24 Kasım 2011

Philipp Lahm: Der feine Unterschied!


Sonunda geçti elime!

Biraz da teknik adamlara salladığı için Almanya'da daha yayımlanmadan kopardığu fırtına nedeniyle en çok satan spor kitabı ünvanına ulaştı.

Benim için olabilecek en iyi futbol kitabı futbolcunun ya da teknik direktörün yazdığıdır. İster biyografik ister başka başka anıları. Üstelik burada gerçeği de onların kurgulaması gerekmiyor zira o kadar samimi oluyorlar ki futbol dünyasına ait değerleri okuyarak keşfedebilirsiniz..

Kabaca her antrenör benzer idmanları yaptırıyor diyenler bu kitabı okumalıdır zira Lahm Rudi Voller'i, Klinsmann'ı (henüz daha burya gelmedim) öyle bir eleştiriyor ki bu kitabın yayımlanmadan çıkardığı gürültünün nedeni de zaten bu oluyor. Misal kabaca birinde taktik idmanları video analizleri, rakibi inceleme ve pozisyon bilgisinin çalışmaları öyle ayrıntılı çalışılıyor ki anlat anlat bitiremiyor. Diğerinde ne bir rakip analizi ne de içerikli antrenmanlar yaptırıyor ve haliyle gruplardan da çıkamadan geri geliyorlar gibi..

Keyifli olanı ise.. Lahm ile olan Sabri'nin mücadelesi. Lahm genelde bizim takımdan Hamit hariç iki ismi ezberlemiş anladığım kadarıyla. Semih ve Sabri. Diğerlerini anlatırken "Türke" ama bu isimleri ise unutmuyor ki nasıl unutsun?


" Artık Türkler baskı yapamıyordu ve iki takım da önemli pozisyon bulamıyordu.

ve 86.dakika gelir..

Türkler atağa kalktı. Birazdan yapacağım hatanın başlangıcında ceza sahasına kadar gelen Türklerin ortanın sağından gelen hücumcusuna hiçbir şekilde müdahale edilmemesi sonucu benim ceza alanını rakibe kapatmak üzere yerimi terk edip rakip oyuncunun üzerine doğru hamle yaptım.Kenar artık bensiz savunulmak durumundaydı.Türkler o gece gününde olan Sabri Sarıoğluna oynadı ve işte şimdi ben baskı altındayım. Küçük bir depar ile hemen topun arkasından Sabri'ye doğru ilerledim. Tam aut çizgisinin orada iken topu orta yapacakmışçasına sola çekti ama yapmadı, vücudunu kullanıp topu tuttu. O karambolde topu almak için hamle yapar iken o topu solumdan kendisi sağımdan geçip çizgiye indi ve Semih'e ortalad..top Lehman'ı geçip gol oldu.

Lehmann pek iyi görünmüyordu golde ama ben ondan daha kötü görünüyordum.Bire birde her zaman ikili mücadeleyi kaybedebilirsiniz ama böyle bir maçta tam da böylesi bir zamanda olması çok kötü oldu.Her ne kadar oraya gelesiye kadar pek çok hata olsa da Sabri'nin benim üzerimden yaptığı o güzel asistinde payım hepsinden fazlaydı, gol benim yüzümden yenildi. Herkes de bunu gördü.

Tam bu anda kendimden utandım..Yere çöktüm, kollarımı havaya kaldım ve çimlere dik dik baktım.. Daha yeni kesilmiş çimler, üzerinde delikler, krampon çivilerinin koparttığı çimler.

Bu sinir ve kızgınlığın beni nasıl yeniden kaldırdığına şahit oldum ve yapılan hatamı düzeltme şansına sahip olabileceğimi hatırladım.

3 dakika sonra o şansı yakalayacaktım..."

O değil de ilkokuldayen Osmanlı'nın ilerleme ve duraklama dönemine kadar Tarih derslerini can kulağıyla dinler, sonra sallamazdım. Burada da durum değişmiyor, buraya kadar olan kısım güzel, gerisini zaten biliyoruz değil mi?:)

Interview Philipp Lahm und Hamit Altintop

Lahm kitabında buraki röportajı da anlatır. Burada gördüğünüz kesilmiş sahnelerdir.

2012 Elemelerindeki Berlin'de oynanacak olan Almanya maçı öncesi Berlin'de yaşayan onbinlerce Türk'ün de olduğu düşünülerek Fedarasyon ortamı yumuşatmak ve barış dolu mesajların verilmesi için Bayern kulubünden Hamit ve Lahm ile röportaj yapmak için izin istiyor ve her ikisi de kabul edince bir röportaj gerçekleştiriliyor. Sonunda bu Berlin'de pek çok yerde gösterime konulacaktır v.s.

Lahm kitabında bir bölümü de buraya ayırmış.

Entegrasyon sorusu aslında ilk Lahm'a Bayern üzerinden soruluyor ve o da bu multi-kulturel biraradalığın nasıl keyif verdiğini Ribery'den başlıyor Mesut'a kadar götürüp pası da Hamit'e veriyor gol atması için. Lakin Hamit benim başladığım yerden gitmiyor ve ben bunları söylememişim gibi çok başka şekilde ele alıyor diye anlatıyor kitabında. Efendim milli takımı kalbiyle insanın seçmesi gerektiğini v.s diye devam ediyor ki bunlara katılmamak mümkün değil ve fakat iş Mesut'a geldiğinde onun Almanya seçimini anlamadığını diye devam eder iken az daha kavga ediyorduk diyor. Elbette bu sahneler makaslanıyor ve fakat iki gün sonra Hamit hepimizin bildiği gibi Süddeutsche Zeitung'a o malum röportajını veriyor.

Nedir derdi ?

"Onlar kariyeri için seçti ama ben kalbimi dinledim bla bla". Adama da sorarlar, sen acaba Almanya'nın gündemini seçiminle bir kez olsun meşgul ettin mi? Ki sen Mesut'un babasının kuşağısın v.s. v.s.

Hamit'in röportajlarında kendisi öne çıkarır ve övgüyü alır iken geride bıraktıkları da hedeftir. İster milli takım maç sonrası "bana bakın ben fitim ama diğerleri" desin.. isterse yine "bana bakın ben kalbimle ama onlar kariyerleri için bla bla " desin. Nagatif enerji, kendisine gelebilecek olan övgüleri görüp diğerlerini zor durumda bırakmak..

Dersiniz ki Almanya'da bu normal. Değil arkadaşım.. Normal değil. Lahm burada onu anlayamadığını ve bu tavrı karşısında çok şaşırdığının altını gayet güzel çiziyor. Dahası Fedarasyon da zaten bu konuşmaları kesip atıyor zira bu normal koşullar altında barış mesajı olması gerekir iken ekstra alaman türklerini Mesut'un üzerine salmak ya da Almanya'yı seçenleri zor durumda bırakmaktır.. ki bırakmıştır da..

Ki bu da benden ona selam olsun, 2008'deki Spiegel'e verdiği röportajdan bir soru ve bir cevap:

SPIEGEL ONLINE: Ihr Bruder hat schon vor einiger Zeit angedeutet, dass er keine richtige Akzeptanz in der Nationalmannschaft spüre, von den Kollegen scherzhaft "der Deutsche" gerufen wurde. Kann die Nicht-Nominierung auch damit zusammenhängen? (halil diyor.. kardeşiniz milli takımlarda kabul edilme sorunu yaşadığını ve arkadaşlarının onu "almancı" diye çağırdığından bahsediyor. Bu performansına ve kadro dışı bırakılmasına etki etmiş olabilir mi?)

Altintop: Halil ist immer fleißig. Das weiß und schätzt Terim. Aber Sie haben Recht. Es gab da einen Wackelkontakt in einem Verbindungskabel zwischen ihm, der Mannschaft und dem Trainer. Deshalb konnte Halil seine Leistung nicht hundertprozentig abrufen.

(Halil her zaman çalışkandır diyor ama neden bu soruya bununla başlıyor anlamış değilim. Terim de bunu biliyor diye devam ediyor.Sonra haklısınız diyor.. antrenörü,arkadaşları ve Halil arasındaki sorunu kabul ediyor, bu yüzden performansının yüzde yüzünü gösteremedi diyor, haklısınız diyor..)

Lahm'ın kitabına ileride daha sonra sık sık değineceğiz.. Hayırlısıyla bir bitirelim..

12 yorum:

Ömer dedi ki...

Yazıya güzel başlamışsın da Hamit'e gereksiz giydirip, yazıyı mundar etmişsin. Sabri ile ilgili yazdıklarıyla alakalı bilgi yazısı olarak kalsa daha iyiymiş.

Hamit ne dedi, neyi düşündü bilmiyorum ama kendisi can'dır, yemişim Lahm'ın şaşırmasını...

Borges dedi ki...

Ömer: Ben de can man yok arkadaşım. Yaptığı eylemler var. iyidir ya da kötüdür. Burada kötüdür başka yerde iyidir. Lisede bıraktım ben her hareketine doğru dediğim kahramanları. Ki ben Hamit'e yeterince giydirdim bu konu hakkında. Bu sadece Lahm'da da aynı konunun işlenmesi sonrası buraya aldığım ekstra detay..

Celal Abbas dedi ki...

Hocam Yazılarında çok fazla hamite malum şekilde vuruyorsun. Beynimize kazıdın durdun bu meseleyi.

Her insan gibi Hamitinde artıları eksileri karaktersizlikleri ,iyi yönleri vardır. Klose neyse bende ,Hamitte Çalışmasıyla Mental gelişmişliğiyle benim için şu an bir numaradır. Eğer Türkiyede Futbolcunun Mental gelişmişliğine ,Çalışkanlığına vurgu yaparak bir reklam çekecekseniz bunun için ideal isim Hamittir. ne Arda nede Emre Belözoğluudr. Hamit öyledir yada değildir. ama şu an uzaktan bize öyle görünmektedir. bizim bir imgemiz simgemizdir. bir değerimizdir. bazen bazı simgeleri bazı değerleri bazı kişilere yüklersiniz. o kişiler öyledir yada değildir. önemli olan o değildir. topluma mesaj vermek için böyle insanlara ihtiyacımız var bu mesajı vermek için hamit bence en uygun kişidir. Yanlış anlaşılmasın hamit tarihteki büyük kişiliktir demeyeceğim. ama Tarihteki tüm büyük kişilikler yazarlar ,önderler ,sanatçılar ,liderler de hep bu yapılır. topluma belli yönde mesaj vermek için o kişiliklere belli bir değerler yüklenir ve bu kişilikleri her aklımıza getirişimizde bu değerler aklımıza gelir.

Mevlana belkide bir moğol ajanıydı gerçekte belkide abartıldı. ben bunla ilgilenmiyorum mesela Mevlana ismi bana şu an bana sevgiyi ,güzel değerleri hatırlatıyormu önemli olan odur. Ulu önderimiz Atatürk mesela. Thomas edison mesela. Thomas edison belkide çalışanlarına sömüren onların icatlarını kendine mal eden birisiydi. ama onu başka şekilde hatırlıyoruz.

Hamitte benim için çalışkanlığıyla ,mentaliyle ,kendini geliştirme isteğiyle rol model bir oyuncudur. Ben genç futbolcularımızın Emre Belözoğlunu yabancı düşmanı Ardayı , canı sıkıldığında dine sarılan hakan şükürü , onları cuma namazında görmedim diyen Bülent uygunu falan örnek almalarını istemiyorum. Bize uzaklardan böyle görünüyor güzel görünüyor. çalışmanın ,mentalin simgesini ona layık gördük gördüm. Şu an Umutta böyle görünüyor ,Mehmet topalda. ha Türkiyeye gelir gerçek yüzünü daha fazla okuruz duyarız görürüz o zaman bu rolden alırız kendisini ona en uygun başka bir adaya veririz.

ha hamit türkiyeye gelir saçmalamaya başlar. bu imajı zedelenir o ayrı.

Kim Mükemmelki hocam. Senmi Benmi ,O mu bu mu.

Borges dedi ki...

Bak şunu diyorsun ki doğrudur.

"Yanlış anlaşılmasın hamit tarihteki büyük kişiliktir demeyeceğim. ama Tarihteki tüm büyük kişilikler yazarlar ,önderler ,sanatçılar ,liderler de hep bu yapılır. topluma belli yönde mesaj vermek için o kişiliklere belli bir değerler yüklenir ve bu kişilikleri her aklımıza getirişimizde bu değerler aklımıza gelir."

Ama bu yapılır iken onun bu tavrı doğru olarak kabul ediliirse ileride sorun çıkaracaktır.

Sorunlu bir tavrı var, sürekli de tekrarlıyor.

zaten bu ülkeye gelirse o imaj yıkılıp gidecek.

Dahası..

Ben düşüncelerimi söylüyorum. Emre'ye küfür edilir, ben etmedim. hamit çok sevilir, ben bu tavırlarını sevemedim. Bunu da Hıncal Uluç mantığıyla "farklılık" olsun diye yapmıyorum gerçekten duyduğumda okuduğumda sinirkendiğim için buraya da yansıyor.

Hepsi bu.

Ben düşündüklerimi yazmayayım mı? Tepki çeker, beğenilmez ama inan bunlarla ilgilenmiyorum. Doğru beniö için budur.

Başka yerde deli gibi överiz, severiz ve bu da mümkündür.

Hakan Şükür misal.. Çok yerde överim, çok yerde eleştiririm. Ne yapıyorsa ona göre.. Senin de benim de onların da hataları ve doğruları var. Hepsine doğru mu diyelim? Kusura bakma usta, burada bu iş böyle. Nasıl görüyorsam o şekilde..

Celal Abbas dedi ki...

Hocam dikkat çeken nokta şu ,çok kısa zaman içinde bu konuya çok fazla değindin tekrarladın. Bende ve okuyan bir çok kişide aynı izlenim uyanıyor. Hamit hakkındaki görüşlerinden çok kişisel bir kızgınlık bir sorun varmış gibi algılanmaya başlıyor.


Mesut konusunda Hamitin açıklamalrını bende saçma bulmuştum. Mesutun çok doğru bir karar verdiğini düşündüm her zaman. hatta iddia ediyorum milli takımımızı seçseydi biztıpkı nuri gibi mesutuda milli takıma monte edemeyecektik.

Fatih Terim Koşmuyor diye ortasahada oynatmayacaktı mesutu. ileridede sağda hamit soldada Arda oynadığı için mesuta yer açamayacaktık. Mesut nuri gibi monte edilemeyecekti milli takıma. taa o zamandan bunu görmüştüm ve çok doğru bir karar verdi mesut.

hatta sana şöyle bir bilgi vereyim Selçuk inan ve bir kaç futbolcu son almanya maçı öncesinde maçtan 2 gün önceydi galiba Trtde roportajında şöyle demişti. " Ben Mesutun yerinde olsam ......" .türk milli takımını seçermişim falan. O kadar saçma gereksiz anlamsız açıklamaki. Mesutun nerede olduğu belli senin nerede olduğun belli. böyle saçma bir laf söylenirmi.

Mesut konusunda son bir söz bizim milletimize biz Mesutun ham halini sevmedikki. Onun Olgulaşmış ,almanyada pişimiş haline sulandık. Bizde olsaydı mesut böyle pişemeyecekti milli takımda.

Borges dedi ki...

Celal Abbas: Seviyorsun Hamit'i ve istiyorsun ki eleştiri fazla olmasın. İki konuda da itirazı sen yapıyorsun daha çok.

Bir Mesut iki maç sonrası o beyanatı.

Dolayısla bir konu değil burada ele alınan. Dahası hepsi toplandığında Hamit ne yaparsa doğrudur tavrı da çok "doğru" değil.

Burada işledim bitirdim. Öyle ki sanki sadece beni rahatsız ediyor izlenimi dahi uyandı ama Lahm'ın kitabında da bu şaşkınlığı görünce burada paylaştım.Şükür ki bir insan daha böyle düşünüyormuş dedim.

Hepsi bu.

Dediğim gibi ben olguları buraya yerleştiriyorum, kendi bakış açımı. Yine saçmalarsa yine böyle bir beyanat verirse diğerlerine zarar verici.. kusura bakma yine eleştirilecek burada. Yapabileceğim bir şey yok bu konu hakkında.

Bir oldu iki oldu.. üç olur mu göreceğiz.

Burada mesele de Mesut değil. Hamit'in diğerlerini zor durumda bırakacağını düşünmeden "ben şöyle ben böyle" tavırları.

Çok net antipatik.. Doğru da değil. Bir kaptan asla öyle açıklamalar yapmamalıdır. Bir oyuncu da arkadaşını o şekilde zor durumda bırakmamalıdır gibi.."arkadaşıyım" diyorsa.

erkam dedi ki...

sanırım mesele hamit i eleştirmen değil. ona cephe almış gibi görünmen. üslüpla alakalı sanırım bu da...

Borges dedi ki...

erkam: Mümkün. Başka bir ayrıntı olduğunda Hamit'i de aynı uslupla savunuyorum ki bu blogun içerisinde pek çok post vardır.

Herhangi bir kavramı eleştirir ya da savunur iken bu hep dile getirilir. Başka türlüsü olsaydı sanırım başka türlü yazılırdı gibi..

Nuri, o bu ya da şu hoşgörüsü, toleransı nedeniyle övgü alır iken Hamit'i burada es geçemeyiz. Uslubun sertliği de ikidir bu tehlikeli beyanatların "muhteşem, süper" diye algılanmasıyla da ilgili. Süper değil bence derken böyle oluyor bu biraz.

Celal Abbas dedi ki...

Hamiti sevmek doğru kelime değil hamite çok saygı duyuyorum azmine çalışmasına profesyonelliğine. Hepte bunu vurgulamaya çalışıyorum. hatta gençler benim öğütçü yapımı hiçmi hiç sevmezler bazen. hep mental olarak kendilerini geliştirmelirini isterim. Kendilerini geliştirmeleri için kafa yormalarını isterim. hepde bunu vurgularım.

hamitle Büyük ihtimalle dünya görüşlerimiz çok zıddır öyle tahmin ediyorum hemşerim olmasına rağmen.

Hamitin Almanya maçı sonrasındaki beyanatını NTVSporda Spor Servisi programında Mehmet Demirkol ve Fuat Akdağda işlemişlerdi. Onlarda Bir sorun görmeyip bir tespit olduğuna değinmişlerdi. Bende dinlediğimde aynı şeyleri düşünmüştüm. eleştiri olsa bile ben bir tespit olarak görmüştüm.

Hatta maç öncesinde kardeşimle konuşurken Hamit ve Nurinin milli takıma seçilmemesi gerektiğini çünkü sakatlıktan yeni çıktıklarını ,tekrar sakatlandıklarında tıpkı nihat gibi futbol hayatlarının büyük bir darbe alacağını belirtmiştim. Sakatlıktan yeni çıkan Hamitin maçtaki performansına şapka çıkarmıştım. çünkü sakatlıktan yeni çıkmıştı. Her oyuncu değişikliğinde Hamitin oyundan çıkmasını istiyordum sakatlık falan yaşayıp futbol kariyeri zarar görmesin diye. hiddink onu 90.dakika oynatmasına şşaırmıştım hatta kızmıştım. maç öncesinde maça sonradan kurtarıcı olarak girer yada 60 da falan çıkar derken Hamit o maçta 90 dakika oynadı ve maç sonunda o beyanatı verdi. Ben beyanatına saygı duydum. çünkü sakatlıktan yeni çıkmış bir oyuncu maç eksiğine rağmen 90 dakika sahada kalmıştı. büyük bir sakatlık riskide varken.

Borges dedi ki...

Celal Abbas: Sakatlıktan çıkalı oluyordu baya.. Ki sen bir şekilde kahramanlaştırmışsın. Senin bakış açın da doğrudur ama herkesin o şekilde görmesini bekleyemezsin. Hemşehrin olur başka türlü bakmışsın v.s. ama ben bakamıyorum.

Çok açık ve net: Yanlış buluyorum demeçlerini.

Dahası Hamit'den çok faydalandı bu milli takım. Özellikle 2008'deki etkisi inanılmazdı ve fakat Hamit de bu takımdan faydalandı.

Schalke'de Heynckes gitmiş, Rafinha onu yedeğe attığı vakit Fatih Terim sürekli onbirde oynattı. Sadece milli takımda oynayarak Bayern'e transfer oldu eski hocasının Hoeness'e tavsiyesi sonucu.

akıllı oyuncudur aklını da kullanır. Elinden gelenin fazlasına ulaşabilmiştir bu nedenle ama onu bir kaç konuda anlamıyorum, anlayabileceğimi de sanmıyorum.

Emre de çok fazla fedakarlık yapmıştır, hoş görecek misin onu? Bence görmezsin. Bunların önemi bu konu içerisinde en azından benim için yok

M.Cagdas dedi ki...

Bu mac da herhalde son yillarda oynadigimiz en iyi oyundur. Bu kadar sakin pas yapan oyuna hakim olan bir milli takim aklima gelmiyor. Sabri'nin calim da hem sasirtan hem gururlandiran bir hareketti. Maymun etti Lahm gibi adami ne oldugunu anlamadik :)
Rustu'nun ikinci golde bok yemesi olmasa finalde buluyorduk belki de kendimizi dogru duzgun birsey oynamadigimiz bir turnuvada.

Adsız dedi ki...

Borges,

belli ki celal abbas blogun devamli okuyucularindan ve itirazi olan nokta hamit'in hakliligi haksizligi degil. sadece 2 tane olan hamit hatasi gundemlerini cok fazla yazdin ve dikkat ceker oldu. itiraz buna yani, yoksa hamit'i tartismaya gerek yok.