maçı...Sahaya Hanke-Camargo ile çıkıyor..Çift santrafor..Arango ve Reus da kanatlarda...Savunma orta saha çizgisine yakın oynuyor..Geride bekleme yok... Takım oynuyor...Top oynuyor..

İkinci yarıda 62'de golü buluyor..Santraforlardan birini ne zaman çıkaracak diye bekliyorum.. Çıkarmıyor.. Geri çekilecek mi
diye bakıyorum... Çekilmiyor...


Rakibi gözüne kestirdiği maçlarda orta göbekte Neustader-Nordveit ikilisinden birini kesip Marx'la başlaması..(3.hft Wolfsburg/5.Hft K'Lautern/7.hft Nürnberg...)

İç sahadaki maçlarda çift santrafordan vazgeçmemesi...(Leverkusen maçı istisnası hariç..Gerçi maçı değişiklikler sonrası Marx+çift santraforla bitirdiydi..)

Bi tek...Şu son üç maçta sağ açıkta Hermann tercihi...(İki senedir olacak diye bekliyoruz; ama oyun karakteri açıktan çok içe daha yatkın gibi..)

Sözün özü...Yaş itibariyle o 70'lerdeki efsane kadroya yetişemedik; ama çocukluğumuzda her daim ağız dolduran ismiyle; ergenliğimizde ise Martin Dahlin ve Effenberg'li kadroyla sempatilerimize mazhar olmuş takımı geçen sene kümede tutan, bu sene de bu halde görmemizi sağlayan adama şahsen ben şükran borçluyum..Allah razı olsun!

(Lorke türküsü melodisi ile)

FavreFavreFavreFavre...Lu-ci-en Faaavre...