25 Kasım 2010

Bundesliganın Arsenal'i.!



11 yıl.. Teknik adam olarak.. 17 yıl futbolcu olarak.. 4 yıl amatör takımın başında.. Hayatı Bremen klubünün içerisinde geçmiş bir adamdır Thomas Schaaf. Daha oyuncu iken 1987 yılında U 17 ya da sonrasında u 19'un başına geçmiş, hem oyuncu hem teknik adam olarak yaklaşık 7 yıl Bremen klubünde çalıştı. Schaaf Bremen ya da Bremen Schaaf gibi.. Hangisi doğru bilinmez. 1979'da profesyonel oluyor ama klube girişi aslında 1972 yılıdır. O gün bugündür Bremen'in içerisinde olan adam bu klubün dışında bir şey olabilir mi ?

1981 Rehhagel'in klube adım atışının yılı. Tam 14 yıl boyunca Kral Otto Bremen'in başında teknik adam olarak kaldı. Onlarca futbolcusunu çaldığı gibi teknik adamını da Bayern 1995 yılında Bremen'den aldı.. Bundesligada bir klubün başında en uzun süre çalışmış olan Rehhagel Bremen'de Şampiyonluklar yaşadığı gibi kupa galipleri kupasını da kazandı. Benim dönemin insanlarının asla unutmadığı o Rotariu'nun kara takılan topu sayesinde Galatasaray'ı eleyip kupa galipleri kupasını Arsene Wenger'in Monaco'sundan alıyordu.. Dahası..

..1995 yılında Otto Bayern'e gidince Bremen klubü Japonya'nın Nagoya Grampus Eight takımının başında olan Arsene Wenger'i ister.. Wenger aslında gelirim ama burada sözleşmeyi bitirmem gerek deyince beklemeye tahammülü olamayan Lemke Hollandalı Aad De Mos'un üzerinde durur. Teorik olarak futbol bilgisi üst düzeyde olan onlarca Hollandalı'dan birisi olsa da Bremen'de tutmaz.. Başka bir klup burası ve kısa süre sonra geldiği gibi geri gider. Sonrasında Dresden'li eski güzel libero Hans Jürgen Dörner gelir. Bu aslında aynı zamanda Almanya'nın doğusundan gelen ilk teknik direktördür. İyi de başlar aslında ve klubü düşme potasından orta sıralara getirir ama yeni sezonun hazırlığı adına takımı gereksiz yere İspanya'ya götürüp dört tane Tenerife'den sekiz tane Atletico'dan yiyince şimşekleri üzerine çeker. Sezona da üç mağlubiyet alarak başlayınca gönderilir.. Haliyle Wolfgang Sidka da takımı tabelanın sonunda alır. Kral Otto sonrası aslında Sidka ile ilk defa Bremen Avrupa Kupalarına yeniden katılım gösterir.. Ailton'u sürekli istemesine rağmen alamayan talihsiz teknik adamın oyuncuları sürekli sakatlanır. İstediği oyuncular alınmıyor istemedikleri sürekli satılıyor derken ligde baş aşağı giderken çok istediği Ailton alınırken kendisi de kovuluyor ve Felix Magath dönemi başlıyor Bremen'de.. Magath gelir gelmez takımın içerisindeki üc as yabancı oyucunun ikisini yedeğe diğerini de tribüne gönderir.. "Önce Almanca öğrensinler, sonra top oynasınlar" der.. Müthiş başlangıç ? Aslında doğru eylemler dahi yapsa bunlar için gücü yoktur ve kısa zamanda idmanlarının da etkisiyle düşmanları artar o da devre arasında gönderilir.. Kral Otto'nun gidişi sonrası bir türlü kendisine aradığı teknik adamı bulamayan ve aramaktan da yorulan Bremen amatördeki sessiz, sakin ve olabilecen en efendi karaktere sahip Schaaf'ı yönetim odasına çağırır..



'Sezon sonuna kadar takımı sen idare edebilir misin ?'

'.. olur..'

Böyle başlıyor Schaaf'ın hikayesi. Klubü tabelanın sonuna devre sonunda demir atmış ve her şey olabilecek en kötü seviyede... Önce Bremen'i düşme potasından alıp dokuzunculuğa çıkarır ve daha o sezonun içerisinde DFB Kupasını alır.. Zirvesi yolu buraya düşen Ernst ve Ailton'un da önemli rol oynadığı 2004'dür. Çifte kupa kazanır, Bayern'i Münih'te yenerek ligi ve aynı zamanda DFB'yi de alır.. Ama benim en çok üzüldüğüm ve belki bu yüzden Wiese'yi hiç affetmeyeceğim o Klasnic-Klose'li kadrosuyla Şampiyonlar Liginde kalecinin son dakikalarda yaptığı hata nedeniyle Juventus'a elenişidir. Final oynayacak takımı kurmuştu ama o kaleci hatası..

Klose, Pizzaro,Mesut,Diego,Micoud,Ailton,Frings ve daha onlarca isim.. Klose dahil Bremen performansına hiçbir yerde ulaşamıyor. Neden biliyor musunuz ? Dün Tottenham yenilgisi sonrası kriz zirve yapmış iken teknik adam onca kötü durumun içerisinde Dominik Schmidt'in güzel performansını dile getiriyor, Mertesacker'in hatalarını büyütmeyip takım olgusuna önem verir iken.. Sorumluluğu üzerine alıp efendiliğiyle oyuncularını korur iken..

Bir defans oyuncusu olmasına rağmen her zaman ofansif futbol oynatması bir yane sessiz sakin kişiliğini klubün kimliğine oturtmuş ve bu nedenle çok yerde kimi tavırlarıyla problem yaratan özel on numaralar onun yönettiği takımda sorunsuz bir şekilde kendisine gelmiştir. Onun kazanmaktan önce futbol oynamayı düşünen felsefesiyle hoşgörüsünün karışımından nice yıldız doğmuştur ki birisi bugün Real Madrid'de futbol hayatına devam ediyor.. Kazandığı para nedir bilinmez ama sadece Diego,Klose, Özil gibi beş milyona aldıkları oyuncuları 27+15+17 milyona satarak son yılların en sağlıklı klup ekonomisine sahip olmuştur Bremen.. Güzel futbol, yetenekli oyuncuların yılzdılığa ulaşması ve yer yer Şampiyonluklarla beraber herkesin sempatisini kazanan bir takım oluşturmanın ötesi nedir ki ?

Premiere Ligin Arsenal'i neyse Bundesliga'nın Bremen'i de odur. Krizin içerisindedir ama çıkacaktır ve umuyoruz ki Schaaf ile beraber bir 11 yıl daha bu masal devam edecek şekilde.. Arsenal hiç kupa kazanamıyor ? Bremen şunu bunu yapamıyor mu ?

..Futbol maçı izliyoruz.. Kapana kapana on metrekarede başarıyı sağlayan, kazanmayı zeka ürünü olsa da futbolsuz beceren teknik adamlar, klupler de var. Bremen,Arsenalgilleri ben kupasız da seviyorum.. Kimi kupa kazanan büyük kluplerden daha çok seviyorum.!

Hiç yorum yok: