24 Temmuz 2010

Steve McClaren ve Wolfsburg.!



Bundesligayi diger rakipleri olan Avrupanin güclü liglerinden farkli kilan belki de en önemli özelligi muhafazakar bir anlayisla kimi yazili olmayan kurallara siki sikiya bagli olmasidir. Almanca bilmeyen teknik direktörlerin bir iki istisna haric bu ligde takim calistirmasina sicak bakilmamasi da bu kurallardan sadece birisidir. Fatih Terim'in gündeme gelmesine ragmen tercih edilmemesinin en önemli nedeni budur. Karizmasi rahatlikla Bayern München harici herhangi bir klubü calistiracak düzeydedir.

Wolfsburg’un yeni hocasi Steve McClaren bir yaniyla uzun süredir varolan Hollanda-Almanya iliskisinin devami olur iken diger taraftan ilk defa bir ingilizin Bundesligada calismasini gerceklestirerek bir ilke imza atip muhafazakar yapinin bir tarafini yikmayi basarmistir. Bugün varolan on sekiz takimin teknik direktörü icerisinde sadece Ingiliz olmasiyla degil ayni zamanda almanca bilmeyen tek hoca olarak farkli bir konumu mevcut. Elbette takimdaki oyuncularin neredeyse hepsinin ingilizce biliyor olusu da bu yasagin delinmesinde etkili olmustur.

Bayern Münih baskani Uli Hoeness’in son sportif direktörlük hamlesi yirmi sekiz yil sonra Alkmaar’a Sampiyonluk getiren Louis Van Gaal’i takimin basina gecirmek olur iken onun kardesi Dieter Hoeness ise benzer yolu izleyip ayni ligin bir baska takimi olan Twente’ye tarihinde bir ilki yasatip Sampiyonluga ulastiran ingiliz hoca Steve McClaren’i gecen sezonun ikinci devresinde sportif direktör olarak calismaya basladigi Wolfsburg takiminin basina teknik direktör olarak getirmistir. McClaren, Hollanda’da ilk sezonunda Van Gaal’in hemen ardindan ikinci olup yarisi geride tamamlamisti ve simdi herkes bu ikilinin yeni yarisina sahne olacak Bundesliganin baslamasini heyecanla bekliyor. 

Hollanda Ligi-Bundesliga ortaklasligina istinaden Steve McClaren de Schalke'nin Rutten'i almasi sonrasi klube adimini atmistir. Bu acidan baktigimiz vakit hocalarin kalitesi olsa da Twente klubunde iyi giden baska seylerin oldugunu da rahatlikla görebiliriz. Wolfsburg klubu Magath sonrasi bas asagi cöküsüne dur demek icin ilk hamle olarak teknik adamini degistirmeyi degil daha cok Armin Veh'e büyük bir hata yapip verdigi sportif direktörünü degistirmeyi akil edip takimin basina olabilecek en iyisi olan Dieter Hoeness'i getirmesinin altini cizmeliyiz. Tüm ayarlari ceken bugün Dieter Hoeness'tir ve teknik adam bu organizasyonun önemli ama sadece bir parcasidir.

Bundesliganin ilk ingiliz hocasi Steve McClaren, Alex Ferguson’un yanindan ayrildiktan sonra calistigi bütün kluplere ilkleri yasatan hoca olarak farkli bir kimlige sahip. Middlesbrough’a Premiere Ligdeki en iyi derecesi olan yedinciligi yasatmasinin ardindan ilk defa klubün Avrupa Kupalarina katilim göstermesini saglamis ve sonrasinda ayni basariyi ligde tekrarladiktan sonra UEFA kupasinda Middlesbrough’a final oynatarak ilkler caginin devamini saglamistir. Basarisiz gecen ingiltere Milli takim deneyimi sonrasi kaldigi yerden devam eden Ingiliz hoca Hollanda ligine gecip Twente’yi tarihininde bir ilki yasatarak sampiyon yapmis ve henüz yeni klubü ile maca cikmadan Bundesliganin ilk ingiliz hocasi olarak bir ilke imza atmayi her zaman oldugu gibi yine basarmistir.

Avrupanin devlerini pesinde kosturan Edin Dzeko’yu takimda tutma adina büyük savas veren hocanin bir baska önemli ayrintisi ise hazirlik karsilasmalarinin hemen hepsinde ilkonbir baslatip „Yeni Iniesta“ olarak Bundesligada piyasaya sürmeyi düsündügü isim on sekiz yasindaki Türk oyuncu Tolga Cigerci. Grafite'nin McClaren yönetimi altinda oynayacagi 4-2-3-1 diziliminde yer bulamayacagini düsünüyorlar ve Fenerbahce olmasa dahi bir baska klube satilmasi oldukca ihtimal dahilinde zira Dzeko bir sekilde tutulacak. Misimiovic bu sistemin on numarasi olur iken 11 milyon euro'ya aldiklari genc yetenek Simon Kjaer ile Dünya Kupasinin yildizi Arne Friedrich tandeminin olgunlasmasini bekliyorlar zira hazirlik maclarindaki uyum cok da iyi degildi. Olasi bir Misimovic yoklugunda ise Mario Mandzukic'i forvet arkasina yerlestirdigi görülüyor. Dahasi disforvet arayislari da sürüyor.. Grafite'nin satilip bir disforvet alimi gerceklestirdikten sonra alamadiklari Ballack yerine oturtmak istedikleri isim de Tolga Cigerci.

Elbette Middlesbrough'un o dönem sürpriz cikisini ve UEFA kupasinda finale kalisini gördük lakin bu güzel hocayi biraz daha yakindan tanimak, Bundesliga performansini görmek istiyorum ve bu beni heyecanlandiriyor. Heyecan verici bir teknik adam.. Gerek Tolga Cigerci gerekse de Steve McClaren nedeniyle oldukca ilgi cekici bir takim olacaktir Wolfsburg.

5 yorum:

Frank Baumann dedi ki...

Steve McClaren'in, İngiltere'nin Euro 2008'e katılamamasının ardından belini doğrultabileceğini düşünmüyordum. Fakat Hollanda gibi genç oyuncu pazarı olan bir ülkede, Twente'nin yaşlı yıldızlarıyla kazanılan kazanılan şampiyonlukla tekrar dirildi.

Bilindiği üzere oldukça tartışmalı bir isim McClaren... Middlesbrough ile UEFA Kupasın'da final oynadığı sezon Premier Lig'i ondördüncü bitirmiş, son haftalara kadar düşme tehlikesi düşme tehlikesi yaşamıştı. Geçen sezon da Twente ile, UEFA Avrupa Lig'in en zayıf grubunda son haftaya kadar çıkmayı garantileyememesi, ardından Bremen deplasmanından alınan farklı mağlubiyet dengesiz kariyerine çok güzel örnekler...

Magath ertesi Wolfsburg yönetimi oldukça ilginç tercihler yapmaya devam ediyor. Fakat Kjaer-Friedrich ikilisi şu anda -kağıt üzerinde- Bundesliga'nın en sağlam defans göbeği görünümünde, bu ikili varken McClaren işi çok zor olmayacaktır. Barzagli de yedek kalmaz, İtalya yolunu tutar herhalde.

Martins'in transferi ertesinde Grafite de giderse rotasyonu seven McClaren, genç isimler Cauiby ve Mahir'e güvenir mi acaba?

Borges dedi ki...

Frank Baumann: Wolfsburg Ben Afra'nin pesinde. Grafite gibi cakili degil daha cok dis forvet ariyor kendisine kenarlarda kullanabilecegi.

McClaren hakkinda detayli bilgiyi ben burada kendi gözlerimle nasil futbol oynattigini gördükten sonra görebilecegim ve fakat Twente basarisinin tek basina teknik adamlik oldugunu düsünüyorum.

Cunku bu Hollanda takimi Alman Ligine iki teknik adami üst üste gönderdi. Rutten geldi,Schalkede is ypaamadi. Onun yerine gelen McClaren de buraya geldi. Simdi asli güzelligin Twente'nin baska yerlerinde oldugnu sezinliyorum ama yine de McClaren'in Middlesbrough'da yaptiklarina ve Manchester tecrübesine saygi duymak gerekir. Hirvatistan maci sonunu hazirladi ama "güzel" bir teknik adam gibi duruyor uzaktan bakinca..

Bir de yakindan bakalim :)

Batistuta35 dedi ki...

Tolga hangi milli takımda oynuyor yada seçim söz konusu oldu mu? O kadar övdün bu adamı kaçırmamak gerek:D

Borges dedi ki...

Batistuta35: Cocugu taniyorum ya da iletisim halindeyim diyelim ama henüz futbolunu görmedim adamakilli bir sekilde. McClaren hazirlik maclarinda sürekli onbir oynatiyor ve "yeni iniesta" tarzi yaklasimi var. Bu sezona yansir mi iyi bir sekilde bu firsati kullanir mi bekleyip görecegiz.Orada bir eksiklik var. Bunu 18 yasindaki cocuk kapatamaz belki ama iyi br sekilde degerlendirebilir. iki yönlü bir baska türk oyuncu ama daha ofansif, xavi degil bu sefer iniesta.p

delorean dedi ki...

Wolfsburg ve Hamburg iyi transferler yaptılar.Dzeko'nun kalması çok önemli.İtalya'ya gitse gerçekten üzülecektim. Hamburg da Westermann ve Kacar'ı aldı.Kacar çok önemli özellikle. Berlin'in yarısıydı adam. Hayırlı olsun. Schalke bu sene de zirvede dolaşabilirse Magath'ın heykelini dikerler artık.Bence çok zayıfladılar.Yerlerini Dortmund alabilir bu sezon.