22 Temmuz 2010

Galatasaray-Fenerbahce : 0-1

Alman devleti saygili davranmis ve gecen senenin en iyi ortalamasina sahip hakemini vermis. Lakin guzel bir mactan  ziyade bizim taraftarlarin ve derbinin nami önce hakemi sonra da maci etkiledi ve keyifsiz, tatsiz  bir oyun  izledik. Cunku sürekli  kesildi, durdu, kirmizi kart dengesizlestirdi ve en kötü ihtimalle takimlar kendilerini tartabilecek iken öyle bir sans dahi kalmadi. Geriye Arda'nin, Sabri'nin yasadigi tatsizliklar gibi hep zarar.. Bence lig öncesi onca rakip arasindan bu iki takimin birbirleri ile oynamasi dogru degil cunku dogru bir maci ligde dahi cikaramaz iken o derbiye ac taraftarlarin oldugu yerde bu cok daha zor..  Bir daha böyle hata yapmazlar  umarim.


Galatasaray, kimi bölgelerde (hucum aksiyonlarinda) gelisim gösterse de asli problemi konusunda nerede biraktiysak orada duruyor.  Bir gelisme katedilemedi maalasef. Cok önemli bir sorun var ortada.

Oyunun merkezi nerede olacaktir ?

Dizilimleri bosverin, sahada basarisizlik nedeniyle her türlü dizilim mümkün oluyor zaten. Mesele orta saha oyunculari oyunu tutabilecek gücte midir ? Kendi aralarinda topu cevirip oyunun kontrolünü ele alabilmesi mümkün müdür ? Cana bu isin bir parcasi olmasi, buraya yardim edebilmesi adina alindi lakin yabanciligi atip takima alissa dahi bunu tek basina beceremez.

Almanya mi Arjantin mi olacagiz , buna önce bir karar vermeli ve bu  belirlenilen yolda ilerlenmeli bir seyleri zorlamaktan ziyade.  Ikisi birbirlerinden farkli oyun felsefeleri. 

Eger sizin orta sahanizda güclü bir pasörünüz ya da pres manyagi üc adaminiz varsa ancak top tutulabilir ve kenar oyunculariniz dibinizde degil de forvetin kenarlarinda konumlanabilirler. Bu da sistemin ve onu gerceklestirmek icin belirlenen dizilimin teoride oldugu gibi pratize edilmesini saglar.

Elinizde Schweinsteiger-Khedira  ya da Xavi-Xabi Alonso varsa oyunu  tutarsiniz, merkezde hakim olur ileriye dogru "bilincli" bir sekilde gidip set hucumlari yaparsiniz.  Ve fakat Mascherano'dan olusan bir orta saha yardimiyla  ileride pres ile topu kapip sürekli hucum ederek de oynayabilirsiniz.. Ama Dünya Kupasi gösterdi ki artik oyunun kilit merkezi  merkez/defansif  orta sahalar.  Sistemin  "Belirleyici" noktasi burasidir.  Bu yüzden Xavi,Schweinsteiger cok degerli oyuncular olmuslardir.. 

Tandemin pas verebiliyor olusunun önemi de burada ortaya cikar zira orta saha topu ilerideki kenar adamlari geriye gelmeden defans dörtlüsü ile birleserek tutacaktir. Burada Pique ya da Friedrich gibi presi kirma esnasinda biraz öne cikip  defans oyunculari önemli roller alacaklardir..  Orta sahadaki Pasör keza takimin beyni oluyor bu durumda. Oyunun temposunu belirleyip topu geri kazanma ve kaybetmeme asamalarinda en önemli role sahip. Iyi pasör oldugu kadar iyi organize edecek "bilince" de sahip olmalidir. Lakin geride topa sahip olma ya da hakimiyet kazanma acisindan cevresindekilerin pasörlügü de oldukca önemlidir. 

Eger orta saha oyunculari topu ileriden yardim almadan gerideki oyuncular ve beklerle  kendilerinde tutabilirlerse ancak kenara yerlestirdiginiz oyuncular "forvetimsi" rolleri ile 4-3-3'in ileri üclüsünün iki adami olacaklardir. Diger türlü Arda oyun kurmak icin "Sneijder" misali geri gelmek durumunda kalirsa, Pino orta sahadan topu kendisi almak ya da oyunun hakimiyeti icin ortasahalasmak zorunda kalirsa 4-3-3 diziliminde sahaya cikip o sisteme uygun oyuncular yesil zemine  adimini atsa da oynadiginiz bambaska bir sey(4-5-1) olacaktir..Gecen sene oldugu gibi bu daginilikta bir Keita olmadi Arda'nin bireysel oyununa bagli bir sezon gecirekcesiniz ki tek basina kimse tasiyamiyor o yükü..

Fenerbahce ise on kisi kalmasi, skor avantajina sahip olup oyunu kendi bölgesinde kabul etmesi nedeniyle ne oldugunu gizlemek zorunda kaldi. Stoch fena degil kesinlikle  ve Emre Fenerbahce icin hayati önem tasiyor.. Young Boys Maci sonrasi Fenerbahce daha detayli incelenecektir burada..

4 yorum:

mute dedi ki...

Galatasaray'in dun aksam bence en iyi oyuncusu Serdar Ozkan'di. Ilk yarida sagda, ikinci yarida solda surekli arayis icindeydi. Nitekim bu arayislari sonucunda gol pozisyonlari da uretti. Rotasyonda boyle oyunculara ihtiyacimiz var. Olasi bir Kewell sakatliginda ne kadar dogru bir transfer oldugu daha cok anlasilacaktir.

Mehmet Batdal'i ilk kez izledim. Bu mudur? Masallah cepheden gelen toplari kontrol etme yetenegi ayni Hakan Sukur'e cekmis ama iste sadece bu kadar. Birisinin bu cocuga forma icin rekabet edecegi ismin Milan Baros oldugunu hatirlatmasi lazim. Serdar'in penalti pozisyonunda onunden topla gecen Fenerbahceli'ye hic aldirmadan yurumeye devam etmesi, ikinci yaridaki yuzde bir milyon gol pozisyonundaki laubali vurusu... Yani bu mactada kosup yirtinmayacak, konsantrasyonunu ust seviyede tutup kendinden konusturmayacaksan hangi maci bekliyorsun? Hazirlik maclarinin bir ozelligi de budur, yedek kulubesine yolcu gozuken oyuncularin ustun performansi ligin ilk haftalarinda belki onbir, bilemedin sure alma olarak odullendirilir, bir firsat verilir. Batdal coktan pes etmis gibi geldi bana.

Musa'yi, Cana'yi degerlendirmek icin daha fazla izlemek lazim. Ama katilir misin bilmem, bir oyun sablonumuz var, islese de islemese de ve (yeni ve eski) futbolcular buna uyum gostermeye cabaliyor. Bu yontem ne kadar dogru tartisilir.

mute dedi ki...

Borges,

Dun aksam acik bir sekilde gozuktu ki Galatasaray'in oyun merkezi Arda'nin ve onun yardim ettigi kanat oyuncusunun bulundugu bolge. Top oraya tasinmaya calisiliyor, oyun orada kurulmaya, pozisyon orada uretilmeye calisiliyor. Bunun gunumuz futbolundaki gercekligi tartisilir ama Galatasaray'in su andaki gercegi bu. Eger Elano'dan gectigimiz seneki gibi yararlanacaksak gecen sezonun son uc ayindan bu yana degisen bir sey yok. Orta sahayi tek defansif orta saha ile oynadigimiz surece (Arda-Cana-Elano) oyunun Arda'nin oldugu tarafa yikilmasi kacinilmaz. Gecen sene Keita vardi ve bireysel performansiyla bir denge olusturabiliyordu, bu sene o da yok.

Dun aksam "benim anladigim kadariyla Rijkaard futbolu"nu oynamaya calisan tek adam vardi sahada: Serdar Ozkan. Ama o da ilk yarida sagda, yani Arda'dan uzakta oynadi ve uretken olamadi -sadece bir pozisyonda iceri katettiginde pas alabildi. Ikinci yari solda basladi ve Ayhan-Arda ikilisi tarafindan surekli beslendi. Diger tarafta Sabri-Baris ikilisinden sadece isabetsiz ortalar gelirken Serdar Ozkan'in sifira inebilmesi veya ceza sahasina verkac ile girebilmesinin sebebi buydu. Peki bizim kanatta oynattigimiz ters ayakli adam kaleye paralel dribling atip sut cekemeyecekse bunun anlami ne? Anlami su: Eger bekin (Hakan Balta) hucuma katilip rakip beki kendine cekemiyorsa, ofansif kanat adamin karsisindaki iki, hatta uc kisiye karsi topla birsey yapamaz. Ancak topu geri verip iceriye kateder ve o ince, nadide pasi bekler. Bunu da yapabilecek tek adam Arda. Geldik mi yine en basa?

Ters tarafta (sagda) bunu yapabilecek adam Elano, evet ama o zaman defansif yerlesimde (toplu veya topsuz) buyuk sikintimiz var demektir. Cana'dan superman olmasini bekleyecegiz. TSL'nin vur-kir-parcala futbol anlayisi bizi cezalandirir. Ayni gecen sene oldugu gibi. Lige bu yapiyla girersek ilk yenilgimizi Eskisehir'de aliriz.

CaRtMaNtR dedi ki...

Bana kalırsa şu anda Galatasaray'ın orta üçlüsünü değerlendirmek hata olacaktır. Muhtemelen sezonun esas o bölge oyuncularından olacak sadece Cana maça başlamış ve oda daha 90 dakikalık fizik kondüsyondan uzak görünüyor.

Bu bölgede pasör ve ileride çok kısıtlı anlarda şok pres yapmak için Elano kullanılır muhtemelen, onla Cana arasında bağlantı kurmak ve rakibin kendi yarı sahasından çıktığında onu yavaşlatma yada durdurma işini yapacak oyuncu ise Adnan Polat'ın sözünü ettiği üç yabancıdan ilk etapta öncelikle alınacak olacaktır. Bu bölge için Emana, Biglia veya Kallstörm gibi bir isim derde deva olacak cinstendir. Ha gönül bir Gökhan İnler onun önünde Elanonun yerinde de bir Nuri Şahin görmek ister ama bu ancak bir FM hayal olabilir şu an için

Defanstan topla ileri çıkabilecek oyuncu için en uygun adres Neill olacaktır kadro içinde. Özellikle partner olarak Hakan Balta ile oynayabilirse defanstan top çıkarmada yaşanacak sıkıntı minimize edilecektir.

Tabi bunun olması için şu ana kadar kampta sol bek oynayan Serkan, Çağlar veya alt yapıdan gelen Çetin'in sol bek pozisyonunu kotarması gerekiyor.

Forvet konusunda ise Mehmet Batdal bence esas yedek olarak işe yarayacak gibi yinede bu noktada iki umut vadeden yabancı olarak alınacaklardan biri pozisyonda ve tercihen kanatlarda oynayacak bir isim olursa iyi olacaktır. Ayrıca Anıl Dilaver ve Cem Sultan'da gelecek planlarında yer alıyorsa onlarıda kupa maçlarında formaya ısındırmak şart.

Maça gelirsek netten link arayıp izlemek zorunda kaldığımdan sağlıklı bir yorum yapamaycağım. Ama Serdar bu hırsını sürdürürse Beşiktaş'taki halinden daha faydalı olacaktır. Musa ise üzerinde durularak eğitilebilecek bir yetenek gibi duruyor. Keza Cumhur'da bu sene kiraya verilmek yerine takımda tutulmalı ve rezerv ligdede aynı tatkikle oynayarak orta üçlüde oynamaya alıştırılmalı ve bu sene 3-5 maçta a takımla sahaya çıkartılmaya çalışılmalı. Ufuk ise umarım maç tecrübesini arttırdıkça yediği gol tarzı golleri yemez ve eldivenleri Aykut'a kaptırmaz.

Pan Monroe dedi ki...

Ben bir paragraf da Çolak'a açmak istiyorum. Bu çocuğu malesef ki beğenmiyorum. Yani mentalitesini beğenmiyorum. Topu her ayağına aldığında bir değer yaratmaya çalışıyor Emre. Ya bir final pası, ya güzel bir şut. Üstelik bunu 18 yaşında bir genç gibi değil, Ekabir ve veteran bir forvet arkası gibi yapıyor. Hele de olumlu bir iş yaparsa, "İşte müthiş yetenek" diye alkışlanıyor. Biz o yaşta bir oyuncudan bunu mu bekliyoruz ki?

Rijkaard'ın bu konuda bunca zamandır bir müdahele etmemesine, ediyorsa da Emre'nin kafasının almamasına anlam veremiyorum. Ama bu kafa yapısıyla, Emre'nin geleceğini hiç parlak görmüyorum.