19 Mayıs 2010

Daum Nefreti.!



Arkadas hic anlamadigim bir sey varsa o da Daum'a olan nefretin boyutudur bu ülkede. Mükemmel oldugunu söylemiyorum ama gecen sene yerlerde sürünen Arogenes'in ellide biri kadar sevilmemesini hicbir zaman anlamadim ve alamam da cok zor.

Bana birileri Fenerbahce'nin en son ne zaman iki kez üst üste Sampiyon oldugunu söylesin. 4 Kez Fenerbahce'nin basina geliyor ve iki Sampiyonlugun yani sira iki Sampiyonlugu da kil payi kaciriyor. Appiah ve Alex'in sutlari gol olsa tarih yazacak konuma ulasiyorlar lakin Daum sanirsin yirmi yildir sampiyon yapamiyor takimi ya da o denli basarisiz..

8 mac üst üste galibiyet aliyor, rekor kiriyor ama yine bu dönemde kendisini begendiremiyor. Rijkaard'idir, Denizlisidir yerlerde süründürüyor takimlari, bas taci edilip sorunsuz bir sekilde bir yil daha görev süreleri uzatilir iken her iki kupada da final oynayan ve bence son derece talihsiz bir mac cikarmasi sonucu kaybedince üzerine.. yuh.!

Samimiyetsizmis.. Ben alti yildir Almanyada yasiyorum ve sezon basinda da dile getirdim. Bu adam Almanyada kariyerinin zirvesinde adi Alman Milli Takimi ile anilacak düzeyde oldugu dönem dahi Türkiye reklami yapar, her zaman yari Türküm diyen adamdir. Televizyon basinda Türklerle ilgili mevzu oldugunda sürekli ama sürekli olumlu konusan insanogludur. Yirmi milyon kez Türkiye hakkinda iyi, güzel seyler söylerken gördügm adami bir anda burada topluma sirin gözükmek icin sacmalayan adam konumuna getirdiniz.. Kicinizdan basinizdan hikaye uyduruyorsunuz, samimiyetsizmis de suymus da buymus.. En sonunda Türkiye'nin finallere katilimi adina önemli olan tanitimi icin cagrilan bes büyük takim teknik direktörü icerisinde yakasinda Atatürk rozeti ile davete kulak veren ve Türkiye'nin 2016 icin finalleri almasi adina calisan, ülke hakkinda olumlu konusan nedense sadece Daum oluyor... Sadece bu sene Türkiye'nin 2016 adayligi icin yaptigi Alman gazetelerinde cikan onca haber dahi önemli bir katkidir.

Cok daha mükemmel, cok daha iyisi icin Daum'un gönderilmesi ve yerine daha iyisi gelmesi icin fikirler üretilebilir ki dogrudur. Sonuc itibari ile Daum'un bu ülkede yapacaklarinin siniri bellidir, anlasilir ama arkadasim sanki adam seni onuncu, besinci yapmis da hicbir basari saglayamamis gibi yerlerde süründürmenin anlami nedir ki ? Sadece bugün degil sezon basindan bu yana taraftarlarin ve spor yazarlarinin yüzde doksani bu adama anlamadigim bicimde karsi ve yaklasimlari hep olumsuz..

3,5 milyon euro aliyormus.. E alin daha iyisini ve seni soksun Sampiyonlar Ligine.. Alacaginiz 15 milyon euro'dan kesersin 3,5 milyon euro'yu.. Nedir ki bu ? Galatasaray 4 milyon euro veriyor ve Sampiyonlar Ligine gidemiyor.. Denizli keza..

4 yil icerisinde iki ikinciligi iki Sampiyonlugu var. Her senesi size Sampiyonlar Ligini garanti ediyor bir bakima. Denizlispor maglubiyeti ve Gerets'in Galatasaray klup tarihinin puan rekorunu kirarak biraz da Appiah'in bes metreden golü atamamasi nedeniyle Sampiyon olmasi ve iste hepimizin sahit oldugu Trabzonspor maci..

Bu iki macin disinda asli sorun Avrupa Karnesi ve gelecek adina eksikligi cekilen projeler olsa gerek.. Ben futbolseverlerin ve Fenerbahcelilerin daha iyisini istemesini ve Daum yerine biraz da gelecegi de insa edecek sistem kurucu bir teknik adam istemesini anlayabiliyorum ama bu kadar kötü olarak addedilip bir saniye icerisinde her seyin sorumlusu olarak bu adami göstermeleri adaletsizlik biraz..

Sampiyonlugun kacmasina filan da üzülmeyin, öyle ya, Sampiyonluk cok da önemli olmayan, Avrupa icin bir arac.. Sampiyonlar Ligini almak isteyen, Avrupada basarili olmak isteyen önelemeyi gecer ve Sampiyon olur. Daum da size bu "araci" saglamis oluyor, sezon basi elestirileri de anlamsiz oluyor böylece..

E Hadi kolay gelsin ceptesampiyonlukkolaygilcilere..

43 yorum:

alengir dedi ki...

Benim Daum'a dair hiç bir nefretim yok lakin bu sene Bursaspor maçında taraftarın isteği üzere önce çıkarmayacağım deyip sonra Guiza'yı oyundan çıkararak sakallıyı ateşe atması kendi adıma final noktası olmuştur.Guiza'yı zerre beğenmiyorum ve gitmesini istiyorum ama o gün Daum yapmış olduğu korkaklıktan taraftar olarak ben utandım

Borges dedi ki...

alengir: Katiliyorum, elestirdigim en önemli nokta orasidir. Keske o hareketi nedeniyle yerin dibine sokulup herkesin nefretini kazansa.. Ama öyle degil, bu ve benzeri olumsuz özellikleri olsa da geldigi ilk günden gittigi güne kadar Rennes'i gecip final da oynatsa ya da Trabzon maclarinin ikisin alip duble de yapsa nefret edecek bir kitle mevcut, özellikle basinin icerisinden.

Osman dedi ki...

Ilginctir, Daum Almanya'da da aslinda pek sevilen birisi degil. Adamin söyledikleri ve tavirlari insanlari kutuplastiriyordu, ya Daum'u seversin, ki kücük bir kitledir, ya da kendisinden nefret edilir, ve cogunluk da nefret eder zaten.
Almanlarin yorumlarini oku, herkes dalga gecer, Vizekusen II (Vizefener - fena degilmis!) dönemini yasiyor diye.

Türkiye'de ise Almanya'daki gibi polemiklere girmemesine ragmen bu kadar elestirilmesini bende pek anlamiyorum. Sanirim, belli bir yansimasi, tipi, karizmasi var, insanlari rahatsiz eden. Bu tamamen bilim disi, tamamen hissi bir yorumdur. Bence bir cok kisi Daum'un hal tavrina, durusuna gicik oluyor, ondan kendisine böyle frensiz giriliyor...

Borges dedi ki...

Osman: Leverkusenin ikincilikleri Daum ile olmadi. Daum gitmek zorunda kaldiktan sonra Topmöller ile üc kupada final oynadi ve o zaman ikinci oldu. Son ceyrek cöküsleri ise bugün hala devam eder.. Stuttgart ile Sampiyon oldugu zaman son macta Buchwald'in golüyle bunu basardi, bir final maciydi sonuc itibari ile.. Köln ile iki tane ikinciligi var ama o zamanki Köln icin bu Sampiyonlukla esdeger bir anlami vardi ki zaten burada basladi yildizi parlamaya.. Stuttgart'i Sampiyon yapti ve Besiktas sonrasi Leverkusende ise Kokain davasi cikti.. olmasa hem o takim Sampiyon olurdu hem de Daum Alman Milli takimina secilirdi.

Seveni kadar sevmeyeni vardir. Kölnlüler tapardi, Stuttgart yillarinda da oldugu yerde sevilirdi lakin Bayern ile takismasi onu büyük bir kesimin gözünde "kötü" yapti..

Sanirim hal ve tavirlarinda mevcut bu durum. BAsinin büyk bir kesimi sevmez a ma ben diyim sana, Olur ya bir gün bu ülkeye van Gaal gelirse iste o zaman benim gibiler bayram yapcaktir ;)

Kibir, sevimsiz cevaplar, tavirlar nedir hep beraber görürüz o zaman :)

Onur Erdem dedi ki...

Fenerbahce'nin son 8 sezonda en cok puan topladigi 4 sezonda basinda Daum var...

Ama adam finale getirdigi icin kabahatli oluyor... Fenerlilere 2002-03 ve 2008-09 gibi sezonlar mustahak! Subat ayindan dukkani kapatinca Mayis'ta coktan sikintilar bitmis oluyor, hazir bahar da gelmis, cicege bocege bakiyorlar...

Gecen sene surunen kadro ile bu seneki kadroyu yan yana yazalim bir de:

2009--2010
Volkan--Volkan
Gokhan--Gokhan
Lugano--Lugano
Edu--Bilica**
Carlos--Santos**
Deivid--Topuz**
Selcuk--Selcuk
Emre--Emre
Ugur--Ozer**
Alex--Alex
Guiza--Guiza

4 tane degisiklik var sadece. Bunlardan 3'u icin hangisinin daha iyi daha kotu oldugu tartisilir ama 4'uncusu hic de tartisilmayacak bir Edu-Bilica downgrade'i... Buna ragmen 61 puandan 74 puana cikilmasi onemsenmiyor...

Fenerbahce bu kafadaki taraftarlarin estirdigi ruzgara gore yonunu belirledigi surece daha cok rezillikler yasar. Rezillikten kastim da 2006 ve 2010 degil, 2003 ve 2009'dur...

Borges dedi ki...

Onur Erdem: tam da benim eksik biraktigimi tamamlamissin. Cok cok sagolasin.

Dahasi Alex'i takima kazandirdigi icin dahi tesekkür edilip ugurlanmasi gerekir iken..

Devre arasi Galatasaray onca transfer yapar iken bence iki önemli oyuncusunu kaybeden takimin sadece Gökhan takviyesi de üzerinde düsünülmelidir. Özellikle Kazim'in yoklugu onun yeni kurmaya calistigi sistem icin oldukca önemliydi, Guiza'yi dahi yedek birakabiliyor, GS macini da o sekilde kazaniyordu..

Daha iyi olabilir, daha iyisi de belki gelecektir ama bu sekilde hafizalarda yer etmemesi gerekir, adalet geregi.

muyek dedi ki...

Hocam rahmetli Aziz Nesin biz gerizekali bir milletiz dedigi zaman , galeyan cikti bize nasil boyle dersin diye ama ruhu sad olsun cunku biz hakkaten zeki bir millet olamadik. Hayatimiz surekli gecmisi unutmaktan ve affetmekten ibaret. Deniz Seki hapise girer cikar, bas taci ederiz afferin iyi ornek oldun diye. Basbakan Ataturk aleyhinde ileri geri konusur , onu basimiza alir Basbakan yapariz. Simdi diceksin nereye geliceksin bu cumlelerle.

Daum bir onceki doneminde FB teknik direktoru iken aldigi maas yillik 1.3 milyon eu. Yil sonunda bu adami cok matah olan TSL sampiyonlugunu getiremedi diye kovuyorsun. Sonra ileri zekali FB yonetimi , kovdugu adami gel buyur bizi 3 yil sampiyon yap diye 3.5 milyon maasla ise geri aliyor . Ne kadar balik hafizali milletiz degil mi :)

Seninde yazdigin gibi Daum bu takimla 2 kere sampiyon oldu, 2 kerede kil payi direkten dondu. Ama bizim nankor milletimize malesef ki yaranamadi. Adam napsin , kendi mi cikip gol atsin, asist yapsin ?

Kimse cikip Aziz Yildirimin gerizekalica yaptigi transfer hamlelerini sorgulamiyor ? Bir allahin kulu cikipta kendi kisisel egolarin yuzunden klubun parasini sacip 9 milyon eu ya 2 milyon eu anca edicek Mehmet Topuzu aldin deme cesaretinde bulunamiyor. Ama defol git Daum demek kolay.

Ayni ipi Zico'nun da basina orduler. Ulan ne matah sey TSL lig sampiyonlugu. Kici kirik Turkiye liginde sampiyon olma , her sene Avrupada ceyrek final oyna. Neden hep kucuk dusunuyoruz biz , neden hep bizim hedeflerimiz dar , gercekten anlayamiyorum. Heralde hayatim boyuncada anlayamicam.

TA dedi ki...

daumun sevilmemesinin nedeni samimiyetsiz bir alaman olmasıdır.skibbe'nin tam tersi bir kişilik.daum yıllardır türkiyede ve türkiyeyi ikinci vatanı sayıyorda türkçe öğrenmiyor.van gaal ilk yılında alamancayı öğrenmiş.daumun türkiyeyi sevdiği falan yok.sevmeside gerekmiyor.ama seviyormuş gibi yapmak daum nefretini doğuruyordur çoğu yazar ve taraftarda.alamanyada türkiye reklamı yapması doğal.tilkinin dönüp dolaşacağı yer misali bir durum.alamanyada 1 alıyorsa türkiyede 3 alıyor.o kadar reklam yapsın bu fiyata:)
olayın teknik boyutuna gelirsek.morinho gaal ferguson yada x önemli bir teknik adam aziz yıldırım ile çalışır mı?çalışmaz.prensibleri olan çalışmaz.aziz yıldırımın devamlı müdahalelerine boyun eğiyor.neden?tamaaaamen duygusal:)aragones neden geldi.emeklilik ikramiyesi alıp gitti.en az 10 milyon avro.bir yıl.neden gelmesin.
daumu çok büyütüyoruz.hele bu yıl son 8 de 8 yaptığı çıkış daumun mu eseri yoksa hakemlerin ekstra desteği ve aziz yıldırımın müdahelesi ile mi gerçekleşti.fb çok önceden zirve yarışından düşecekken daumun dahiyane yaptığı teknik analizlerle zirvede tutunmadı.aziz yıldırım+ hakem desteği fb yi zirvede tuttu bir süre.bunları görmek lazım.
daumun türkiye ile bağlantısı tamamen maddi durumlarla alakalıdır.buda doğaldır.ama daum sanki türkiyeyi seviyormuş triplerine girip bir aldatmacaya kalkışıyor.insanlarda bunu görüyor.o kadar saf değiller.istiklal marşını okumaya çalışıpta türkçe öğrenmemek kadar saçma birşey yok.istiklal marşını okuması saçmalık zaten de.türkçe öğrenmemesi daha da saçmalık.

özetle o yaptığı 8 de 8 seni aldatmasın.daum mu yaptı onu?güzel soru:)
geçmişte yaptığı başarılar ve alamanya kariyeri saygı uyandırabilir teknik anlamda.ama türkiyede yaptıkları teknik+ kişiliksizlik durum olumsuz bir görüntü doğurmuştur.yönettiği takımın futbolcusunun saha içinde hakemlere ve rakip futbolculara nasıl çirkeflik yaptığını birçok maçta gördük.buda olumsuz bir vakıa.

TA dedi ki...

van gaal gelirse ve samimi olursa bu ülke sever merak etme.samimiyet çok önemli bir unsur.örnek:nouma. örnek:skibbe.

Borges dedi ki...

TA: Hakemlerle yendi geyikleri filan burada ben genelde yapmiyorum. Iyi oynayan her yerde hakemlere ragmen kazanir, bu basinin dolduruslarina geliyorsunuz..

Van Gaal Almancayi okulda ögrenmistir sevgili TA. Ilk geldigi günden beri konustugu Bu güzel Almancayi bu kadar kisa zaman icerisinde ögrenmesi mümkün degildir hicbir insanin lakin teknik adamindan futbolcusuna kadar bu ülkede calisip da dil ögrenmemesi farkli bir tartisma konusudur ama sunu söyleybeilirim ki Skibbe de Milne de Hiddink de bir iki istina haric diger bütün teknik adamlar da Türkce konusmuyor, Rijkaard dahil. Zor bir dil, Almanca, ingilizce gibi kolay degil. Korece de korede calisanlar tarafindan ögrenilmesi gerekir ama Senol Günes ne kadar bilir misal ? Tüm bu genel yapiyi tek bir insana indirgemek sizin ona karsi nefretinizin belirtisidir. Van Gaal'in dil konusunda gösterdigi hassasiyet burada calisan her türlü futbolcu-teknik adam icin gecerli olmasi gerekir, sadece Daum icin degil. Daum da bu ülkenin tarihini okuyor, milli degerlerine önem veriyor ve sandiginiz gibi bir durum söz konusu degil. Biz burada yeri geldi cok fazla önyargilarla hedef olduk, zamaninda Daum cikip "hayir bunlar böyle gzel böyle iyi insanlar" dedi, bizi rahatlatti. Türk Kluplerine mi yalakalik yapiyor bilemem, bildigim bu adamin "ben yari türküm" diye milyon kez burada kendisini tanimlamasi.

Daum ülkede calismak icin ülkeye kendini sevdiriyor, tam Almanya milli takiminin basina gececek iken "ha olur da Türkiyede bir gün calisirim, geri dönerim dur sunlara bi yalakalik yapayim, aman ha" mi diyor ?

Bir sey demiyorum ben bu yorumlara.

O hakem, Fedarasyon filan Aragones dönemlerinde neredeydi peki ? Sans o ki hakemler hep Daum'un oldugu dönemde Fenerbahce'ye kiyak gectiler.. Öyle ki 30 yili askin bir süredir Fenerbahce iki yil üst üste sampiyon olamiyor. Yüz yildir gecilmeyen kiyak bu sene geciliyor ve o yüzden her sey.. Zaten Stuttgart'i da hakemler Sampiyon yapti, Avusturyada da hakemler daumu kolladi ve sampiyon oldu.. Besiktasta iken de bu sefer Besiktasi hakem kolladi ve sampiyon yapti vesaire vesire..

Kolay gele size.

TA dedi ki...

hakemler hakkında yaptığım yorum ligin son 10 haftası içindi.sen genele çevirmişsin.

Bulent Cetin dedi ki...

Bu sekilde dusunen bir tek ben olmadigim icin sevindim, cok guzel bir yazi.

Ortega dedi ki...

Öyle zannediyorum ki Daum'un sorunu fazla samimi durmak oldu. Bu da onun için samimiyetsiz denmesine neden oldu. Biz millet olarak alışık değilizdir yabancı birinin gelip bizim hakkımızda bu kadar olumlu olmasına ve ülke içinde söyledikleriyle, kendi memleketinde söylediklerinin tutarlı olmasına (elbette ki Türkiye hakkındaki yorumlarından bahsediyorum).

Daum'un kişiliğini filan geçelim. Şu an sorun olan ya da en azından benim için sorun olan şudur; Daum çok değişmiştir. Bunu da çok rahatlıkla görebiliyoruz. İlk geldiği dönemden eser yok. Hani yaptığı çılgın taktik hamlelerle adından söz ettiren adamdan bahsediyorum. Kimisine göre onu dahi, kimisine göre onu deli yapan adamdan.

Bu sene Daum'un giden maçı çevirmeye yönelik hamleleri yok denecek kadar azdı. Nerde eski Daum? Sürekli aynı oyuncu değişikliklerini yapan bir teknik adam imajı çizdi. Bunun sebebi yedek oyunculara güvenmeyişi midir, yoksa başka bir nedeni mi vardır, onu bilemiyorum ama ben daha çok eski Daum olsaydı, mantıklı ya da mantıksız, 2 gol yediği maçın 2. yarısında atıyorum, sol ve sağ kanada forvet özellikleri olan adamlar ve forvete de bir kişi daha sokmak gibi hamleler yapardı. Bakın, bunlar yapılması gerekenlerdir demiyorum, geçmişte yaptığı şeyleri bugün yapmamasını, motivasyonsuzluğunu ya da korkmasını eleştiriyorum.

Daum için özel bir yazı yazmak lazım sanırım. Yorumlarda ahkam kesmek yetmiyor bana. Ama şunu diyebilirim, Trabzonspor maçında girilen 30 pozisyondan biri gol olsaydı bugün Daum'u eleştiren kitlenin daha az sesi çıkacaktı. Burası doğru. Lakin onu en başından beri eleştirenlerden biri olarak sözümü yine esirgemezdim. Şampiyonluk rüzgarı arasında cılız bir ses olsa da derdimi anlatırdım.

Son olarak Almanya ile Türkiye arasında ciddi bir fark var. Hatta nerdeyse tüm Avrupa ve Türkiye arasında... Türkiye'de bir teknik adamı değerlendirirken, "bu adam 2 şampiyonluk, iki tane de 2.lik almış" diye bakılmıyor. Ve uzun süre daha bakılmaz gibi. Herkes Daum'u elindeki şampiyonluğu 2 kez veren adam olarak hatırlayacak. Bu benim dünya görüşüm değildir ama ülkedeki "birinciysen birincisindir, ikinciysen hiçbir şey" düşüncesini sanırım en fazla benimseyen Fenerbahçe camiası ya da Başkanı işte, her neyse. Öyle olmasaydı, tarihinin en iyi Avrupa derecesini yaşatmış teknik adamı o sezon ligde takımı 2. yaptı diye gönderir miydi hiç?

Baran Doğan dedi ki...

Daum'a olan nefretin bence en büyük sebebi ardı arkası gelmeyen ikincilikleridir (runner-up olma durumu). Bu konuda Michael Ballack'la yarışır. Kendisinin 10dan fazla ikinciliği var. Bu konuyu yazsan diyorum Borges, iyi olur.Türkiye'de bazen şampiyon bile nefret-küçümseme objesi oluyorken, bu kadar ikincilik sonucunda taraftarların "verin Daum'u bize" demesi anlaşılmalıdır. Onayalnamılıdır değil anlaşılmalıdır.

Dejan dedi ki...

@ borges

Daum iki kez üst üste şampiyon yaptı. İroni falan mı var, gözden mi kaçtı anlayamadım :)

Neyse, Fenerbahçe taraftarı güzel futbol da istiyor artık. Daum'un olduğu dört sene boyunca ben bir ışık göremedim bu yönde. Hiç sevemedim o yüzden de. Kimseden nefret etmiyorsam da, ondan neden nefret edebileceklerini biliyorum. Çünkü kötü oyun ancak elle tutulur başarı olduğu zaman görmezden gelinebilir. Hepimiz tribünlere seyir zevki için gidiyoruz. Halbuki Beşiktaş'tayken seviyordum Daum'u, iyi oynatıyordu. Son üç maç hariç Fenerbahçe iyi bir maç çıkaramadı futbol olarak. Koch olmasa hayatta katlanılmaz diye düşünüyorum.

Ben şahsen Daum gitsin diyorum ama 2. olması ile alakası yok. Löw kalmalıydı da diyorum çünkü. İyi futboldan yana bir insan Daum'un kalmasını istemez bence. Belki de insanların bilinç altında var, oynattığı sevimsiz futbol.

Bir de başka bir argüman dolanıyor acaba o konuda ne diyeceksin? Elinde oyuncu yok falan diyorlar. Denizliye yenilen takım zamanında kadrosu daha iyiymiş. O kadrodaki seçimleri hiç beğenmezdim ben de o yüzden bir sorayım dedim.

Sade dedi ki...

kısa ve öz; bence sebep azizdir.

Borges dedi ki...

Ortega: Eskisi gibi olmayabilir, performans düsüklügü yasayabilir ki kismen katiliyorum ben buna. Ama sorun su ki Daum denildigi vakit Erdogan Arica'dan farksiz bir teknik adam kimligi ortaya seriliyor. Sade'nin de belirttigi gibi Aziz Yildirim'dan da kaynaklanan bir antipati var ve fakat ikinci olmasindan dolayi degil geldigi günden bu yana üzerine yapistirilan teknik direktör gömlegi cok hos ya da "dogru" degil.

Para icin geldi, en fazla sampiyon yapar gider.. Digerleri bedavaya geliyor sanki ya da para önemli bir rol oynamiyor buraya gelis-gidislerinde ? Ve seni Sampiyon yapmasi az buz bir sey midir ki ?

Lucescu daha da hos olmayan bir fubtol oynatip sizi en fazla Sampiyon yapacaktir ama degeri daha fazladir bu ülkede. Anlamiyorum bunu cok..


Kaan Kavuskan: Dedigim gibi daha iyisini isteyebilir insan, dogaldir. Köln-Stuttgart-Besiktas-Leverkusen dönemleri cok daha diri, cok daha güzel fubtol iken Fenerbahce iel iki kere kazanilan sampiyonluk sonrasi özellikle Köln de bir kimlik degisimi yasanmis gibi duruyor, hak veriyorum da. Ama su kesin ki bu kadar asagilanilacak düzeyde bir teknik adamligi yoktur ve Sampiyonlugu da bu kadar kücümsememek gerekir..

Sene basinda da fena olmayan bir portre ciziyordu aslinda.. Bir dönem bocaladigini düsünüyorum sadece lakin giden iki önemli as futbolcusunu da unutmamak gerekir, rakibi üc tane avrupa yildizini kadrosuna katar iken..

Marlonbaranda: Ikincilikleri kadar Sampiyonluklari var bu adamin. Almanyada Türkiyede iki büyük takimi ve Avusturyada Sampiyonluklar yasamis.. Kac tane ücüncülügü var diye sormak gerekir biraz da..

Sade: katiliyorum.. Aziz Yildirim da büyük etkendir

Pan Monroe dedi ki...

Bence Daum'un sevilmemesindeki en büyük neden; Türkiye'de kaldığı seneler boyunca tek bir imza bırakamamış olmasıdır. Ne bir genç oyuncu, ne akıllarda yer etmiş bir takım.

Böyle bir durumda tek bir kriter kalıyor, o da iyi-kötü götürdüğü işi bitirip bitiremediği. Ne kadar yaklaşıp yaklaşmadığının da bir önemi kalmıyor haliyle. Bazı ekabir forvetler vardır, bütün maç hiçbirşey yapmadan gezinirler, sadece bir kez buluşurlar altıpasta topla, onu atarlarsa tamam, atamazlarsa topun çataldan dönmüş olmasının pek de bir önemi yoktur, mutlaka fatura ona çıkacaktır. Daum, bahsettiğin 8 hafta bu golü attı. Son hafta Pele gibi oynadı, bu sefer de golü atamadı. Fenerbahçe seyircisi de futbolun ne olduğunu çoktan unuttuğundan, başarı gelmeyince gözü Pele'yi bile görmedi haliyle.

Ha, diyeceksiniz ki "sanki müthiş bir futbol kültürümüz var da mı sonuç ve tablo bizi kesmiyor?" E bu da doğru bir yaklaşım. Ama bazı şeyleri de unutmamak lazım; Denizli'deki maçta Daum'la ilgili problem Appiah'ın golü atamaması değildi, o maçta Anelka'nın kulübede oturuyor olmasıydı.

Sorun keyifli futbol, keyifsiz futbol hadisesi de değil sadece. Daum başarısını dengeli bir şekilde tüm sezona yaymış bir hoca da değil ki Lucescu gibi. Rijkaard avrupa hüsranından sonra takımla beraber çöküşe geçti, takımla paralel aptallaştı adam. Halbuki Daum bu yollardan defalarca geçmiş bir kurt olduğu için basit formüller üretti, puan topladı. Son 100 metreye girerken rakibiniz 4 haftada 11 puan kaybederse, o motivasyonla işleri kolaylamanız gayet anlaşılır. Ha bu da Daum'un tecrübesiyle ve aklıyla alakalı şüphesiz, ama dediğim gibi burdaki başarı sezondan çok bu süreci çok iyi yönetmesi. Bu da iluzyon gibi birşey tam manasıyla.

Özer, Mehmet Topuz, Selçuk, Wederson, hepsi bir artı değer oluşturdular bu dönemde Fenerbahçe için, bu da Daum sayesinde. Lakin sorun şu; Mehmet Topuz mesela, bu performansı Mehmet Topuz gibi oynayarak göstermedi, Daum'un planının bir hamalı olarak gösterdi. Bu durum oyuncuya uzun vaadede neler kazandırır, neler kaybettirir, hepsi tartışmaya çok açık.

Tüm bunların dışında Daum ne olursa olsun kesinlikle tartışılmamalıdır, bu konuda hemfikirim. Çünkü hiçbirzaman "olduğundan fazlasını" vaadetmedi, ki esas samimiyet de budur bana göre.

TA dedi ki...

''Lucescu daha da hos olmayan bir fubtol oynatip sizi en fazla Sampiyon yapacaktir ama degeri daha fazladir bu ülkede. Anlamiyorum bunu cok..''

valla luce 10 daum eder.lucenin başarıları ortada.iki kez ş.liginde gruplardan çıkarmış takımı.hemde ne kadrolarla.kariyerinde 1 adet uefa kupası var.şaktarla 4 şampiyonluğu var.defalarca ş.liginde çalıştırdığı takımların başında sahaya çıkmıştır.daumun hangi takımı ş.liginde ne yapmıştır.yada kaç kez ş.ligi maçı oynamıştır?.daumu çok fazla büyütüyorlar.lucenin oynattığı oyunda basit bir oyun değildir.modern futbolun ta kendisidir.oynattığı oyun.birde şu hastalıktan kurtulmak lazım borges.her takımı barcanın oynadığı oyuna göre değerlendirip luce yada x teknik adam ne oynatıyor demek saçmalıktır.ferguson yada morinyo barcaya göre ne oynuyor.böyle saçma değerlendirme olmaz.fergi morinyo ne oynuyorsa luce da aynı tarzda oynatmaya çalışır takımı.hatta daumda.ama birisi bu oyunu oynatmayı daha iyi yapabilir diğeri ise daha düşük seviyede yapar.luceyi yada x teknik adamı barcaya göre değil manuya intere çelsiye göre nasıl oynatıyor demek daha mantıklı.yoksa senin mantığına göre morinyoda fergide ancolottide diğerleride futbol falan oynatmıyor.luce bana göre modern futbolu daumdan daha iyi oynatabilen bir hocadır.

onur dedi ki...

Daum'un sevilmemesinin nedeni ne türkçesidir ne de altyapıya önem vermemesi. Hem 2006 hem de 2010 travmalarında takımın başında olmasıdır. FB taraftarı o kadar büyük darbe almıştır ki kelle istemektedir ve suçlu bulunmuştur! E padişah devrilmeyeceğine, tüm askerleri asmak zahmetli ve pahalı olacağına göre darağacına paşa gidecektir!

Borges dedi ki...

TA: Luce'den Barca'ya nasil bir gecis yaptiniz ki ? Ben Lucescu'yu da begenirim ayrica. Mourinho, Lucescu,Ferguson hepsi iyi ve birbirlerinden farkli hocalardir. Ne alaka Barca,Ferguson, Mourinho ?

Barceloa,Inter,Bayern Münih, Chelsea bu seneye damgasini vuran basarli takimlar ve baslarindaki hocalar da üst düzey, nedir ki bu ?

Yanlis anlamayin, sizinle modern futbol tartismasi icerisine girmeyecegim zira daha önceden yaptik bunu Barcelona üzerinden ve aynisini tekrarlamanin luzumu yok. Fikrim bellidir, hepsini sever, sayar takdir ederim ama bana göre en keyiflisi Barcelona'nin oynadigidir. Inter ve Mourinho Chelsea'si belki de hepsinden basarilisidir ama derbiler, büyük maclar olmadigi zaman severek izlemem.

Hepsi bu.

Osman dedi ki...

Borges,

Vizekusen serüveni 2000'deki Haching faciasi sonrasi baslar. Iki yil sonra Toppmöller ile devam eder.

Ancak Daum'lu Unterhaching maglubiyeti daha acidir, cünkü son hafta birincilikten ikincilige düser Leverkusen.

Cok net hatirliyorum, Harald-Schmidt-Show'da Pazartesi günü program boyunca Daum ile nasil dalga gecildigini.

Köln, 80lerin sonundaki iki ikincilik basarisindan sonra Daum'a tapardi. Ikinci Lig'e gittiginde de öyle, ama en son Fener'e dönüsünden sonra resmen kin kusmustu taraftarlar kendisine, satici, paraci diye.

Stuttgart ile olan baglari ise bence cok eskidi, bana Daum'un Stuttgart serüveni One Night Standvari bir iliski gibi gelir :) Ki zaten oradan da Leeds macindaki oyuncu degisikligi hatasi sonrasi turu vermesi ile de Almanya'nin samar oglani olmustu.

Ilginc bir futbol kariyeri ve hikayesi var Daum'un. Onca basarisina ragmen gittikce bahtsiz bedevilesiyor.

Borges dedi ki...

Bana sorarsan Topmöller dönemi cok daha acidir. Kupada finale kalmis, Sampiyonlar Liginde finale kalmis ve ligin son üc haftasina 5 puan önde giriyor. Triple yapma sansi var iken her üc finalde de topmöller kaybediyor. Ligi,Kupayi ve Sampiyonlar Ligini. Burada daha cok adi koyuluyor.

Daum ile Leverkusen ikinci olmustur sanirim iki kere ikinciligi mevcut lakin Daum takimi aldiginda Leverkusen hayatinda hic ikincilik görmüs müdür acaba ? Dolayisla burada yasanilanlari ben basarisizlik olarak görmüyorum keza Köln icin de ayni sey söz konusu. O gün bugündür Köln ikinci olabilmis midir ? Littbarski bu yüzden 90 dünya kupasinda Daum'un kimse tarafindan bugün bile bilinmeyen kovulusunu tarihi hata olarak görür.. Bunun yaninda Daum, Stuttgart,Besiktas,Austria Wien ve Fenerbahce ile sampiyonluklar yasamistir.. Leeds olayi da talihsizlik zira Stuttgart'i normal kosullarda sampiyonlar ligine sokmustu ama o oyuncu degistirme hatasi vesaire ki isledik bunu blogda cokca kez...

Hoeness hala affetmez Daum'u, Willi lemke ile beraber el sikismadigi iki insandan birisidir neden biliyor musun ? Daum yüzünden Hoeness gibi bir adam koruma tutmak zorunda kalmistir kendisine saldirilar düzenlenecegi icin.. tehtitler.. kokain davasi olmasa Milli takima giriyordu ve sanirim Köln macerasinda Höeness'e kafa tuttugu zaman tüm Almanyanin da kalbiini kazanmisti..

Simdi Köln'ü biraktigi icin elbette tepkiler veriliyor ama o dönemleri ben de iyi bilirim ve Daum cok buyuk cikis yasamisti burada.. Büyük bir cogunlugun da semaptisini kazanmisti o ZDF deki program sonrasi..

Ilginc ve degisik bir adam ve ben en cok da o günlerdeki Daum'dan bugüne cok fazla bir sey birakmamasina üzülüyorum. Fenerbahcelileri ve yukarida misal Kaan'in ve Ortega'nin belirttigi duruma katiliyorum, eskisi gibi degil.. Ama eskiden de böyle degildi..

Okechukwu dedi ki...

Şu Daum'un eskiden çılgın olması, taktik deha olması vs. hadisesi ilginç. Bu sezon 75 puanla şampiyon olurken Bursaspor, ligin Beşiktaş ile beraber en az gol yiyen takımı olarak en azından istatistiksel olarak şampiyonluğun savunmadan geçtiğinin altını çizmiştir.
Koskoca Mustafa Denizli, Beşiktaş'ın lige tutunabilmesi adına takımını4 stoper, 2 bek , 2 ön libero ile oynattı haftalarca.
Son 10 haftaya dek ortalama 1'den fazla gol yiyen Fenerbahçe ise, son 10 haftada sadece 1 gol yiyerek şampiyonluğu son 100 saniyeye kadar kovalamasının sebebi değil midir Daum'un strateji değişikliği? Arkadaşım ben sevmiyorum savunma oyununu, çıksın her maç 5 tane atsın 3 tane yesin diyenler kabulum ancak geri kalan yorumların içinde iyi niyet sezinliyemiyorum maalesef.
Bunca yazdıklarım bir kenara, Daum hiç bir şey yapmamış diyelim ki. birilerinin dediği üzere Aziz Yıldırım'ın etkisiyle (etkiyi kim nereye çekmek isterse) Fenerbahçe şampiyonluk kovalamış, ecnebilerin tabiri ile runner-up olmuş diyelim. Daum çok eskiden deha ikeni kabul gördü mü peki bu ülkenin güzide basın yayın organlarında?...

Unknown dedi ki...

Sevgili Arkadaslar;

Hep yaptigimiz bir seyi yapiyoruz ve kelle avciligina soyunuyoruz. Aslinda sorun kisilerde degil yonetim sisteminde... Biz yuzyillar boyunca yonetilmeyi kendimize is edinmis bir milletin evlatlariyiz. Hep bizim icin bir baskasinin dusunmesini beklemisiz. Ne zaman ki, biz yonetmek durumuna gelmisiz, o zaman is cigrindan cikmaya baslamis.

Demek istedigim sudur: Yoneticilik yapmak, herkesin harci degildir. Bu ister koca bir holding olsun, ister bir bakkal dukkani, isterse de bir sportif camia...

Planlama ve organizasyon becerisinin yaninda sabirla sisteminizi uygulama istikrarini gosteremezseniz hicbir yerde basarili olamazsiniz. Turkiye'deki ulusarasi firmalara gelen ex-pat yoneticiler hep genel mudur ve finans direktorlugu icin gelirler. Para ve butce kontrolunu biz Turklere birakmazlar. 3-4 yil kalirlar ve tam bu ulkeyi ve sartlarini tanidiklarinda baska bir ulkeye gonderilirler. Bu durum da, o firmanin gelecekteki basarisini cok etkiler.
Biz herseyin cok cabuk olmasini isteyen, sabirsiz, basariya ulasmak icin her yolu deneyebilecek bir toplumuz. Bizim basari hikayelerimiz hep en tepeye nasil cikmakla ilgili ve efsanevi, mucizevi olaylarla doludur. Yonetim konusunda modern anlamda yerlesmis bir sistemimiz yok. Ha, evet, Osmanli doneminde olan sistemimizi unutuyorsun diyebilirsiniz ki, o zaman da bende derim ki; o sistem "ganimet ekonomisi" diye adlandirilan sistemdi. Ve , imparatorlugunun baskentleri ile sinirli kalan bir sistemdi.Yurumedi ve yuruyemezdi.

Bizim, toplum olarak, pratik ama gelecegi olmayan, sadece kisa vadeli sonuclara yonelik basari sistemimiz her seferinde patlamaya mecbur bir sistem.

Sunu hic anlamamisimdir: eski bir baskan cikip, "futbolcu veya teknik direktor x takimin iscisidir. istersek kovariz. yerini bilmelidir" dediginde herkes bunu normal birseymis gibi kabul edebiliyor.
Patron zihniyeti yaklasimi ile istediginizi alip sonrada kovarsaniz, stortif mecrada bu isler yurumez. Yani sudur: bir isletmenin en onemli sermayesi insan gucudur, tecrubedir. Ne verirseniz, onun karsiligini alirsiniz. Bu, kulup baskanlari kendi sirketlerini nasil yonetiyorlar acaba? Ornekler o kadar cok ki...
Altyapilar, genc ve yildiz takimlar, harcama kalemleri, butce, planlama, organizasyon yapisi, sorumluluklarin dagitilmasi, ceza ve prim sistemleri uygulamalari vs...Bunlari yapabilmis bir kulubumuz var mi?
Bence, muessese takimlari bu isleri yillardir cok iyi uygulama ornekleri veriyorlar ve bilancodaki dip rakam neyi isaret ediyorsa, geregini yapiyorlar.
Halkin en cok ragbet ettigi kuluplerimiz ise, tamamen duygusal kararlarla ve bir PR merkezi seklinde yonetiliyor.
O zamanda, milyon dolarlik yatirimlari yonetecek adamlarin islerine ve yaptiklarina karsi bir saygi duyulmuyor. Parayi veren dudugu calmak istiyor.
son 10-12 yilda Fenerbahce Spor Kulubu'ndeki degisimleri fark etmemek elde degil. Bahsettigim sey, altyapi ve gelir getirici faaliyetler. İyi, guzel de, bunlari yonetebilecek insanlar nerede? Zurnanin son deligi olarak teknik heyetleri veya oyunculari suclu gorurseniz ve gonderirseniz sonuc bugunku gibi oluyor.

Fenerbahce Acibadem projesi gibi yarismaci bir takim yaratan ve bir temel atan yoneticiler, Gamova gibi dunyadaki 2-3 gercek yildizdan birinin yalnizligina care bulamayip, elde tutamiyorsa, Colin Kazim'in bu ulkede yasarken nelere dikkat etmesini ogretecek bir "hayat kocu-menajer sistemi" olusturamiyorsa, tabii ki, uzun vadeli basarilar beklemek bir ruyadir.

Kisaca; Yonetmeyi bilmeyen insanlarin, yonetilmeyi bilemeyen oyunculari bir yarismaci takim haline getirmesini beklemek, papazin her zaman pilav yiyecegini beklemekle esdegerdir benim gozumde.

Taraftarlar ve medya icin baska bir zaman yazmak istiyorum ki, bu masa ayaklarinin diger 2 parcasi da onlardir.

Sevgilerimle,

SuMMaNuS dedi ki...

Borges, bunu senden beklemezdim, ihanete uğramış gibiyim =)

Daum, oyuncunun hangi mevkide oynadığına bakmıyor, oyuncunun niteliklerine göre kafasındaki sisteme uyacak şekilde monte ediyor. Misal Mehmet Topuz. Mehmet Topuz, Mehmet Topuz gibi oynamadı deniliyor. Neden acaba? Sağ açıkta oynayamadığından olmasın? Evet, kendisi sağ kanat orjinli bir oyuncu ama yükselişi, farkedilişi daha çok ortasahada veya forvet arkası pozisyonunda oynarken olmuştur. İkinci vaka, Guiza. Alex'in yanında ileriye koymak gördüğümüz yeni birşey değil. Geçen sene hiçbir şey yapmayan Aragones de Guiza'dan öyle faydalanmaya çalışıyordu. Hadi geçen seneki maçları sonradan da olsa izlemedi diyelim, peki bu sezonki maçlara ne demeli? Guiza, o pozisyonda oynayabilecek bir forvet değil. Potansiyelinin hem çok altında kalıyor, hem de takımına faydadan çok zarar veriyor. Bunun dışında Daum'un en büyük handikaplarından diğeri ise skor 1 farkla lehine döndüğünde - ki bu genelde 1-0 oluyor - hemen takımı geriye yaslaması ve bunu gayet normal görmesi. Tabi Fenerbahçe'nin bu sene hep bu anlayışla çektiği sıkıntılardan hiç bahsetmiyorum. Zaten biz Fenerbahçelilerin Daum'dan nefret etmemizin en temel sebebi bu. Aragones'i de hiç başarılı bulmam ama ondaki kadro ile Daum'un elindeki kadro bir değil, o da bir gerçek. Daum'un diğer bir marifeti ise genelde taraftarın gözünde önemli yere sahip olan, basının çok bahsettiği oyunculardan hiçbir tartışma yaşamamasına rağmen haz etmemesi. Ortega, Anelka eski örnekler. Şimdi de Semih. Oysa Semih oynadığı futbol şablonuna göre Guiza'dan çok daha başarılı olacağı aşikar. Ama kompleksten midir bilinmez oynatmıyor. Hatta Guiza'nın stilinde olan ve Guiza'dan çok eksik bir oyuncu olan Gökhan Ünal'ı oynatıyor. Yetmiyor sırf Almanca biliyor diye Deniz'i oynatıyor. Sağ bekte Gökhan Gönül alternatifsiz diyor, paf takımda U19 oyuncusu Okan Alkan gibi bir yeteneği A takıma çıkarmak yerine stoperden bozma Önder Turacı'yı ya da Bekir'i oynatır. Bunları görmek o kadar da zor değil. Yani Daum kesinlikle yenilikçi, heyecanlı, hırslı bir kişilik değil. Bu da işine olumsuz yansıyor. Belki çok başarılı olacağı yerde genelde kaybeden oluyor.

Bir de Herr Daum'un Türkiye'yi övmesini samimi bulmuyorum. O kadar sponsorluk gelirinin yanında kendi çalıştığı ve aşina olduğu Türkiye Liginin reklamını yapacak ki kendini piyasada tutmaya çalışacak. Bir nevi self-marketing ;)

Bir Fenerbahçeli olarak Daum'u bir daha takımımın başında görmek istemiyorum. Son maç öncesi yakın bir arkadaşıma mesaj geçtim, şampiyonluğu kaçıracağımızı söylemiştim. Her ne kadar çok baskılı oynamamıza ve hakkaten kaleci ve defans göbeğindeki 2 oyuncuları dışında Trabzon kendini çok salmış olmasına rağmen istediğimiz sonucu alamadık. Çünkü Daum yenilikçi değil, sabit fikirli. Bu bir menajerlik oyunu değil ki sabit oyuncularla sabit bir taktik bul onunla oyna. Daum'un başka planları ve taktikleri yok ne yazık ki. Umarım yerine yerli bir teknik direktör gelir.

Sinan Yılmaz dedi ki...

http://wwwextensor.blogspot.com/2010/05/daumun-sucu-ne.html

Ben de şunu yazmıştım geçen gün. Eğer bu sene Daum kovulursa çok büyük bir ayıp olacak bu.

Ve Sade'ye sonuna kadar katılıyorum.
Sebep Aziz'dir çünkü başarısızlık kendisinden başka herkesin üzerine yıkılır

benden bu kadar dedi ki...

borges'e ve yorumlarda daum'a sahip çıkan arkadaşlara çok teşekkürler..yalnız olmadığını bilmek çok güzel.

"işi son maça bırakmayacaksın" cılar ise benim en sevmediklerim.. sanki son 2 senedir şampiyonlar ligini alıyorsun da, daum gelince "işi son maça bırakmayacaksın"..

teyallam.

Borges dedi ki...

Extensor: Okudum ve oldukca güzel bir sekilde belirtmissin. Okumayanlar da buradan adresi alip okuyabilirler.

http://wwwextensor.blogspot.com/2010/05/daumun-sucu-ne.html

summanus: Öncelikle ben "daum muhtesem isler basariyor" demiyorum ama Aragones'den kat kat basarili ve bence cok daha iyi bir teknik direktördür. orada yasanilan cokuse ragmen böyle bir nefret yoktur oysa burada..

Ki bir de:

"Zaten biz Fenerbahçelilerin Daum'dan nefret etmemizin en temel sebebi bu. Aragones'i de hiç başarılı bulmam ama ondaki kadro ile Daum'un elindeki kadro bir değil, o da bir gerçek."

Demissin.. Lütfen farklari bana anlatir misin ? En yukaridaki yorumda Onur Erdem kadro fakrin ortaya koymus, nedir gecen seneden cok cok cok büyük farki ?

Self-Marketing ya da degil, bana burada Daum'un ve hatta Löw'pn ve cok sevemesem de Lehmann'in aciklamalari, Türkler üzerine söyledikelri cok yardimci olmustur. Ve bunu Daum bir degil binlerce kez yapmistir. Ve ben burada iken samimi oldugun udüsünüyorum, dil ögrenmiyor, dogrudur ama kac teknik direktör, oyuncu bu ülkenin tarihine merak salip ilgileniyor ? O da mi yalaka konusu ? Yani ilgilense bi ilgilenmese de sonucta kötü olmaktan kurtulamayacaksa ne yapmsi gerekir ?

mre dedi ki...

Mehmet Demirkol Daum'un ikiyüzlülüğünü çok güzel anlatmıştı. Almanya deplasmanında (emin değilim ama schalke maçı olabilir) maç sonunda Türk gazetecileri aptal yerine koymuş, Alman gazetecilerle Türk gazetecilere farklı muamele yapmış, hatta o zamanki tercüman pek çok şeyi çevirmemiş veya yumuşatarak çevirmiş. Yani bizimkileri itin götüne sokmuş.
Kısacası sizin anlattığınız kadar masum değil Daum. Çok kurnaz lakin batılı olmasına rağmen ŞARK KURNAZI. Bu topraklarda işe yaradığını sanıyor ama insanlar yemiyor. Hocalığına gelince salt başarıysa hedef. Belli bir noktaya getirir dahası hayaldir.

Not: Daum'un konuşmasının şahidi değilim elbet sadece Demirkol'un bu konuda yalana ihtiyacı olmadığını düşünerek yazdım.

Borges dedi ki...

mre: Ben o olayi duymadim ama Demirkol bunu iki daum meselesinde sürekli gündeme getirir, durur. BIlmedigim bir olay hakkinda bilmis gibi yorum yapamam lakin benim görmedigim bir seye olmusmus gibi yaklasip gösterip yorumlayamam.

Simdi..

Ayni Demirkol bu yazidan sonra biraz biraz baska da konusmustur.

Siz de sunu okuyun o zaman..

http://www.milliyet.com.tr/danke-daum-/atilla-gokce/spor/yazardetayarsiv/16.04.2010/1224735/default.htm

Atilla gökce'nin Danke Daum yazisi.

Unknown dedi ki...

Bütün Almanya'yi ben kokain icmiyorum diye kandirmadi mi bu adam?

Yetmedi, Almanya'da yapilip iki kez pozitif cikan sac testlerinden sonra, kacip Florida'da tam 6 ay sonra saclarini kestirip, yeni uzayan saclariyla tekrar test yaptirip, "bakin kokain testi negatif cikti, masumum" diyerek kendini bütün dünyaya salak ilan etmedi mi?

Hatta kokain kullandigi ilk tespit edildiginde cikip "ben Türkiye'de her halükarda is bulurum" diyerek asagilamadi mi Türkiye'yi..

Türkiye'ye gelen adamlarin icinde en yapmacigidir Daum.. Acik ara...

varol döken dedi ki...

daum'dan nefret etmiyorum, çok şükür aragones ile karşılaştıracak kadar aklımı peynir ekmek ile yemedim, maçtan sonra da gitsinn çığlıkları atmadım... ben sadece bu takımın ihtiyacını çok iyi hissediyorum... sevgi ve bu sevgiyi verirken saygı duyulacak kadar büyük biridir fenerbahçe'nin ihtiyacı... bunun da fenerbahçe sözlüğündeki karşılığı zico'ydu... bugün ben tv'de saçmasapan sıkıcı tekrar senaryolarını dinlerken tek istediğim aslında ali koç'un başkan zico'nun da geri geldiği bir rüyaydı... rüya işte...

not: daum'u teknik direktör değil kişisel olarak sevmememe en azından soğuk durma argümanımı da burada senden almıştım, hatırlarsın kesin olarak köln'deyim gelecek sene manşetini... hiçbir şey değilse bu bile bir sebep değil midir be borges, açıkça satmamış mıdır köln taraftarını ve takımını, yöneticiler şoke olmamış mıdır, podolski'yi aldıran kendisi değil midir, köln'ün bu seneki başarısızlığından sorumlu değil midir bir şekilde, her şeyi bir yana bırak kendisine coşkuyla kucak açan bir takıma mesleki olarak olmasa da gönül olarak ihanet etmemiş midir? ki sen çok sen seversin işin insani yönünü...

Del Piero dedi ki...

Borges eline sağlık.
@TA hala hakem geyiklerine sığınıp zavallıcası yorumları bırakmanı şiddetle tavsiye ederim.

Daum Fenerbahçe'deki ilk dönemi ve ikinci dönemi arasında çok fark var bence. İlk döneminde çok daha pozitif futbol oynatıyordu ve tamamen şanssız bir şekilde son maçta GS ye şampiyonluğu kaybetti, bir kaç hafta öncesinde GS'yi eze eze 4-0 yenen de ta kendisiydi, hatta o maçta yıllar evvel Barcelona-Liverpool maçında dakikalarca paslaşmalar sonrasında Xavi'nin Overmars'a attırdığı gol misali müthiş bir gol atmıştı.
Ama bu sene şampiyonluğu hak edecek futbolu oynatmadı, son haftalardaki ve ilk haftalardaki çıkışını da göz ardı etmiyorum tabi. Ama hep diyoruz ya, "istikrar" işte o yoktu.
Bursa sezon boyunca istikrar çizgisinde yürüdü ve şampiyon oldu. Üst üste 2 maçta yenilmeyen tek takım yanılmıyorsam.
Onun dışında Daum'un Fenere kazandırdığı tek bir genç yok, oysa Onur, Furkan gibi gencecik yetenekli oyuncuları vardı, hep aynı değişiklikler aynı ısrar Guiza'da olduğu gibi.
Sorun Daum'dan öte Aziz Başkan'da bence. Ben yine yönetime nazaran Daum'u pek suçlu görmüyorum.

Unknown dedi ki...

Sorun sadece Daum'da degil ki... Avrupa'dan gelecek bir cok teknik adam, egeryarismaci bir takim isteniyorsa ve basari hemen o yil gelmesi isteniyorsa, elindekilerin ya da kendisine sunulanlarin en iyilerini kullanacaktir.

Ben, Daum'un derdinin bir sistem oturtmak, yeni oyuncular bulmak oldugunu hic dusunmedim. Ve tabii ki, kendisinden istenen buysa, 3 sene sonra tekrar cagriliyorsa, o da bunu yapacaktir.

Aragones, Hiddink, Low, Csernai, Venglos, Rijkaard, DelBosque, Tigana, Zico, Osieck ve digerleri..Hic biri futboldan anlamiyor da, bir bizim basinimiz, ya da daha ileri gidelim bir biz anliyoruz??? Bu bana pek dogru gelmiyor.

Bu adamlardan ne istedigini soylerken, bazi seyleri goz ardi etmemek lazim. Rijkaard'ın ve Neeskens'in futboldan hic anlamadigini savunan insanlar var bu ulkede !!! Bir zamanlar, eger yayinlarsa sadece TRT'de izleyebildigimiz adamlarin kariyerlerini, futbol bilgisini sorgular olduk ama donup aynaya kendimize bakmiyoruz.

Daum, Turkiye'ye ilk geldigi zamandan beri Gazi markasinin uzerinde giydigi kiyafetlerde reklami vardir. Bizler diyebildik mi,"sen bu kutsal armanin yanina baska bir sey yazdiramazsin" diye??

Tabii ki, Herr Daum veya bir baskasi buraya para kazanmaya geliyor. Hatta, kovulursa daha fazla para kazanacagini biliyor. Daha az vergi verecegini de biliyor. Ve artik, hemen basari isteyen yoneticiler bunun farkina varmali..

Kendi kahramanlarimizi kendimiz yaratmaliyiz. Ertugrul Saglam'dan hazetmesem de, o artik kendini ispat edebilmis, rustunu ispat edebilmis bir teknik adam ve Besiktas bu firsati elinin tersiyle itti...

İyi yonetilmedikten sonra daha cok Daumlar, Aragonesler, Del Bosqueler, Zicolar gelip gidecek ve biz hep bu adamlari tartisacagiz.
Bir de su Mehmet Demirkol'un Daum ile olan anisi var... Daum bence az bile soylemis o zaman.. Spor medyasi denen bilgisiz, kaotik ortam meraklilari bu ulkenin spor zevkine balta vuran insanlardir. İcinde tenzih edecegim 3-5 belki de 10 insan vardir. Ama bu futbol bloglarini yazan arkadaslarimiz, spor medyasindaki o sozde gazetecilerden daha donanimli ve bilgili insanlardir.

delorean dedi ki...

Yahu aylardır yüzüne bakmadığı Semih'i Trabzon maçında 60.dakikada falan soksa şimdi muhtemelen Fenerbahçe şampiyondu.Sen euro 2008de büyük tecrübe kazanmış 120.dakikada gol atmış,karambolleri seven Semih'i hiç düşünme hala.Trabzonspor maçının tamamı karambol halinde geçti be.Semihle arasında ne gibi bir durum var gerçekten çok merak ediyorum.Guiza'yı sene boyu oynatması hakkında daha yorum bile yapmıyorum.Semih inadı yüzünden Fenerbahçe'nin sezonu gitti resmen.Şu maçta Guiza'yı çıkartıp Gökhan Ünal'ı sokmak küfürdür ya.
Tabi diğer açıdan bakarsak Fenerbahçe için sene daha erken de bitebilirdi ama bir şekilde sonuna kadar gelindi.Buna güvenerek kendini kandırdı Daum.Asıl suçlu Aziz Yıldırım'dır buna da şüphe yok.Aragones'i getirerek büyük hata yapılmıştı zaten,kadro da oldukça zayıflamıştı.Transfer'in son günü Josico transferi yaparsan ne bekleyebilirsin o takımdan. Bu sene üstüne fazla bir ekleme de yapılmadı.Devrearası saçmasapan Gökhan Ünal transferi dışında transfer yok.Bunları sadece biz mi görüyoruz acaba? Kendi düşen ağlamaz diyelim.

muyek dedi ki...

Daum samimiyetsiz , feneri sampiyon yapamadi essekoglu essek , tek suclu Daum. Peki simdi bi de su soruyu soralim sevgili Fenerbahceli Aziz Yildirim sever kardeslerimize , " Aziz Yildirim baskan oldugu donemde ne kadar samimi oldu acaba " ??

Sifir samimiyet, siskin bir ego ve vefasizlik tavan yapmis vaziyette. Delikanli olup ne zaman hatasini kabul etti, ne zaman cikip ulan bende surda hata yaptim diyebilme cesaretini gosterdi ? Hicbir zaman cunku ozur dilesi burnu yere dusucekti, sanini kaybedicekti..

Beter olsun su an dustugu durumdan, ancak cikar iste boyle gundem degistirmeye , laf carpitmaya calisir. Koskoca sezonun suclusu Rustu , Melih Gokcek ivir zivir. Sen hic suclu degilsin egonu sisirip bol keseden sallarken.

Samimiyet diyoruz , Daum samimiyetiz diyoruz, Aziz Yildirim ve dalton biraderler kivamindaki yonetim kurulu Zicoyu kovarken , Pierre Van Hoydonku sutlarken, Appiahin biletini keserken ne kadar samimiydi ? Hadi onlari gectim kendi taraftarina karsi ne kdr durust ve samimiydi ? 100 milyon $ butcemiz var istedigimizi aliriz demekle is olmuyor , icraat istiyor insanlar. Gokhan Unalla gecen devre transferleri degil.

Pamukk dedi ki...

sergen anlattı geçen daumla ilgili bir olay. bisürü varmış da ancak bunu anlattı.

beşiktaşta iken rossenborg maçı, deplasmanda 3-0 kaybedip, burda 3-1le elendiğimiz maç imiş. burdaki rövanş maçından önce sergeni çağırmış yanına daum. maçın önemini şudur budur diip, elenirsek beni gönderirler, seni de yanımda götürürüm ama demiş..

sergen in cevabı malum tabi, ben kalırım sen gidersin olmuş.
oyuncusunu satar demek istedi sanırsam

SuMMaNuS dedi ki...

@ borges;

Volkan--Volkan
Gokhan--Gokhan
Lugano--Lugano
Edu--Bilica**
Carlos--Santos**
Deivid--Topuz**
Selcuk--Selcuk
Emre--Emre
Ugur--Ozer**
Alex--Alex
Guiza--Guiza

Verilen kadrolar bu. Yapalım analizimizi madem. Edu-Bilica farklılığına girmeye gerek görmüyorum, zira ikisi de yetersiz oyuncular. Yok Edu, Brezilya Milli Takımına çağrıldı gibi şakalar yapılmasın lütfen, kendi kalesine gol atma rekoru kıracak kadar kendi kalesine gol atan bir defans oyuncusunun şanssızlığından (!) bahsetmek vakit kaybı olur. Carlos-Santos arasında seçim yapılsın dense tereddütsüz Santos'u seçerim. Çünkü Carlos özellikle son senesinde faydadan çok zarar getirdi takıma. Ha Santos bu sene iyi bir performans mı sergiledi? Bazen. Bir sol bek bir sol açık oynamanın üzerine sol bek oynadığı bazı maçlarda önünde Vederson ile oynama zorunluluğu yaşadı. Deivid-Topuz; Burada Deivid'in niye yazıldığını düşünüyorum. Lakin o sezon sakatlıktan dolayı oynayamadı diye hatırlıyorum. Uğur-Özer; karşılaştırmasında da her ne kadar Özer gerçekten bekleneni veremese de Özer'i seçerim. Çünkü Aragones zamanında Uğur özgüvenini yitirmişti. Hiçbir maçta yüzünü rakibe dönemiyordu, hep sırtını rakibe dayayıp geri ya da yan pas yapıyordu. Bunlar dışında kadro genişliği açısından da Daum zamanındaki Fenerbahçe, Aragones dönemine göre daha iyi durumda. Aragones'i övmüyorum, sevmiyorum, hatta nefret ediyorum ama kalkıp da aynı kadroya sahiplerdi de demeyin lütfen.

Daum gibi uzun süreli Türkiye'de yaşayan teknik direktörler ya da futbolcular, Türkçe'yi öğrenmeseler bile en azından ülke tarihi, o da olmadı klup tarihiyle ilgileniyorlar. Şu ana kadar sıfır Türkçe bilen Alex bile Fenerbahçe tarihi hakkında belki benden daha fazla bilgilidir. Yapılacak karşılaştırma, Türkiye'de max 1 sene kalan teknik direktörlerle değil de Daum gibi uzun süre Türkiye'de kalan spor insanları ile yapılmalı.

CaRtMaNtR dedi ki...

Daum'un kişilği hakkında çok yorum yapmak doğru olur mu bilemem. Ama aklımda bir dönem getirdiği Brezilyalı oyunculardan dolayı komisyonu alır filan denirdi. Keza kokain olayında yanılmıyorsam ilk etapta durumu yalanlamıştı. Bu yazdıklarım net hatırlayamadıklarım.

Net olarak hatırladıklarımın başında ise rakip takımın futbolcusu olmasına rağmen duruşunu ve liderlik vasıflarını çok beğendiğim Van Hooijdonk ile takışması var. Böyle bir adamı neredeyse arkasından tenekeyle bağlayarak kovmaya çalışmıştı.

Ayrıca genel olarak Fenerbahçe taraftarlarında gözlemlediğim bir durum vardır. Kendileri her daim takımları göz hoş gelen akıcı futbol oynasın isterler. 1-0 kazanmak yerine 3-2 yada 4-3 kazanmayı tercih ederler. Zaten takımda Brezilyalılar'ın bu kadar fazla olmasında bence bu etkende var.

Bu durumdan yola çıkarsak hem Fenerbahçe'den kovulmadan önceki sezonunda hemde bu sezonda oynattığı futbol seyirciye pek zevk vermedi. Ehh göz hoş gelmiyor ama başarılıyız diyebileceği bir kupada kazanamayınca taraftarın ona ve oynattığı oyuna tepkisi artıyor.

Bu arada Lucescu konusunada gelmek istiyorum. Luce dar kadrolardan inanılmaz verim alabilen bir adam kabul ediyorum ama onun tarzında gelen başarıların üstüne koymak en azından bizim ülke şartların içinde mümkün olmuyor. Luce başarılı ve saygı uyandıran bir hoca olsada uzun vadeli planları olan bir takımda ben kendisini hoca olarak görmek istemem ki Shaktar'da başardıklarına rağmen bu konuda fikrim fazla değişmiş değil.

Alper Öcal dedi ki...

Son iki görev yılında da hem içeride hem dışarıda aynı finali, aynı skorla yaşatıp, şampiyonluğu iki farklı takıma kaptırıyorsan nefret toplarsın abi.

Daum'a bilhassa gıcık olanlar var ama bu işin açıklaması bu kadar net.

Ortada toplam bir başarı var, Onur'un yazdığı gibi puansal anlamda ciddi bir artış var. Daum'un başlarken ve bitirirken yaptığı seriyi bu ülkede yapabilecek hoca da yok ama son düğümü atamayıp halatı kopardığında çöpe gidiyor hepsi. Üstelik ikisi de çok önemli eşikti Fenerbahçe için.

Bunu Dünya'nın en sabırlı yapısı dahi kaldırmaz.

Hector Cuper ile birlikte tarihin en underrated ama en loser hocası Daum.

Asıl pırasa gbi doğranması gereken tepedeki tabi ama o da 10 kişi bağırınca üstüne 2 araba çevik yollayınca ihale Daum'a kalıyor haliyle.

Borges dedi ki...

Summanus: oyuculara verdigin degerlendirmeleri ben baska görüyorum ve bu sadece uzatir tartismayi. Bence bu kadar farkli iki takim yaratilmasi o bahsettigin oyuncularin muazzam katkisi nedeniyle degil teknik direktör farkiyla olmustur, ayni kadro Aragones'te olsaydi böyle olacakti yani ? Ama iste ispatlanmasi olmayan durumlar..

Alper Öcal: Benim asli degindigim nokta bu ikinci final olmadan, Daum'un gelisiyle beraber baslayan.. Sizi iki kere sampiyon yapip ücüncü kez de son saniyede kaciran bir adamin ikinci gelisi bu denli isteksiz olunmamaliydi.

Cöpe gitmez abi, bu sene sen Sampiyonlar Ligine katiim sansina sahipsin, biz degil. Neden hepsi cöpe gidiyor ki ? Kupada oynanilan finalin dahi maddi getirisi az buz degil ki..

Ama ben daha cok Aziz Yildirim üzerindeki nefretin birazinin da buraya yigildigini düsünüyorum ve sezon basi Daum bir Aykut Kocaman hamlesi olsaydi belki cok insan cok baska bakardi gibi..

Varol DÖken: Fenerbahce'ye gelisi para yüzündendir ve belki de bu ülkeyi seviyor. Köln'deyim deyip de oradan ayrilmasi cok cok cok büyük bir hata midir ki ? Figo'sundan onuna bununa kadar cok insanoglu yapmistir da.. Hatadir belki ama Kölnlü olmadigim icin cok da kizamiyorum ben acikcasi..

jugador dedi ki...

1- daum, futbolcusunun özelliklerini kavrayamayan bir adam.

2- daum, oyunu okuyamayan bir adam. oyuncu değişikliğini yerinde ve doğru yapamayan adam.

3- daum, gençleri kazanmayan aksine kaybeden bir adam.

4- daum, geleceği değil günü kurtaran adam.

5- daum, kendi as kalecisine onu kalede gördüğümde ürperiyorum(tam bu olmayabilir) diyen adam.

6- daum, geleceği için aziz yıldırım'a yalakalık yapan bir adam.

7- daum, aziz yıldırım soyunma odasına girdiği zaman ona hiçbir zaman "burada ne işiniz var!" diyemeyecek bir adam.

8- daum, para uğruna kişiliğinden ödün verebilen bir adam.

9- daum, vizyonu olmayan kısıtlı bir adam.

10- daum, koch olmadan türkiye'de hiçbir şey.

bütün bunların üstüne hala daum'dan neden nefret ediyorlar aksine çok başarılı diyorsanız ben bu ülkede futbol izlemeyi ve futbolla ilgilenmeyi bırakırım.

ps: fenerbahçeli değilim.

ps2: lucescu ile daum'un karşılaştırılmasını futbola ihanet olarak nitelerim. lucescu elindkei kısıtlı kadro ile sadece ligde değil avrupa'da bile başarı getirebilen bir taktik adamıdır.