9 Ekim 2008

Ordan Burdan

Thomas Oral



Alman ikinci Bundesliga takimlarindan FSV Frankfurt'un teknik direktörü. Fedarasyon tarafindan cezalandiriliyor, nedeni ?

Hakemin Ofsayt kararina "cok fazla" isyan etmesi. ceza da ceza.. 750 euro.!

Hawar Taher







Famagusta'li forvet Sampiyonlar Liginde gol atan ilk irakli olma serefine erismistir. Gecen sene bunu Bielefeld almak istemisti, gelmek istememis idi. Cok dogru yapmis görüldügü kadariyla.

Estiven Velez



Kaka'nin yanindaki oyuncu. Atletico Nacional de Medellin (kolombiya) takiminda oynuyor ve takimini aldigi ölüm tehtileri nedeniyle birakti. Kacti gitti garibim. Alman haber sitesi diyor ki Gladbach'a gelsin, orada öyle kötü olunca kimsecikler bir sey demiyor.

Joseba Etxeberria




Athletic Bilbao'lu oyuncu 2010'da kariyerini sonlandirmayi dusunuyor. Velakin son sezonunda da klube olan sevgisinin bir göstergesi olarak maas almadan oynayacagini söylüyor. Yaklasik olarak klube iki milyon euro bagis yapiyor bir anlamda. Zira yillik ücreti iki milyon.. 1995 yilindan bu yana klupte olan oyuncu diyor ki: Klubum benim sürekli arkamda durdu, sakatlandigimda dahi bana güvenlerini hicbir zaman yitirmedi ve ben giderken bunu bir sekilde ödemek istiyorum".

Yapi olarak paraya karsi her türlü güzel durusu her daim tebrik ederim. Temelde ne olduguna bakilmaksizin parayi önemsizlestiren her türlü etik deger, el üstünde tutulur.

Christian Abbiati



Malum demecini biliyorsunuz. Fasist oldugumdan dolayi bir utanc duymuyorum. Fasizmi biraz kirpmis ve halkin can güvenligini ve refahini -baskalarinin can güvenligine ve refahsizligina da olsa- sagladigi ölcüde begeniyorum demis.

Simdi bu adama bu yastan sonra ne dusunuyorsun sen yahu ne diyorsun denilmez, ben de bir sey demiyorum. Milyonlarca insanin öldürülmesine vesile olmus bir dusuncenin savunulmasi, insanin düsünce özgürlügü cercevesinde degerlendirilemeyecegi kanisindayim. Ama asil sorun Maldini de.

Takim kaptani ve pek coklarinin örnek aldigi buyuk futbolcu. Cok fazla tepkisiz kaldi gibi geliyor. Amma velakin Berlusconi'nin takimindan cok fazla bir sey beklemiyoruz zaten.

Berlin Olimpiyat Stadi.



Kadinlar dünya kupasi 2011 acilis maci burada olacak. Bu önemli degil de kapasitesi 74.500. Berlin takimi ortalama 40 bin seyirci ile ancak oynayabiliyor. Önemli olan ise Galatasarayimin burada mac yapacak olmasidir ve cokca macini kacirmama ragmen bunu kacirmayacagiz. Gerci yazin 1860 Munih karsisinda görmüs, etmis olsak da o günü bekliyoruz simdiden..


Mesut Özil'in Karari.!



Hem Alman ve ayni zamanda Türk milli takimi onu istiyor. Löw, Milli mac sonrasi Özil ile konusacagini belirtti basin toplantisinda. Bugüne kadar sessiz kalan Terim tam da alman milli formayi sirtina gecirecek iken "bize gel" diyor.. Hamiti,Halili araya sokuyor ve simdi ilgileniyor.. Ve fakat Özil 2 yildir yildiz adayi, star..

Oysa Alman milli takimi cok cok önceleri Mesut Özil ile ilgilenmis, U17 , U19larinda oynatmis, her seyden önce yakin iliski kurmus.. Özil, Alman vatandasligini secmis, türk pasaportunu iade etmistir.

Simdi kime gitmeli ?

Arkadaslarla kendi aramizda dahi cikmaza düsüyoruz.

Isterim ki Türk Milli takiminda oynasin.. Velakin oyuncu acisindan bakarsak isler biraz karisik. Misal su an Alman Milli takiminda oynayan Serdar Tasci bana göre alman milli takimini secerek cok buyuk hata yapmistir. Olasi Mertesacker'in yoklugunda bir iki kez forma giyer en fazla. Alman milli takimi defansif olarak güclüdür ve yabanciya ihtiyaclari yok. Aksine, Türk Milli takiminin Serdar Tasci gibi defansa ihtiyaci var, en az 10 yil kalirdi ve biz de kurtulurduk Gokhan Zanlardan filan..

Oysa Özil ?

Alman orta sahasinda Özil gibi oyuncu yok. Teknik orta sahalar azinlikta. Marko Marin var biraz.. Bundan önce de Thomas Hassler vardi. Elle sayarsin tek tek.. Özil her daim almanya takiminda oynar. Tascinin da her zaman Türk Milli takiminda oynayacak olmasi gibi..

Velakin duygusal bakarsak baska, oyle bakarsak cok baska boyle bakarsak cok cok baska.

Yalniz kimse "türksün" burada oynasin geyigine girmesin. En azindan söyle bir resim cizilsin kafalarda. Özil bu türkcesi ve almancasiyla Türk Milli takiminda mi Alman Milli takiminda mi kendisini "yabanci" hissedecektir.?

1971 - 1994



Asagida bahsedilen "alman" golcülerin golleri..

Misal Klaus Fischer'in rovasatasi 1.49'larda filan baslar.. Matthäus'den listeye giremeyen "Kafa"ci Riedle'ye, Thomas Hassler'e kadar pek cok ismin seyredeger milli takim golleri..

8 Ekim 2008

Bixente Lizarazu



Futbolda bütün buyuk basarilari elde ettikten sonra cekildi Fransanin köyüne. Sampiyonlar Ligi Sampiyonu oldu, Avrupa Sampiyonu oldu, Dünya Sampiyonu oldu ve simdiden kendisini emekli edip o muhtesem iki katli evinde yasamin tadini cikariyor..

Ciboure'de kaliyor. Ispanya siniri yakinlarinda 6 bin kisilik kucuk bir köy. On yil önce satin almis, simdi yasiyor. terasda kucuk bir kale var, oglumla diyor her gün burada teke tek mac yapiyorum.

Aslinda bayernin bugunkü durumu hakkinda iki kelam etmis onu yazacaktim ama yasamini anlatirken öyle kiskandik ki bosverdik, daha ne iste ?

"Yabanci"



Bin Jip filminden.. Natacha Atlas - "Gafsa"



Ülkenin disina dogru yol aldim. Artik "yabanci" statüsüne girmisti kimligimiz. Ben bir yabanciydim. Bu kavrami zamaninda o kadar hafifsemisiz ki, aklimiza, algimiza vura vura kalin harflerle "yabancisin sen" diye kazirlar iken her tarafimiz acidi. Kabullendik, yabanciyim ben. Bir baskayim, ötekiyim, annem pek anlamasa da baska acidan kelimenin tam manasiyla yalniz bir yabanciydim.

Dil kursunda diger yalnizlarla/yabancilarla bulustuk. Burkino Fasolu askerlerden Meksikali Avukatlara, Alaman Türkünden daha iyi türkce konusabilen Arnavutlara kadar sayisiz yabanci ve yalniz insanla gecirdim ilk oniki ayimi. Güney Amerika kökenli insanlar ile nedendir bilmem daha yakindim, sadece hatunlariyla degil her türüyle. Ingilizce bilmeseler de cat pat almanca ile idare ettik. Gerci konustugumuz konular hep ayniydi. Türkiye hakkinda her milletden insan ile genelde üc sey hakkinda konusabilirdiniz. Hatunlariyla Tarkan, Erkekleriyle Hakan Sükür ve elbette hepsiyle "Döner".

Akabinde buraya benim gibi universite egitimi icin gelmis türklere dogru yöneldim. Konusmak, biraz olsun düsünmeden konusmak adina.. Anlasildigimi umursamadan sadece üst üste üc cümle kurmak icin bu insanlara dogru hizla kostum. Ne var ki ülkede ne kadar cekindigim, uzak durdugum insanoglu varsa hepsi burada toplanmis, beni bekliyorlardi. O dönem insana olan bakisim baska, siyasi olarak uc kutupta yer almanin kendi icinde dogurdugu baskidan kaynakli farkli deger yargilariyla yaftaliyordum her bir insani. Oysa o kadar güzel insanlardi ki anlamak uzun sürmedi..

Zorunlulugun, baska sansin olmamasinin,issiz bir adaya dusup tutundugun insanlara olan yaklasim digerlerinden cok baskadir. Etkilenilmislik yoktur ortada. Kendini tanitma istegi dahi hissetmez insan. Dil olarak ayniydik ama aslinda meksikali avukattan daha yabanciydi bunlar bana. Onunla Che,Güney Amerika ve pek cok konu üzerine konusabilir iken cat pat, burada hicbirisi yoktu basta. Ortak payda birazcicik kültür. cokca dil. Güzel olan ise kimse oynamiyordu kendi üzerinde. Neysek oyduk ve güzel degildik elbette. Insanoglu yalansiz ve en icten haliyle genelde pek güzel degildir.

Bu insanlar bugün benim en yakinim oluyorlar. Birisi misal Milliyetci-Muhafazakar kesimden. Ülkücü diyor kendisine. Normal kosullar altinda hicbir daim yan yana gelmeyecegim insanin yasam bicimini benimsemis. Yas olarak aramizda saygi duymayi gerektirecek fark oldugu icin hicbir daim sorun cikmadi. Digeri her türlü yola gelen, istedi mi ülkücü, olmadi komunist daha cok liberal ve hepsinden bihaber seklinde kendi cikari adina adimini istedigi yöne ata ata ilerleyen süper bir insan. Evet, Süper güzel bir insan. Uzunca süre böyle üc kisi kaldim ben. Oldukca güzeldi. Aramizdaki basta yas farki olmak üzere varolan bütün farkliliklar daha cok espri konusu oldu. Bir baska acidan diger dünyalarin icerisine girip hemen her seye cok baska bakmami saglayacak olan degisim de bu sekilde basladi.


Sit Com gibiydi bugün ayri düstügüm bu iki farkli kisilik ile baslayan, gittikce genisleyen, farkliliklarin hemen hepsinin yabanci ortak paydasinda eritildigi arkadas ortami. birileri ayarlamiscasina ücümüz de bosnali hatunlara tutulduk üzerine, tam oldu. Eksik idi, kaynasamiyorduk, bizi tamamiyla bir araya getirdi.

Aslinda her bakimdan yabanciligi ve yalnizligi tadiyordum. Kana kana bunlardan iciyordum her gün. Tüm bu anlatislarin ve hepsinin ifade edildigi, hicbir zaman unutamayacagim bir kare vardir aklimda. Aslinda bunu anlatmak icin gecmistim klavye basina.

Baska sansim olmamasindan dolayi bu insanlarin ellerine kitaplar veriyorum, baska baska filmler izletiyordum ve basarili da oluyordum. Nefes alacagim bölgeleri bizzat ben yaratiyordum. Bu cabalar arasinda zorla Kim Ki Duk filmleri seyrettirir iken iki can dostuma, soyle bir kare olustu Munihdeki evimde:

Üc Türk,Üc Bosnaliya tutuk bir sekilde Almanyada Güney Koreli bir yönetmenin filminin icerisinde varolan Misirli Yahudi bir babadan, Ingiliz Hippi anneden olma kadinin arapca seslendirdigi ve yukarida dinleyebileceginiz sarkisinin icerisine gömüldük aksam üzeri..

Ne dinledigimizi anliyorduk ne birbirimizi ne de hayalimizdeki insanlarin bizi oldugu gibi anlama sansi vardi. Anlasilmazlik ortak paydasinda caresiz kipirdanislarla birbirlerine tutunmus üc baska insanin ortak paydasidir "yabanci" kavrami.

Simdi cok baska. Ne Yabanciyim, ne buraliyim ne de yalnizim. Düsünmemeye cabalayan ve futbol maci seyreden son derece siradan, olagan yari alaman türkü bir insan.

Golcü Panzerler.!

Alman Tarihinin gelmis gecmis en iyi golcüsünü belirlemek icin degil, o zaten bellidir, listede de bir numaradadir daha cok faal milli futbolcularin her bakimdan rekora yaklasmasi nedeniyle aradaki farki göstermek adina listeledik.

Belirleyici etken mac basina attigi gol degil, toplamda oyle veya boyle, ofsayt veya degil atilan gollerin sayisidir.

Ama belirtelim bir numaradaki isim hem nitelik hem de nicelik bakimindan en üsttedir her daim.

1 Gerd Müller




1945 dogumlu "Bombaci" Bati Almanya adina 62 macta 68 gol atarak dünyada cok az insanin ulasabilecegi mac basina 1.1 gol oranina sahip olmustur. Her bakimdan ve her yerde numara biridir, kolay kolay bir insanoglunun üzerine cikacagi pek tahmin edilmiyor bu bakimdan..

2 Joachim Streich




Efendim bu da Dogu Almanyanin Krali. 102 milli macta 55 gol. Mac basina gol ortalamasi: 0,55.


3 Jürgen Klinsmann



108 macta 47 gol. 0,44 mac basina gol ortamasi.Birazdan gelecek olan Rudi Voller ile ayni gol sayisini cok daha fazla mac oynayarak atmasi bir yana, mac icerisinde cok iyi anlasan süper ikiliydi. Rudi Voller'in bu uyumu belirtmek üzere kurdugu cümle bugün hala en ünlü sözler arasinda yer alir almanyada. Ikili uyumu belirtmek isteyen Rudi abicim soyle buyurmustur.

"biz klinsmann ile süper trio'yuz...?! Haa.. prd Quartat. "

Velhasil kariyerinin buyuk bir bölümünde seyirci olarak yerimizi aldigimizdan dolayi mutluluk duyuyoruz. Süper gollerin adamiydi klinsi. Ayni zamanda kafa hakmiyeti de inanilmazdi. Havada cömelen/asili kalan adam derdim buna ben. Bacaklarini iceri ceker ve öyle kafa golleri atardi. Bu yüzden adamin bacagi rakip defans oyuncusunun omzuna gelirdi, tuhaf kareler birakmistir geride. Bir de tosbaga arabasi vardir ki ilerleyen günlerde hayat hikayesine deginir iken üzerinden daha kalin geceriz.

4 Rudi Völler



90 Macta 47 gol. ortalamasi mac basina 0,52 gol. Biraz da sansizdi. Augenthaler'in bicmesiyle hem dünya kupasini kacirmis hem de en formda döneminde bir bucuk yil sahalardan uzak kalmistir. Buna ragmen Alman tarihinin en golcü dördüncü ismi. Büyük golcüydü.. Klinsi ile uyumu muhtesemdi.


5 Karl Heinz Rummenigge




95 Milli macta 45 gol atmis efsanenin ortalamasi: 0,47.

Futbolculugunu severim, yöneticiligini sevmem. Efsanedir biz pek yetisemesek de futbolculuga ismi buyuktur.

Gecenlerde Almayanin en etkili 100 futbol adamini veriyordu bir internet sitesi. Basi Rummenigge cekiyor Bayern baskani olmasi hasebiyle.

Ama yine de her bakimdan efsane olabilen malasef bir tek Beckenbauer vardir bu topraklarda.


6 Miroslav Klose




84 milli macta attigi 44 gol ile yakaladigi oran 0.52. 10 gol daha atarsa tarihte en golcü ikinci alman olarak gececektir.

Klose son dönemlerde oldukca formsuz. Gecen milli macta yedek baslamasi gerekir iken antrenmanlarda inanilmaz hirsi ve caliskanligi nedeniyle löw tarafindan ilkonbire koyuldu. Akabinde ikinci macta üc gol atarak beraberligi kurtaran panzer olarak herkesin takdirini kazandi yeniden. Yine de hala onda eksik bir seyler.. Bremende parlayangillerin bremen disinda hayati oldukca zor.

Velhasil severim cok Kloseyi. Isterim ki atsin da atsin..


7 Uwe Seeler



1936 dogumlu Seeler. 72 milli macta 43 gol. ortalamasi: 0.6 .

Hamburglularin biricigi. "Uns uwe" (Bizim Uwe)

Futbol hayati hamburg'da basladi, Hamburg'da bitti. Sonrasinda baskan da oldu. 4 dünya kupasinda gol atmayi beceren iki futbolcudan birisidir. digeri Pele. Ayni zamanda Bundesliganin ilk gol krali. 700 macta 550 gol atti. Aslinda nerden baksan efsane bir adamdir.

8 Michael Ballack




87 milli macta 38 gol. 0,44 mac basina gol ortamasi.

Orta Sahada oynadigini bilmem belirmeme gerek var mi?

38 gol atmasi bir yana, bu gollerin hemen hepsi kilit acici ya da puan getiricidir. ortalama teknik bir on numaraya göre kabzimaldir da diyebiliriz ama iste öyle goller atar ki.. Son saniyede kafa, son anda frikik, uzaktan nefis sut.. O Kahn'in elinden kaptanligi almistir cunku milyon kez gemisini kurtarmak hep ona düsmüstür. bugünlerde tartisiliyor, Bierhoff onu gündeme getiriyor.. Bir alt postta belirmistik ki kariyerdir insanlari konusturan ya da konustugu zaman dinlettiren.. Iste burada dahi orta saha kimligiyle kapistigi Oliver Bierhoff, onu golcü kimligiyle gol sayisinda dahi gecememistir ki henüz kariyerini sonlandirmadigini ve faal oyunculardan oldugunu da söylememe pek gerek yok.

9 Oliver Bierhoff



50 milli macta 37 gol atmis, mac basina ortalamasi da 0,53.

Alman ligini türkiyede iken dahi takip ederdim velakin benim bu adamdan haberim Udinese ile Serie A'da gol krali oldugu senede olmustur. Oynadigi mac sayisi da ortada. Ne zaman nasil Udinese'ye transfer oldu bilmiyorum. Ama iste 96'da Cek Cumhuriyeti macinda gösterdigi performans, attigi gol ile adini tarihe yazdirmistir o da.

Ballack tartisimasinda güzel noktalara da deginiyor. Saygiyi, sevgiyi göz önüne getirip futbolcular arasi iliskilerde esitligin önemine dikkat cekiyor.

10 Ulf Kirsten



100 milli macta 34 gol ve haliyle ortalama hesabi da basit: 0,34.

Dogu almanya kökenli futbolcu bana göre Bayer Leverkusen'in hem sampiyonlugu ve ayni zamanda Sampiyonlar Ligi Sampiyonlugu kacirmasinda sakatlanarak önemli rol oynamistir. 46 kez dogu alman milli takiminin formasini giyer iken 14 gole imza atiyordu. 54 kez giydigi alman milli takim formasiyla da 20 gol. inzaghi gibiydi, buyuk golcuydu..

11 Fritz Walter



61 milli macta 33 gol. 0,54 mac basina gol ortalamasi.

Stadini da biliriz. Kaiserslautern Stadinin ismi bu futbolcudan gelir. Kariyerinin tamamini Kaiserslauternde gecirmistir, eski gol krallarindan. 1954 bern Mucizesinin Adidas ile beraber bas aktörlerindendir.

12 Klaus Fischer



45 macta 32 gol ve 0,71 mac basina gol ortalamasi.

Bundesliga tarihinin Gerd Müller'den sonra en cok gol atan oyuncusudur. Baska acidan mac basina atilan gollere göre bir düzenlenme yapilsaydi yine Gerd Müller'in arkasindan ikinci sirayi alacakti 0,71 gol ortalamasiyla.

Rovasatalariyla ünlüdür. 1977'de isvicre'ye attigi gol yilin, on yilin ve hatta yüzyilin en iyi golü secilmisti.

13 Ernst Lehner




:)

65 milli macta 31 gol. 0,48 ortalama.

Su an oturdugum caddenin ismi bu futbolcudan gelir. Augsburg dogumludur. oynadigi dönemde bütün rekorlar ona ait idi. 1912 dogumlu oldugunu düsününce anlayabiliyoruz. Sonradan gecilse de yasadigi süre boyunca rekorlarin adamiydi. Sonradan Klose ve Ballack'a gecilmese 1912'den kalip günümüzde alman tarihinin en golcü on ismi arasinda olacakti.. Velhasil kaderin cilvesi her gün iki kere ismini yaziyorum bir yerlere..

14 Lukas Podolski



Lan dur daha.. daha dün Köln'de ikinci Bundesligada taninmayan yildiz idi.

57 macta 30 gol ve 0,53 ortalama. Daha da önemlisi 85 dogumludur. Henüz 23 yasindadir kendisi ve Alman Tarihinin en golcü 14.oyuncusudur..

Schweinsteiger ve Mertesacker ile beraber Loddar matheüs'ün her bi rekorunu kirabilecek potansiyele sahiptirler..

Farid Farjad.!




Bir ara Dostoyevski meraki saldi. Yazdigi her satiri okumaya yemin etmis gibi saldirdim üzerine. Ögrencilik yillari, Ankara..

Evim Ankaranin Kizilayinda. Simidini alan evime cay icmeye geliyor. Gelen yilda bir kez geliyor ama her gün birisi kapimda. Dayanamadim, disari attim kendimi. Raskolnikov'a konsantre olabilecegim cafe arayisina ciktim.

"Kitap Kurdu"

Yeni evim burasi. Kitaplarimi alip buraya kosuyordum. Cayi güzel, ortam iyi ama her seyin disinda müzikleri muhtesem. Bir keman var ki anlatilmaz. Dostoyevskinin karanlik gecelerinin tinisi. Onsuz devam edemiyorum artik dostoyevskilere..

Baslarda yabancisiydik, "abi su dünkü calani bir daha cal, bak yarim kaldi Raskolnikovum.. Sonja da ben de bekliyoruz onu" diyemedik.. Zamanla muhabbet gelisti ve artik ben gelir gelmez bu muhtesem keman tinisi da arkamdan gelmeye basladi..

Eve kapandigim dönem. Iki yil boyunca tuvalette dahi kitap okudugum dostoyevski dönemim. Olmuyor artik.. Gürültüden, misafirlerden, sevgilinin dirdirlarindan degil o keman ezgisi olmadan konsantre olamiyorum. haber metni gibi okuyorum dostoyevskileri..

Gittim, abi ismi, cismi nedir, yaz sunu bana dedim. Saclari birazcik seyrek olan eski kusak devrimcilerden bir abi. Yazdi kagida verdi bana. O elimdeki kucuk kagit parcasi ile yirmi bes kasetci gezdim, yokogluyok. Internette arattigim vakit iki arap web sitesi cikiyor.. youtube henüz dogmamis.

Sonrasinda caresiz gittik yine cafeye, abi saolsun o zamana kadar cikmis olan dört albümü de bana yakiverdi. Akabinde ayrilmaz bir ikili olduk.

Sonrasi var.. Yarina kalsin.

Ama su kesin ki cok feci kiskandim. Onca sene degil konserini, hakkinda en ufak bir haber duymak icin her yere baktigim adam bugün benim coktan vazgectigim yerde kemani elinde..

.

7 Ekim 2008

Ben Tek Siz Hepiniz.!



Bugünlerde biraz yalniz.. Henüz konustugum hicbir bayernli "Kalsin" demedi onun icin.. Rummenige ise 34.Bundesliga macinin sonunda klubede Klinsi olacak aciklamasini yapti. Bayern'deki ilk 100 günü pek güzel gecmedi. Soyle ki:

Sezon Galibiyet/Beraberlik/Maglubiyet /Attigi gol/Yedigi Gol /Sezon sonu siralamasi.

1966/67 2 2 3 12:10 6.
1977/78 2 3 2 9:11 12.
2008/09 2 3 2 15:13 ??
1974/75 3 0 4 12:19 10.
1999/00 3 2 2 8:8 1.
1991/92 3 2 2 9:8 10.
1993/94 3 2 2 16:8 1.

Duruma göre Bayern son 31 ya da 42 yilin en kötü sezon baslangicini yapti olarak yorumlanabilir..

Verilen "yönetim" destegi iyi mi kötü mü hep beraber görecegiz ilerleyen haftalarda..

Ballack vs Bierhoff



Ikisi arasinda bir kavgadir sürüp gidiyor.. Avusturya macinda göze carpmisti, kaybedilen final sonrasi takimin tesekkür etmesini yönlendirme konusunda iyice ayyuka cikti, öyle ki yumruk yumruga gireceklerini bile söylediler.. Akabinde konu takim liderligine geldi. Ballack'in takima liderlik etme tarzini elestiriyordu Bierhoff.. Efendim bagirip cagirmalarindan oyunculari elestirmesine kadar..

Kicker dergisi var elimde ve Ballack ile yapilan röportajin buyuk kismi bu konuya dair.. Diyor ki Ballack efendi, ben tarzimi degistirmem. Takimin kaptaniyim ve digerleri ile benim aramda fark var. Milli takimda "Kaptan" olan oyuncularin diger oyunculari elestirdigini ve bunun normal oldugu ve bu argümani cesitli örneklerle destekliyordu. Hannover kaptani Enke'nin Schlaudraff'i elestirmesini, efendim Stuttgart kaptaninin yaptiklarini vesaire..

Is oyle oldu ki Bierhoff, takimda Abitur yapmis -Universite egitimini almaya hak kazanmis- insanlarin oldugunu ve bir insanin bagirip cagirarak mudahele edilmesini kaldiramayacagini ve Ballack'in tarzini degistirmesi gerektigini soyleyerek isi iyice dallandirip budaklandirdi..

Tüm bunlari gecin, konu nereye geliyor biliyor musunuz ? Ballack kim, Bierhoff kim ?

hangisi daha kariyerli, hangisi hangisine söz söyleme hakkina sahiptir. Kim neyi basarmistir ?

Büyük oyuncularin hicbir deneyimi olmamasina ragmen buyuk kluplerde görev almasinin baslica nedeni "Oyunculuk" kariyeridir. Bu oyuncular üzerinde muthis etki eder ve insanlar sizi kimin yönetecegine bu sekilde izin verirler.. Rijkaard,Guardiola, Klinsmann'in hicbir basarisi olmamasina ragmen takimlarin basina gecip "önemli" pozisyonlarda kalabilmesinin baslica nedenidir ve bu cok önemlidir.

Galatasarayin Skibbe'sinin belki de en önemli dezavantajidir. Keza Mourinho gibi kariyer yapamazsaniz cok cabuk silinebilirsiniz. Bierhoff ve Ballack kavgasinin belirleycisi ikisinin de kariyerleridir ve bu konuda Ballack biraz önde ve bu avantajini son derece iyi kullaniyor.

Liderlige gelince.. tarzin önemi yok. Lider oyuncu boyle yapmalidir, soyle takimi etkilemelidir diyemem. öyle olacak ki en absürd durumda dahi kimse ona bir sey soylemeyecek. Bu konumda olmak icin önce kariyer, sonra karakter gerekir.. Ve her daim en az teknik adam kadar takima etkiyen bir konu/durum oldugu da ortadadir.

Michael Skibbe



1986 yilinda Schalke'de oynar iken..




1989 -1998 yillari arasinda dortmund klubunde önce genc takimi, sonrasinda amatör takimi calistirdi.



1998'de Hitzfeld'in ardindan takimin basina getirildi. Bugün Klinsmann ne yasiyorsa, o da onu yasadi. Cok fazla kalamadi ve bir bucuk yil sonra genc yetenekleri yetistirmek üzere baska bir göreve atandi dortmund klubu tarafindan..




2002'de Rudi Voller ile beraber milli takimin basina getirildi ve Dünya Kupasinda almanyanin final oynamasina katkida bulundu.



2005'de Voller'in de yardimiyla Leverkusen takiminin basina getirildi. Takima pek cok genc yetenegi kazandirmanin disinda cok güzel futbol oynatti. Özellikle son etapta aldigi basarisiz sonuclardan sonra kovuldu. Öyle ki takim sampiyonlar ligine gidebilecek iken UEFA'ya dahi katilamadi ve bu da onun sonunu hazirladi.



Yine de Leverkusen takimindan kovulusu büyük bir sürpriz oldu. 2007/8 döneminde görevine son verildi.



Simdi Galatasarayin basinda.

Cok iyi, süper demiyorum ama en azindan Galatasaray klubu kendisiyle beraber büyüyecek "gelecek" vaat eden yetenegi takimin basina getirdi. Eger ki maya tutarsa cok uzun yillar türkiyede kalabilir.

Basarilar..

(Merhaba herkese ve Hosgeldim)