18 Ocak 2011
19 Ocak'ta Ne Olmuştu?
İnsanın içi sızlıyor, dayanamıyorum ve düşündükçe vuruyorum kendimi imkansızlığa. Bir anlasa diyorum ah bir anlasa insanlar kimi öldürdüğünü ? Katilliğiniz yine bir yana kalsın da nasıl bir yanlış anlamaya güzel bir insanı kurban ettiniz farkında mısınız ki?
Ermeni Soykırımı üzerine okumalar yapar iken tanıdım ben Hrant Dink'i. İlginç geldi bana bu karakter ve neden biliyor musunuz ? Çünkü Ermeni olup da o kimliğin faşizan yanına eleştiri getirebilen benim ülkede gördüğüm tek insandı. Bırakın Türk'e, Türklüğe hakaret etmeyi onu bir Ermeni olarak Ermenilerden koruyordu. Misal ben Hrant Dink sayesinde Ermenistandaki tarihçilerin zamanında müslüman olup da hayatta kalan ermenilerin de "ölü" olarak gösterilme uğraşısı içerisinde olduğunu öğrendim. Bunu ve tüm kaynaklardan damıtılmış ermeni soykırımı üzerine sözlükte yazılan entrynin içerisine henüz o hayatta iken yerleştirmiştim.
Hrant Dink azınlıkların kendi arasından çıkarmakta çok güçlük çektiği ve ülkenin özlemini duyduğu bir karakterdir. Bugün Kürtler arasından bir Hrant Dink'in çıkamamasının acısını yaşıyoruz. Yeri geldiğinde kendi halkının yanlışlarını da doğru bir şekilde ortaya koyacak cesur insanların yokluğudur bitip tükenmeyen savaşın ve akan kanların durmamasının nedeni. Eğilip baktığınız vakit kaldırımın altında bir cesur yürek yatar. Ahmet Kaya gibi aslında Hrant Dink de kendi ulusu tarafından da bu ülke sevgisinden doğmuş sağ duyulu görüş nedeniyle tepki çekmiştir zira ona göre..
..hastalıklı iki uç kutup vardı. Dahası her iki kesimin aşırı uçlarını tedavi edecek olan ne Amerika ne de Fransa diye haykırıyordu aşağıdaki videoda da görebileceğiniz üzere. Biz birbirimizle araya kimseyi sokmadan konuşarak bu sorunu halledebiliriz diyordu sadece. Ölenlerin sayısının muhabbetini yapmayı dahi hoş bulmazdı ve O daha çok kalanlar üzerine mücadele verilmesi taraftarıydı ve tam da bunu yapar iken onu ölüme götürecek olan araştırmanın da içerisine girmiş oldu.
Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in ermeni olduğu haberi.
Her şey aslında bununla başladı. Önce bu titiz araştırma sonucu çıkan haberi Agos gazetesinde yayımladı. Akabinde Hürriyet iki hafta sonra manşetine taşır, olaylar hemen hemen Ahmet Kaya'da olduğu gibi gelişir.. Aslında Hrant Dink'in buradaki tek suçu bu haberi yapmaktı. Tehtitler alır, resmi "düzmece" tarih ile sağlanılan birlik adına hoş olmamıştır bu haber. Oysa Atatürk'ün ne kadar güzel bir insan olduğunu belgeleyecek iken kendi dünyası içerisinde yeniden kurguladığı ve adına da çokca kez "kemalizm" diyecek oldukları bu kavram bir bakıma tehtit altındadır.
O " karanlık" bölge bu haber üzerinden Hrant Dink'e saldırmak istemez zira bu "haberin" nedense daha fazla gündemde kalmasını sakıncalı bulurlar. Başka bir şey gerekiyordu onu yargılamak ve halkın vicdanında asmak için.. Çok değil haberin manşet olduğu 13 şubat tarihinden 15 gün sonra muhteşem araştırmacı yazar tarafından sorgulamadan yoksun halkımın hedefine oturtuldu Hrant Dink..
Tarih 28 Şubat 2004. Hrant Dink henüz yaşamın içerisinde dim dik duruyor ve Emin Çölaşan'ın Hürriyet'deki köşesinden bir alıntı:
"İşte size bir başka örnek. İstanbul'da yayınlanan Ermeni AGOS Gazetesi'nde rahmetli Sabiha Gökçen'in Ermeni olduğunu(Borges:Ermeni olsa ne olur ? Hastalıklı zihniyet.!) hiçbir belgeye dayanmadan iddia edebilen Hrant Dink'in, aynı gazetede çıkan 13 Şubat 2004 tarihli yazısının ilk iki cümlesi aynen:
‘‘Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermenilerin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun.’
Ülkemizde fikir ve ifade özgürlüğü gelişiyor, AB yolunda hızla ilerliyoruz! Her şey serbest, her şey özgür!
İmam nikáhından Arapça yazıya, Türk'ün zehirli kanına kadar...
AB'yi babalarının hayrına istemiyorlar!"
.....
Hrant Dink'in on bölümlük yazı dizisinin birisinden bir cümle kopartılıp halka farklı ya da istedikleri gibi anlaşılması niyetiyle sunulmuş. Önceden şurada işlemiştik yazının içeriğini. Bahsedilen yazar Emin Çölaşan. Araştırmacı gazeteciliğin belki de en önde gideni olarak yurdun içinde hatrı sayılır bir kariyere sahiptir. Orta okul talebesi dahi bu metnin tamamını okuduğunda görecektir ki Hrant Dink ermeni milliyetçilerini eleştirir ve o kimliğin içerisindeki "Türk Nefretini/Zehirini" yok etmeden kurtuluşun olmadığını dile getirir.
Bunu Emin Çölaşan alıntıladığı o cümlenin içerisinde yer aldığı yazı dizisinin tamamını okumadan köşesine taşıyabilme ihtimali nedir ? Peki okuyup da okuma yazma bilen hemen herkesin algılayabileceği gerçeği ıskalama şansı nedir ? Yoktur.. Onun derdi Atatürk'ün manevi kızının Ermeni olup olmamasıyladır zira Türkiye'nin Türk'lere ait olan bir yerinden bize ulaşıyordu.
Tehtitler çok önce başlamıştı. Derin devlet top yekün üzerine gidiyordu zaten. Yeşil denilen şahsiyet eve mektup yazar, oğlunu öldürmekle tehtit eder, resmi devlet büroları "biz sizi anlıyoruz da halk sizi anlamayabilir" diyerek üstü kapalı bir şekilde tehtit eder.. Eder de ederler..
Tüm bunların üzerine bu lise talebesinin rahatlıkla çözümleyeceği içeriği algılayamayan mahkeme onu bilirkişi raporuna rağmen mahkum eder. Mesele üç beş ay hapis cezası değil daha çok isminin geçtiği her yerde hiçbir şekilde hak etmediği Türklüğe hakaretten ceza almış Türk düşmanı yaftasının yapıştırılmasıdır.
Bakın bakalım neler diyor bu "Türklüğe hakaret etmiş" adam ?
Tuhaf mı geliyor yoksa gerçek dışı bir kurgu olarak mı algılanıyor ? Biraz daha geriye gidip "gerçek" olamaz diye okuduğum bir Emin Çölaşan yazısı.
Tarih 11 Haziran 2006. Emin Çölaşan'ın " Kahraman" adlı makalesi. Her tarafı suç olmuş bir devlet makinası nedense onu ziyarete geliyor ve bize "kahraman" diye tanıtıyor Sabah Ketene'yi. Neler yapmış o insandan ziyade bu ülkede yer yer intikamlar nasıl alınıyor bize hiçbir sakınca olmadan gösteriyor.
'Malzemeleri ayrıca gönderip o ülkeye geçtik. Onların turistik yörelerinde birkaç bomba patlattık, oraları da derhal boşaldı. Onların başkentinde, metronun önünde bir patlama oldu ve halk paniğe kapıldı. Sonra dikkat ettiyseniz, o ülkede de çok büyük orman yangınları çıktı. Güzelim ormanlarına yazık oldu. Ama bizi sabote eden yakınımızdaki ülke pabucun pahalı olduğunu ve ne ekerse onu biçeceğini görmüş oldu. Bir daha bu gibi işleri açıktan yapamadılar.'
Yazısının tamamı burada. Bir ülkenin en önemli gazetesinin köşesinden yazarımız cinayetleri, başka ülkenin ormanlarını yaktıklarını kahramanlık edasıyla millete sunuyor. Bir ihtimal PKK olduğu varsayılanların top yekün bombalanmasından tutun da bir başka ülkenin ormanını yakmaya kadar suç teşkil edecek eylemleri "olağan" ve anladığımız kadarıyla "olması gereken" olarak rahatlıkla günlük köşe yazısında işlenebilir iken biz de
diye soruyoruz. Bir cevap alabilir miyiz ? Bilmiyorum, seneye yeniden soracağım.. seneye bir daha, diğer seneye bir daha..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
18 yorum:
başta geçen seneki yazı zannettim ama, değilmiş. o meşhur cümleyle ilgili söyleyeceğim şey şudur; meşhur bir bektaşi fıkrası vardır -belki de bektaşi değildir, tam emin değilim- orada namaz kılmama mevuzusu geçer. adam kuran-ı kerim'i gösterip "namaz kılmayın" yazıyor der. ama eliyle "sarhoşken" kısmını kapatmıştır. olay budur bence...
ben milliyetçi bir insan olarak hala üzülüyorum hrant dink'e. o ayakkabısı gözümün önünde yerde yatarken. farklı düşünüyorduk -ve yalan değil başlarda ben de çok kızıyordum- ama yine de bu ülkeyi o da benim kadar seviyordu, biliyorum. ve maalsef bu ülkede nasıl sosyalizm ve komünizm insanlara anlatılamamışsa, milliyetçi olmak da anlatılamamış. ya da benim hayalimdeki, kafamdaki milliyetçilik bu değil; benden olmayanı yok et!
toprağı bol olsun...
açıkçası sağcı ve solcu olmayıp sadece atatürkçü olduğum gibi ülkede siyasi kollarında kendisini bilmediğini biliyorum. Bu cinayet cahilliğin ürünüdür. Hepimiz suçluyuz
Bu yazinla, bir alttaki yazina gelen yorum sayilarini karsilastir. Sonra Ahmet Kaya hakkinda yazdiklarindan sonra gelen yorumlari hatirla. Mesele biraz da burada degil mi?
Baktim yorum cok uzadi, onu asagiya yazdim. Senin resmi de caldim hocam.
http://lowridersoul.blogspot.com/2011/01/19-ocak.html
Biz kırıldık. Daha da kırılırız.
Turgut Uyar diyor ki; "Öyle şeyler gördük ki, unutmam artık, unutma artık."
Vicdanı olan her insanın kalbinde ışıldayacaktır o güzel insan.
GAyet guzel bir yazi olmus ellerine saglik
hepimiz sucluyuz, ben kendimi milliyetci olarak da gormem, hepimiz ermeniyiz yuruyusune de bedenen olmasa da, ruhen katildim, yaziya da genel anlamda katiliyorum ama hrant da malesef hrant o yazisinda (zehirli kan meselesi) haksiz arkadas.. elbette bu haksizligi, birakin onun katledilmesine, en ufak bir fiziki siddet uygulanmasina sebep olmamali(ydi) ama kullandigi cumle de dogru degil.. bunu belirtikten sonra yaziya imzayi atarim.. gerci bu hastalikli kafa, hrant o cumleyi yazmasaydi dahi onu (kendilerince) cezalandiracakti, o ayri..
son yazisi..
diyecek hicbir sey yok..aci
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/5805360.asp?gid=48
lowrider: Doğru bir kıyas olmaz zira TT arena yazısı 700 insan tarafından feys de bunun yarısı kadar tivıtırda filan paylaşıldı. Okunma oranları arasındaki fark çok büyük. Dink adına yeni bir şey söylemiyorum ve haliyle ölüm yıldönümü adına iki satır... Yoksa Hrant Dink en azından öldükten sonra değer görmüştür.
Sen ne güzel insansın Borges. Teşekkürler.
facebook ta linki paylaşamıyorum. blogu mu blokladılar yoksa sadece bu yazıyı mı? daha dün bir şeyler paylaşabilmiştim buradan...
Mert: Feysbuk linki sakıncalı bulmuş bir itiraz ettim ama bakalım. Sakıncalı olmadığına dair itiraz edersen sevinirim. Feysde paylaşılamıyor.
az önce yazıyı paylaştım fb'da. şimdilik bir sorun da gözükmüyor.
Ulash: Sanırım sen direkt linkini koydun. Alttaki feys ibaresinden paykaşmak istersen şu uyarı çıkıyor:
" Bu mesaj daha önce kötü amaçlı veya spam olduğu yönünde işaretlenmiş olan engellenmiş içeriğe sahip. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsan, bize bildir."
Muhtelemen birileri şikayet etmiş spam diye ve onlar da içeriğe bakmaksızın yasaklamışlar.
evet dediğin gibi ben linkten paylaştım o yüzden bir sorun olmadı sanırım. diğer türlü ben de paylaşamadım.
Bu devletin kurucularına göre azınlıklara bu topraklarda yer yoktur. Bakınız :
http://haber.gazetevatan.com/Haber/214955/1/Gundem
Eğer birileri birlikte yaşama adına
Zihniyet devam ettiği sürece, ne söylenirse nafile...
Bu devletin kurucularına göre azınlıklara bu topraklarda yer yoktur. Bakınız :
http://haber.gazetevatan.com/Haber/214955/1/Gundem
Eğer birileri birlikte yaşama adına fikir üretiyorsa cezasını da mutlaka görecektir.
Zihniyet devam ettiği sürece, ne söylenirse nafile...
üniversite son sınıf öğrencilerinin mumsöndü'ye inanabildiği, hatta 24 yaşına kadar hayatında hiç "ulan bu nasıl olabilir ki" diye sorgulamadığı bir ülkenin cahillerinin yapabilecekleri sınırlı olmasa gerek.
hele ki o cahiller kadrolaşmayla meclise kadar girebiliyorsa işimiz çok zor.
Keske insanlara olmeden gerektigi degeri verebilsek, yarin bir aydin daha oldurulur biz yine yil donumlerinde baris, birlik mesajlari adi altinda bir seyler karalariz, cinayetlerin, katliamlarin yine ustu ozenle kapatilir (pek ozenli sayilmaz gerci) oyle bir ulke ki bu ne gidebiliyorsun, ne kalabiliyorsun, seni bir yerinden yakalayip bunca hengamenin icine atiyor terk edip defteri kapatamiyorsun...
Yorum Gönder