19 Şubat 2010
Altetico Madrid - Galatasaray: 1-1
Ilk defa Elano benim istedigim gibi orta sahada oynadi. Yazik ki bu takimin cok kötü dönemine denk gelmesi nedeniyle etkisini gösteremedi. Geldi, liderligi aldi, pas istedi pas dagitti lakin Mehmet Topal'in geriye sürekli yardim etme isteginden ve Mustafa Sarp'in macin agirligini kaldiramamasi nedeniyle yalnizlari oynadi ve o sadece kendisine has uzun toplari ve mücadelesi ile bas basa kaldi.. Her seyden önce bunu belirtmek istedim..
Skor kimseyi aldatmiyor ve hepimiz biliyoruz ki sancili bir dönem yasiyor Galatasaray. Tam da bu dönemin icerisinde cok önemli bir Avrupa kupasi macina cikiyor. Aslinda her seyi üst üste topladiginizda avantajli bir skor-taraf var bu isin icerisinde.
Atletico, aksiyondan ziyade rekaksiyonu iyi olan bir deplasman takimidir. Cok güclü bir oyun kurgusu yok takimin ama sizin etkinize öyle bir tepki gösterir ki Barcelona gibi sasar kalirsiniz.. Gerek Barcelona zaferi sonrasi degeri düsen mac gerekse de Galatasarayin etkisizligi inanin cok da sasirmadigim bir yirmi dakika bize yasatti. Zira ne Galatasaray ne de Atletico oyun kuracak bir kimlige sahip degil. Ama iyi hucum ederseniz cok iyi bir tepki gösterebilir her iki takim da zira takimin kendine has bütünlügünden dogan bir oyun anlayisindan ziyade her ikisi de bireysel yetenekleri oyun felsefesinin özüne oturtmus durumda.. O anlamsiz faul ve muhtesem frikige kadar gecen süre kontrollü oyun olarak adlandirilan lakin kimsenin kimseye üstünlük kuracak bir oyun anlasiyina sahip olamayisin sahadaki görüntüsüdür..Cok iyi bir Galatasaray olsaydi muhtemelen cok iyi de bir Atletico Madrid izleyecektik.. ASY' de böyle bir maci ben bekliyorum..
Takim gereginden fazla Atletico Madrid'den korkmus olarak sahaya cikti. Bunu görebiliyorsunuz.. Bakin bu stresi kaldirabilecek oyunculari ben size sayayim. Basta Mustafa Sarp hicbir sekilde büyük maci kaldirabilecek düzeyde degil, önce bunu bir kenara yazin. Efendim Nell, Arda Turan, Elano, Hakan Balta.. Özellikle Nell ve Arda Turan'i ben bir kenara ayirmak isterim cok iyi oynadiklari icin degil macin agirligini cok rahat bir sekilde kaldirabildikleri icin.. Özellikle Nell oyun olarak da inanilmazdi.
Caner icin üzgünüz.. Ilk maclarinda böyle tuhaf pas hatalari yapardi ama bedelini bu kadar agir ödedigi iki büyük hata arka arkaya ilk defa yapti. RIjkaard'in onu almasi olagan zira onun yerime kendimi koyarak maci izlemeye calisirken az daha kafayi siyiriyordum..
Defans dörtlüsünün icerisinde Mehmet Topal'in yerlesimi bir yana Elano'nun da o bölgede fazla vakit gecirmesi kontra futboluna cok daha uygun olan rakibi bir sekilde etkisiz kildi. Etkili olduklari zaman ya bes kisi arasinda kalan Aguero ya da adam paylasimi konusunda sorun yasayan Galatasarayin vermemesi gereken pozisyonlar sonrasi oldu.
Forvetsizlik süphe yok ki bir sekilde bulduklari ataklarin gol ile sonuclanmamasina etki etmistir.Lakin koca takimin hucum organizasyonunun tanimi "bir sekilde" olmasi aslen sorunun özünü olusturuyor. Bunun yaninda forvet oynayan Arda'nin daha az etkili olmasina neden olmasi da olumsuzluklar hanesine yazilabilir lakin temel problem inatla devam ediyor. Bir oyun kurgusu olabilmesi icin orta üclünün ve beklerin oyunu kurabilecek boslugu yakalamalari ve yönlendirmeleri gerekir. Defanstan cikarilan top Elano'ya geldigi vakit onun cevresine mevzilenmis olmasi gereken orta ikiliye bakmak gerekir.. Topal yüksek ihtimal arkada bir yerde defansa yardim ediyor, Sarp ben gercekten bu takima karsi mi oynuyorum havasinda bir yerlerde dolasiyor. Geriye bu adamin ileriye uzun pas atmasi ya da yanina aslinda gelmemesi gereken ama zorunluluktan dolayi orada olan Arda ya da Keita'ya bir sekilde iletisime geciliyor..
Peki sonra ne oluyor ?
Keita yine kötü günündeydi aslinda.. Ugur Ucar ile olan uyumsuzlugu devam ediyor. Philip Lahm'in Robben'in arkasinda olmasi onu Bayern'in Ugur Ucari diyebilecegimiz Badstuber'in öänünde oynayan Ribery karsisinda avantajli kiliyor. Ugur Ucar, Bayern'in aslinda Ribery'nin arkasinda aslen stoper olan sol beki Badstuber gibi görev adami. Keita, siradisi bir adam ve birbirlerini tamamlayamiyor.. Her seferinde adamdan bireysel mucizeler bekliyoruz.. Oysa organizasyon iyi olsa sadece deparlari ile dahi cökertebilir bir takimin kanadini.. Farz-i misal gecisi sagladi ki macin sonlarina dogru bunu basardigi zamanlar da oldu.. Iste o zaman forvetsizlik, normal kosullarda yanina yaklasip iceriye katetmesini saglayan ic oyuncusuzluk.. Hepsi birlestigi vakit isler sarpa sariyor..
Galatasaray'in iyi oldugu dönemlerde oynadigi misal Trabzonspor macini iyi hatirlayin. Sabri'nin olaganüstü destegi bir yana orta üclüde yer alan Baris'in oradaki etkili olunmasindaki payini da bir düsünün.. Ya da Kewell-Arda-Ayhan.. Sistem filan kalmadi elbette lakin 4-3-3'ün temelinde kenarlardan iceriye kat etme eylemi vardir hucum operasyonunda.. Takimda bir organizasyon olmadigi icin bir sekilde topu alan Keita'dan ileriye dogru tüm gücünle gitmesini bekliyorsunuz.. Bazen basariyor, cokca zaman basaramiyor filan.. Ki bu adam Keita, siradan bir kenar oyuncusu su oyunda sahada hic gözükmezdi.
Dos Santos hazir degil.. Fenerbahce'deki Guiza'nin problemi bana göre iyilesmesi cok zor bir psikolojik sorundur. Ayni sekilde Dos Santos bugünlerde oynamaya devam edip kötü sonuclarin sebebi durumunda olursa onun da sonu hemen hemen ayni olacaktir. Ilk macinda deneyip de basarili olamadigi aksiyonlari artik denemiyor bile.. Özgüven eksikligi. Bugün Fenerbahce macinda Alex'in pasini en kötü forvet dahi kaleye dogru gol atmak icin sansini dener iken Guiza ya kacirirsam diyerek isi garanti almak adina heba etti. Psikolojisi bozulmus bir golcüdür. Keza cok genc olan Santos da böyle giderse ayni soruna yakalanacaktir.
Mehmet Topal'in orta sahadaki yoklugunu anlayabiliyorum. Cok güclü forvet gücü karsisinda oyun kurmak yerine defansa yardimi secti mac boyunca. Üstelik ortada da yer aldigi zaman gayet güzel paslar cikardi.. Elano'nun mücadelesi dahi digerlerinden daha iyi olmaya basladi. Oyundan ciktigi zaman ki endisem onun kadar basabilecek midir Ayhan oldu. Mustafa Sarp'i da anlayabiliyorum ve birden bu sekilde yükselisini kendisi kaldiramayabiliyor.. Yaptigi absürdlükler saskinligindan dolayidir.. Topal her seye ragmen iyi bir oyun cikarir iken Sarp icin ayni seyleri söyleyemiyoruz.. Lakin her ikisinin de orta sahada oyun kurma adina yokluklari bir yana Topal defansa yardim edebilir iken Sarp hucuma destek veremedi.. bir iyi bir kötü, ikisinin toplaminda da Elano etkisizligi, takimin oyun kuramazligi doguyor, bu dagilmanin da bu maca özel bir durum oldugunu da düsünüyorum.
Arda Turan, Fenerbahce maclari haric bence her maci kaldirabilir. Ne kadar kötü ne kadar iyi oynadigi degil güven veren bir "kendinegüveni" söz konusu. Takim daha iyi oldugu zaman o daha da iyi olacaktir'in sinyalini de veriyor. Keita formsuz, Caner gününde degil, Santos hazir degil, Baros-Kewell sakat ve aslinda formda olan bir tek Arda var lakin o da yerinde oynayamiyor, takim da oldukca kötü..
Beklerin önemi büyük diyoruz ama hangi maca hangi bekin cikacagini göremiyoruz. Sezon basindan beri beraber oynayan Sabri-Keita arasina sakatlik girdi. Hakan Balta sakatlandigindan ve formsuzlugundan bu yana sirke cevrildi sol bek. Ugur Ucar,Caner..Belirsizlesti orasi. Uyumsuzlugu gidermenin bir baska yolu öyle veya böyle sürekli birliktelikten dogan uyumdur. bu saglanamiyor bir türlü. Oturan iki isim var ve cok önemli. defansin sefi Nell, orta sahanin Elano. Bu ikisi bugün her seye ragmen umut veren iki isim olmustur bana. Cevresine oyunculari yerlestireceksiniz ve ilk defa inanin ilk defa Elano'nun orta üclüde benim istedigim gibi oynayabilecegine inandim.. Bu yüzden giris de bu sekilde olmustur..Nell'in ellerini hic durmadi, kimin nereye oynamasi gerekliliginden bizzat kendisinin yaptigi eylemlere kadar.. Bu macta oldugu kadar onu diger hicbir macta böyle cok sevmedim, cok iyiydi hem Nell hem Elano.
Ve Servet.. Bu kadar kötü degildi yahu. Bakin ilk 20 dakikaya iyi bakin. BIr topu aut, bir topu bos iken cikarmiyor, taca kadar pesinden kovaliyor, bir topu direkt rakibe veriyor.. Bu kadar kötü olmamisti aslinda, sorun burada büyük ve bugünler icin Emre oraya yerlestirilmelidir.
Toplayalim.
Cok iyi bir skor. Hicbir sekilde icim rahat degil zira bu takimin ASY'deki performansi cok daha korkunc olacaktir. Galatasaray hazir degil, sansli bir günündedir. Franco hala güven vermiyor, Ugur Ucar inatla Keita ile uyumlu bir hucum organizsyonu icerisine giremiyor, Dos Santos ile topun bulusma ani genelde romantik oluyor zira özlem giderilecek kadar araya mesafe giriyor.. Keita iyi oldugu kadar kötü ya da tersi. Arda forvet olamaz, formda bir döneminde formsuz bir görüntü ciziyor, Balta'nin güven veren oyununu özlemisim ki capraza top cikardigini ilk defa gördüm bu macta ki asist de ondan geldi..
Dip Not: Cok kötü bir yayin idi. Erman Toroglu degil konu Ispanyol Televizyonunun yayini.. Hepsi gelsin Almanlardan ögrensin bu isi. Hem yayimciligi hem de futbol yorumculugunu.. Yeminle Bundesliga anlatimi hepsine bir iki degil on kati fark var.. Yuh yani Ilker Yasin,Erman Toroglu ve Ispanyol Televizyonu. Ama yine de sansliydik zira hepsini toplasaniz Ertem Sener etmez, yuh..
(hatalar vardir, ikinci okuma dahi yok, hepsi sabaha düzeltilecektir )
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
Bugün geçen senki Hamburg maçının benzerini yaşadık gibi.Geçen sene stopersiz alınan gollü beraberlik bu sene forvetsiz aynı sonuç.
Bence 2.maç daha tehlikeli Sami Yende;bu defans ve kaleci ile elbet 1 gol yeriz onun için mutlaka 2 gol lazım.
Arda artık sene sonu bu takımdan gitmeli; bunu bugün Dos Santos'a yaptığı ayrımcılıkla iyice belli etti.
Geçen sene Lincoln, bu sene başı Elano ve şimdi de Dos Santos.
Sanırım onun yerine kankası Caner yada kardeşi Emre Çolak'ı uygun görüyor egosu büyük kaptan.
80.dk larda bir kontra bir pozisyonda Santos kaçmışken pas vermeyip topu geriye çekti,kendisiyle ilgili tüm iyi niyetlerimi bir anda sildi.
Harbi Galatasaraylı ve iyi oyuncudur;lafım olmaz.Ama şu bir gerçek ki lobicilikte ve adam kayırmada takımdan gönderilen abilerini bile sollayacak.
Egosu takımın önüne geçtiği sürece yarardan çok zarar verir.Umarım artık bırakır şu inadı ve futbolun teknik direktörün belirlediği 11 kişiyle oynandığa inanır.
Seyyid Ali: Simdi ben acikca söylüyorium böyle bir sey göremedim. Tümdengelirsek eger, yani böyle bir sey yapacagini varsayabiir miyiz ?
Dos Santos, hicbir varlik gösterememsine ragmen kadroya giriyor, bu oyunculari ona karsi kiskirtmis olabilir mi ? Arda burada yine Nonda'da oldugu gibi belki de iyi bir insan olmasindan dolayi bir baskasinin hakkini ariyor mudur ?
BIlmiyorum, daha yakindan görmem gerekir , ben simdilik sorunun daha cok dos Santos'dan kaynaklandigini düsünüyorum.. Ama ileride böyle bir sey görürsem belirtirim ama bir ayrimciliktan ziyade dos santos'un hazir olmamasi, uyumsuzluk gibi sorunlardan bahsedebilirim.
bundan 4 ay once elano'nun beklentileri karsilamaktan uzak bir goruntu cizdigi donemlerde su post'ta http://devrimderki.blogspot.com/2009/11/galatasarayin-orta-uclusu.html gundeme getirdigin ve assagi yukari hemfikir oldugumuz adapte olma ve gorevini kabullenme konusu dogrultusunda bu gece sergiledigi performans benim icin hepsinden onemlidir aslinda, tabi yaninda sarp yada topal ikilisinin herhangi birinden bir nebze daha kaliteli bir partneri olabilseydi bugun ve gelecekte galatasaray icin bircok sey daha guzel olabilirdi.
safak: Örnekleri coktur, bu gibi mevkilerde oynayan oyuncularin takima isinmasi, takimin onu tanimasi ve kendisini kabul ettirme sürecleri vardir. Nell gibi bunu ilk günden basarabilen dogustan lider oyuncular da söz konusu ama kimilerinde süre biraz fazla olabiliyor, ELano-Galatasaray birlesimi yeni yeni tamamlaniyor, sonuclari da önümüzdeki güzel günlerde görecegiz diye umuyorum.
elano'yu taraftar sevmeye başladı. bu maç bunu farkettim. eskiden "toptan kaçıyor" "mınakoduum koşsana" diyenler bugün "hay ayağını öpeyim" modundaydılar. elano da kendini buluyor ki bulmak zorunda.. olur bu iş. mehmet topal veya sarp yerine de şöyle emre tipi bi adam gelirse olur bu takım.
not: fenerbahçeliyim, güizanın taaa.
realist bir yazı olmuş,öncelikle teşekkürler.rövanşa sabri ya da baros yetişebiliyor mu bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi?
hamburg eşleşmesinde de skor aynıydı ama o zaman takımın başındaki hocayla şu anki hoca arasında dağlar kadar fark var,ama eger caner haftasonu oynamazsa rijkaard suçlanacaktır oyuncunun özgüvenini bitirdiği için.ben gio konusunda beklememiz gerektigini düşünüyorum,elano için bekledik ve her maç daha iyiye gidiyor.giovani de sagda ya da ortada oynamalı,sol tarafta etkili olamıyor.ardanın sag kanat ya da forvet performansı gibi oluyor.
sonuçta ben de dün sanslı oldugumuzu düsünüyorum,bu turu sansımızla gecersek önümüz cok acık,uefa'nın en tehlikeli 3 takımından biri atletico madrid,liverpool ve juventus var bir de.
İyi oynamıyoruz.
Oyuncu sirkülasyonu fazla...
Ama bu dönemi bir geçiş oöremi olarak nitelemeliyiz.
Takıma uyum sağlayan, yerini dolduranlar (Neill, Elano vs...) kalacak, uyumsuzlar gidecektir...
Asıl Galatasaray'ı önümüzdeki yıl görebileceğiz sanırım...
Mustafa Sarpın yerine Pizzarro gibi top kapma ve oyun kurma konusununda başarılı olan bir oyuncu olsa çok daha başarılı olur diyorum Galatasaray. Çünkü Sarp top ayağına geldiği zaman çok heyecanlıymış gibi bir görüntü veriyor(belkide gerçekten öyle) kollarını falan açıyor herkesi korkutuyor. Murat'ın da dediği gibi bu seneyi kazasız belasız atlatırsak "gerçek" Galatasaray'ı izleyebiliriz o zaman.
Borges,
Eline sağlık hocam. GS Rijkaard'le İngiliz hemşelerilerimin possession football dedikleri topa ve sahaya sahip olmaya dayanan bir oyun oynamaya çalışıyor. Formasyon değişebilir lakin mantalite bu. Bu maçta ilk defa bunu tam zıddı bir oyun oynadı takım. Topa sahip olmak yerine topun arkasına geçti ve kontraatak aradı.
Eldeki insan malzemesine bakarak bana makul bir seçim gibi geldi ama doğal olarak bu sistem değişikliği, takımın zaten sakatlık yüzünden bozulmuş olan ahengini biraz daha bozdu. Pek çok pozisyonda topu alan çabuk pas verebileceği bir opsiyon bulamadı, toplar rastgele kullanıldı vs.
İmdi burada kritik soru şu; neden Gio alındı? Eğer üç-dört aylık bir takviye olarak düşünüldüyse maalesef bu çok büyük bir hatadır, çünkü neredeyse 12 aydır maç yapmamış olan bir oyuncu, adı Messi de olsa iki üç aydan önce hazır duruma gelemez, özellikle de yeni transferse. Yanlış anlaşılmasın ben Gio'yu beğeniyorum ve ona zaman tanınmasından yanayım, lakin Türkiye gibi bir ortamda bu zamanın kimseye tanınmayacağını da bilerek konuşuyorum. Daha üçüncü haftadan 'Fos Santos' gibi densizlikler başladı, yönetimin ve takımın sağlam durması ve belki de bir an evvel Harry'nin dönmesi Gio'nun kurtuluş reçetesidir. Bu çarklar, futbol xenofobiası ne Hiddinkler ne Skibbeler öğütmüştür bu memlekette...
Mustafa Sarp özelinde sorun bence Ayhan'da aslında. Mustafa bu takımda Mehmet'e alternatiftir, maçı kilitlemek istediğinizde yanında da oynar ama oyun kuracak, Elano'ya partner olacak tarzda bir oyuncu değil. 1 senesini gymde geçirdikten sonra belki Emre Çolak o pozisyonda oynayabilir ama eldekilerden sadece Ayhan'da bu potansiyel var, onun formsuzluğu bu açıdan büyük talihsizlik. Yine Gio'ya dönüyoruz burada, eğer amaç bu sezonsa Neill tarzı bir orta alan oyuncusu alamaz mıydık? Adını da koyalım: Hitzberger.
Bence santrfor bu iki sorundan sonra gelir; Baros bu maçta olsa misal büyük farklılık yaratabilirdi. Lakin mevcut düzen sadece iki takviye ile (Orta sahaya bir oyuncu ve bir de yedek santrfor) seneye de üst düzey oynayabilecek bir kadro vardır GS'da. Şans Rijkaard ve Polat'ın yanında olsun.
Nazım
Yorum Gönder