26 Kasım 2009

Zuruck ins Leben.! #2



Zuruck ins Leben.! #1

"Gladbach'da her persembe basin toplantisi olurdu. 1860 Munih'e o golü atinca bir anda basinin ilgi odagi oldum. Bana basin toplantisinda orada olmami ve daha sorulan sorulara cevaplar verip üzerine bir seyler eklemek zorunda oldugumu bildirdiler. Ben ve basin toplantisi ? Hayir istemiyorum böyle bir sey.. Sonrasinda Berlin'de anladim ki bu yeni yaratilmak istenilen kimligin insasinin baslangici.. Sunu hicbir zaman anlamadim: Ben sadece iyi futbol oynuyordum baska bir sey degil. ..daha iyi futbol oynadigim icin tüm hayatimin didik didik edilip insanlarin önüne konulacak konumda bir insan oldugumu düsünmüyorum. ..neden genc insanlara bunu yaparlar ve onlarin sadece ve sadece futbol oynamasina izin vermezler ? Ben o dönem öncesi gayet mutluydum aslinda.. "

Gladbach takiminda yavas yavas ilkonbir icerisinde yer bulmaya baslar ama her sey o 1860 Munih macinda attigi müthis gol ile degisir. Bir bakima kirilma anidir. Depresyonunu baslatan olaylarin baslamasina sebebiyet veren ilgi odagi olma durumunun ilk dönemleri.. O bölüme kadar olan yasantilar daha cok potansiyeli üzerine kurulu iken artik ortada sergiledigi bu müthis performans sonrasi tüm Almanyanin gözlerini ona dikmesine neden olacaktir. Öyle ki bu gol ve sonrasinda sergiledigi performans üzerinden yapilan yorumlarda Beckenbauer-Müller-Breitner gibi isimleri dahi geride birakacagi konusulur iken o bir Ballack- Podolski-Klose kadar dahi olamadan ayrilacaktir futbol sahalarindan.. Bundan önce Deisler'e almanyanin bu kadar umut baglamasini ve belki biraz da oldugundan cok cok fazla gösterilmesine neden olan ilginin temellerine inmek gerek..

19998-99 zaman dilimleri.. Almanyanin cikardigi müthis bir 90 kadrosu vardi. Bu kadronun her futbolcusu futbol yasaminin sonuna kadar Almanya'ya güzel bir sekilde hizmet etmis ve müthis basarilar kazandirmistir. 86'da baslar aslen sürec.. 88 finali, 90 Dünya kupasini kaldirmasi, 92 Avrupa Sampiyonasinda final oynayip Danimarka'ya kaybetmesi.. 94 sorunlu olsa da 96 da Möller ile Avrupa Sampiyonlugu.. Ama artik bir devrin insanlari sona yaklasmistir. Klinsmann birakmis, Voller birakmis efendim Moller 98'de veda ediyor milli takima.. Effenberg var ama o da taraftara hareket cektigi icin alinmiyor takima filan.. Kimse yok sizini anlayacaginiz ve sonra ceyrek finalde Bulgaristan-Hirvatistan elenmeleri basliyor.. Herkes ayni seyi kendisine soruyor, Almanya futbolu bitiyor mu ?

Iste bu esnada bir adam cikiyor, tüm umutlari kendisine bagliyor ve herkesin ilgi odagi oluyor.. Alman futbolunu kurtaracak diye bakiliyor. Sokak futbolunun son isimlerinden olarak aniliyor.. Sebastian Deisler.. taraftarlar ona daha cok Basti-Fantasti diyeceklerdir bir süre sonra..

Ballack dediginiz adam 97 yilinda profesyonel olmustur olmasina ve 4 yas büyüktür Sebastian Deisler'den lakin ilk milli macini ancak Deisler yerine degistirildiginde oynayabilmistir. Bugün Almanyanin uluslararasi arenadaki büyük kluplerdeki tek ismi o dönem itibari ile Deisler'in milyonda biri kadar dahi kiymeti yoktu. Deisler, Alman futbolunun dönem itibari ile son umuduydu, herkesin gözbebegiydi..


Ben diyor nice sakatliklar yasadim lakin bu kurtarici rolünün üzerimde yarattigi baskidan cektigim aciyi hicbir sakatliktan cekmedim..

u20 turnuvasi vardir Nijeryada lakin katilim gösteremez zira klubü düsmemek icin cirpiniyor ve kendisine ihtiyaci oldugundan dolayi gitmesine izin vermiyor ve bu karardan hosnut olmasa da onun profesyonel futbol yasamina gecisinin göstergesidir. Artik cok sey onun isteklerinin disinda bir baskasinin kararlari altinda gerceklesecektir.

Babasi erken emekli olduktan sonra tüm ilgisini ogluna verir ve müthis bir destek cikar. Özellikle de emekli olan insanlarin düstügü boslukta o ogluna ve biraz da onun yetenegine sarilir. Gladbachda yurt hayatina alismakta zorlanan ogullarini her iki haftada bir ziyaret eder aile ve Deisler de ailesine cok düskündür. Yaptigi ilk güzel sözlesme sonrasi onlara bir ev alir ama isler yolunda cok da gitmez. 1860 Munih'e attigi gol sonrasi gelen ilgi ve üzerine kendisine ait olmayan bir kimligi insa edilmesinin yaninda annesi onun aldigi evi terkeder.. Zor zamanlarinda destek olan ailesi kendi icerisinde sorunludur ve Deisler kendi problemlerinin yani sira bunlarla da ugrasmak durumunda kalir zira anne ve baba ayrilmistir artik.

Gladbach o sene düser.. Bu gecmisi müthis basarilarla dolu efsane klup 34 sene sonra ikinci lige adim atar. Rahmetli Enke'nin yani sira o 2001 de son saniye golüyle Bayerni sampiyon yapan Anderson gibi isimleri barindiran kadro bir sekilde basarisiz olur.


Enke'yi anlamak icin belki burada Deisler'e yönelmek gerekir. Berlin'de iken diyor sürekli annemle görüsüyordum ve sehrin tüm insanlarinin beni tanidigi bir yerde olmama ragmen evimde gibi hissetmiyorum. Saatlerce annesine kendi sorununu telefonlarda anlatir iken sonunda annesi belki de en dogru teshisi koyuyor. "Oglum senin profesyonel bir sekilde yardim alman gerekiyor" Annem hakliydi diyor ama yapamadim. Ya basin bunu ögrenirse ? Kompleksliydim ve zayif taraflarimi göstermek istemiyordum ve daha da önemlisi bunu tüm Almanya ile paylasmak istemiyordum, yapamadim ve gidemedim o zaman bir klinige diyor.. Enke babasina bir zaman soruyor ve benim aklimdan cikmaz o hic.. " Baba, futbolu biraksam bana kizar misin ?" Bu gibi insanlarin aldigi kararlari sadece cekirdek aile degil tüm insanlar ögrenecek ve onlara karsi da bir cevap bulup gögüs gerebilirlerse ancak herkesin "dogru" olarak gördügünü yapabileceklerdir.. Deisler, korktugunu itiraf ediyor. Kompleksleri oldugundan bahsediyor ve insanlarin "iste gördünüz, Lörach'dan gelen Deisler yapamadi" diye kendisine bakacagini dusunup bu baski karsisinda yanlis yolda inatla ilerliyorlar.. Profesyonel yardim almadim ve tek basina herkesi ve her seyi yenebilecegimi düsündüm. Bir zaman sonra icinden cikilmaz bir duruma girip birakmaktan baska carem kalmadigi zaman ancak birakabildim ki bunun acisini bugün bile cekiyorum aslinda.. Hatta bazen bu kararim yüzden kendimden utaniyorum..

Kitabin basinda yazar Deisler'in evine gidisini ve evini anlatirken yasadigi evin icerisinde tek bir kupa, resim, forma bulunmadigini velhasil futbola dair evde hicbir seyin olmadigindan bahsediyordu. Deisler futbolu biraktiktan sonra televizyondan dahi olsa tek bir mac bile izlememis. Futbol ile arasina koymak zorunda oldugu mesafe icin cok ciddi bir savas veriyor.. Daha yeni yeni bunu asmaya calistigini ve kimi özet görüntülere bakmaya basladigini söylüyor artik.. Yazar Deisler'in o evini hicbir futbolcuda olmayan futboldan arindirilmis sade bir ev oldugunun altini ciziyordu..

Bugün futbolu biraktim ve futbol sayesinde elbette bundan sonraki hayatim icin para sorunu cekmeyecegim diyor.. Evet para sorunum yok belki lakin ben bunun bedelini fazlasiyla ödedim diye de ekliyordu kitabin simdiki zaman döneminde gecen Deisler kisminda. Belki kimileri haksizlik olarak düsüneceklerdir ama böyle düsünmeden önce benim bes yasindan beri icerisinde bulundugum futbola veda etmemin ne kadar zor oldugunu düsünmelerini isterim. Benim hayatimin anlamiydi futbol ve ben bu karari kolay bir sekilde vermedim. Hayatta yaptigim en iyi isi birakiyorum. Nasil bir bosluga düstügümü ve futbolsuz bir Deisleri hic yasamadigini, bunun ne gibi zorluklari oldugunu futbolu bu denli yogun bir sekilde hayatina sokmayan insanin asla tasavvur edemeyeceginden dem vuruyordu.. Bu para sorunun cekilmedigi kendi hayatimi su haliyle hicbir sevdigim insana bugün ben dilemiyorum yani allah kimseye su bulundugum konumu nasip etmesin diyor sizin anlayacaginiz bir sekilde cevirirsem eger..


Gladbach düsünce menajeri mutlaka transfer olmasi yönünde Deisleri zorluyor. O dönemde Milan,Barca ve Real Madrid'in de icerisinde oldugu 26 teklifin oldugunu söyler iken bunlardan 15'i ile cok ciddi bir yakinlasma icerisine girdigini de ekliyor.. Zurich gazetesi "yüzyilkin yetenegine hucum" olarak manset atiyor Deisler'i.. Misal o dönem Sampiyonlar Ligini almis Dortmund'un Hitzfled'inin okul arkadasi babasi ile konustugunu ya da Hamit'de oldugu gibiHeynckes Hoeness'e tavsiye eder, iki yil icerisinde degeri 20 milyon mark olacaktir der.. UIi Hoeness'in bu tavsiye sonrasi ciddi bir caba sarfettigini.. En sonunda Dortmund-Bayern ve dönemin güclü ekibi olup Sampiyonlar ligine katilim göstermis olan Hertha Berlin digerlerini bir sekilde eliyor. Gerek gecis dönemi asamasi icin almanyada kalinmasi gerekliligi ve elbette ilgi-alaka sonucu pek cogu eleniyor.. Deisler savasi iki kardes arasinda geciyor sonunda. Dieter-Uli Hoeness.. Savasi Dieter Hoeness her seyini ve hatta fazlasini vererek kazaniyor. Berlin'e davet ediyor ve inanilmaz bir ilgi-alaka sonucu imzayi attiriyor Deisler'e. 4 milyon mark bonservisine veriliyor ki dönem itibari ile o yas ve alti futbolcular arasinda Bundesliga icerisinde ödenmis en yüksek bonservis ile rekor kiriyor..

Tüm sehir calkalaniyor, herkes Deisler'den bahsediyor lakin biraz da süphe barindiriyorlar bu umutlarinin icerisinde.. O gercekten bahsedildigi kadar büyük bir yildiz mi ? Sehrin gazeteleri, insanlari 10 Mayis 1999 günü aciklanan Deisler transferi sonrasi Deisler hakkindaoynayacagi ilk macina kadar bikip usanmadan yazip ciziyorlar ve sonunda o adam Berlin'e gelir.. ilk maci aslinda tüm süpheleri bir kenara itip onun ne oldugunu anlamalarina yetecektir..

Basti-Fantasti in Berlin.!

2 yorum:

Firewalker dedi ki...

borges, çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık. Bazı insanların özü futbolculuk yaşantısına uygun değil gerçekten.Zaten bence herşey olacağına varmaktadır. Bu anlamda ihtimaller üzerine ne kadar konuşulursa konuşulsun ben şahsen ne Deisler ne de Enke için başka bir son olduğunu düşünemiyorum. Olasılıklar hep var kuşkusuz ama eninde sonunda sadece birisi kaçınılmaz olarak gerçekleşiyor. Bu herkes için geçerli. Deisler de Enke de başka türlü yapamazdı. Scheopenhauer'ın dediği gibi "operari sequitur esse", eninde sonunda kendi özümü açığa çıkartmaktan başka bir şey yapmıyoruz şu hayatta.

Borges dedi ki...

Firewalker: her seye ragmen bu kaderci anlayisin disinda bir baska ihtimalleri de gözeterek kimi insani kurallari hayata gecirmek icin önemli emsallerdir bunlar. varligini duyumsamamiz acisindan bu konular daha iyi islenirse daha güzel bir yol cizilebilir gibi geliyor. Bunlar, bu verilen örnekler genelde kati ortalama kurallari icerisinde varligini göremedigimiz ama var olan insan tipolojileridir. BU acidan bunlarin da oldugunu ve böyle de olunabilecegini düsünerek adim atilmasi gerekliligini düsünüyorum. Baska acidan buna göre de bir adim atilsa da o kosullarin icerisinden yine bir deisler cikacaktir diyerekten de basa dönüp sana hak verecegimdir ;)