17 Nisan 2009

Peco Bauwens'in Hikayesi.!



Arkadas burada ben cok hikaye anlattim.. Bir kismi kategorilendirildi, bir kismi da blogun derinlerinde duruyor.. Misal bir Robert Schlienz hikayesi digerlerinden daha farkliydi ve farkediyoruz ki tarih biraz daha geriye dogru gittigi vakit sasirma efekti kendisini daha güclü hissettiriyor bünyede..

Peco Bauwens, 1886 dogumlu ve Uluslararasi dönemin en ünlü Alman hakemlerinden birisidir. 1950 ile 1962 yillari arasinda Almanyada Fedarasyonu baskanligi yapmistir ve fakat bir baska ilginc noktasi da bu görevde bulumus insanlar arasinda milli formayi futbolcu olarak giyen tek adamdir, bir kez giymistir o formayi ama nasil, iste burasi süper..

Tarih 1910.. Alman milli takiminin Belcika ile tarihindeki ilk milli maci ve pek cok ólumsuzlugun yasandigi bir dönem.. Belcika ile Duisburg'da Gründwald stadinda bir mac ayarlaniyor ki o günün tarih kisminda yazan sudur: 16 Mayis 1910.. Bu tarihden bir gün öncesinde Almanyada Lig sampiyonlugu final maci oynanmis ve Karlsruher FV, Holstein Kiel'i uzatmalarda attigi tek golle gecip sampiyon olmus.. Milli takimin yükünü cekecek olan bu iki güclü takimdaki oyuncularin Milli macin oynandigi Duisburg sehrine gelmesi imkansiz bir hal almis..

Devir eski devir, organizasyon eksiklikleri söz konusu ve Belcika karsisinda oynayabilecek sadece 7 oyuncu var piyasada.. Ilkonbir cikmiyor.. Belcika diretiyor o kadar yol geldik diyor.. Mac oynamadan gitmeyiz filan.. Mac yapilacak bir sekilde, bu kesin ama diger 4 oyuncu nasil sahada yerini alacak ?

Söyle bir tribüne göz atiyorlar ve futbolcu ariyorlar.

Arkadas bize dört tane oyuncu gerek diyor..
Aranizda daha önceden topa dokunmus olan varsa daha iyi olur ?

Lothar Budzinski,Christian Schilling , Alfred Berghausen ve Peco Bauwens cikiyor
sahneye. Hepsi de cesitli kluplerde bir sekilde top oynuyor ya da oynamis. Hemen bu dört insanin üzerine milli formayi gecirip sahaya cikariyorlar.. Mac bu sekilde basliyor ve elbette bu kosullarda Almanyanin galip gelmesi pek de mümkün degil. Belcika iki tane golü atiyor ilerleyen dakikalarda.. Daha kötüsü olamaz derken resimde gördügünüz Pauwens maca biraz hazirlikliksiz yakalandigi icin sakatlaniyor.. Haliyle,

tekrardan tribüne dikiliyor gözler.. ve kalearkasindan birisini buluyorlar: Andreas Breynk..

Belcika bir gol daha atip maci 3-0 alsa da bu cocuklar islerini gayet iyi yapiyor hatta Atletizm ile ugrasip aslinda tenis oyuncusu olan
Christian Schilling özellikle dikkat cekiyor.. 16 Ekimdeki Hollanda macinin kadrosuna girip üzerine bir milli mac daha cikariyor ama digerlerinin milli mac kariyeri o macla son buluyor..

Ikinci Dünya Savasi sirasinda pek cok belge kayboldugu icin kimi ayrintilar da bilinmiyor. Misal bu oyunculari kim aradi ? Kimlik kontrol yapilip alman olduguna bakildi mi ? Bu duruma hakem ne dedi mesela ?

Bauwens ise ileride iyi bir hakem kariyerine sahip oluyor.
82 milli mac yönetip pek cok sampiyonluk maclarinda görev kendisine veriliyor basta da söyledigimiz gibi Alman Fedarasyonunun basina da geciyor uzunca bir süre.. Cok büyük bir söhrete de sahip oluyor öyle ki futbolun anavatani ingiltereye mac yönetmek icin gidiyor, özel teklifler aliyor.. Nerde bir final, tartismali mac olsa hemen onun adi geciyor..

Bir baska acidan pek cok kaynakta 1922 Yilinin Almanya Sampiyonunu göremezsiniz bunun nedeni de yine maalasef Bauwens..

1922 yilinin Sampiyonlugu belirleyecek final macina iki takim kaliyor. Hamburg ve Nürnberg. Ilk mac bir sekilde basliyor .. Derler ki bugüne kadar kiran kirana mac tanimlamasinin en iyi temsili bu mactir.. yaklasik 3 saat 9 dakika sürüyor ve durum hala 2-2. O dönemde henüz isiklandirma sistemi olan statlar olmadigindan dolayi mac hava karanlik oldu diye son buluyor. Bir mac daha oynanmasina karar veriyorlar.. Yani hava aydinlik olsa, misal sabah 8'de baslasaydi aksam 8'e kadar devam edecek idi..
7 hafta sonra Sampiyonlugu belirleyecek olan mac tekrardan start aliyor bu sefer Bauwens yönetiminde.. Ve yine normal süre 1-1 bitiyor. O dönemi biraz acmak gerek, oyuncu degisikligi yok ve bir takimin sahadaki oyuncu sayisi ne sekilde olursa olsun yedinin altina düserse mac iptal..

Nürnberg , bu ikinci macin normal süresi icerisinde üc tane oyuncusunu kaybediyor, birisini kirmizi kart diger ikisini de sakatlik nedeniyle.. Bu sekilde macin birinci uzatmasina cikiyor takim.. Bu ilk uzatmada bir de kirmizi kart daha görünce Bauwens oyunculari saymaya basliyor.. Bir, iki derken alti diyor ve maci iptal ediyor.
Ve fakat.. sahada yedi oyuncu vardi. Bu hatali sayis sonrasi yanlis karar cikiyor ve sonrasinda uzun tartismalar yasansa ve hatta o senenin Almanya Sampiyonu uzunca bir dönem Hamburg kabul edilmis olsa da bugün bu hatali karar nedeniyle dönemin Sampiyonu belirsizdir, yoktur..

Bauwens'in her bakimdan garip bir adam oldugunu söyleyebilirim. 1933 yilinda nazi isci partisine üye oluyor, bir yil sonra da yahudi bir kadinla evleniyor. Haliyle nazi partisi üyeligi de iptal ve o konumuna ragmen fasist iktidardan karisini da kurtaramayip ikinci evliligini yapmak durumunda kaliyor zira karisi öldürülüyor..

Gecmisin alman futbol adamlari icerisinde önemli bir yere sahiptir. Misal 1925 yilinda fedarasyon adina FIFA'ya gidiyor ve o dönemin en fazla üyesi olan Alman Fedarasyonunu adina her ülkenin esit hakka sahip olmasinin manasizligini dile getirip dönemin baskin Fransiz etkisini de yokedip ibreyi. Italya ve Almanya'ya dogru ceviriyor.. Haliyle bu da onu ikinci dünya savasi sonrasi Almanyanin Federasyon Baskanliginin yolunu aciyordu. 1954 Bern Mucizesi sonrasinda baskan olarak yaptigi konusma da oldukca önemlidir. Sonuc itibari ile diyordu Bauwens, sahada bu gibi basarilara genc halkin ihtiyac duydugunu ve bir tatmin yasadigini aksi takdirde kendilerini göstermek icin son yillarda oldugu gibi cok daha baska ve kötü yollara girebilecegini isaret edip sporun genc halk üzerinde bir baska etkisini de ortaya seriyordu sevgili Bauwens..

4 yorum:

varol döken dedi ki...

her çocuğun hayali değil midir ya, tribünde otururken birden çıkar üstünü sen giriyorsun denmesi...

dutchman bununla ilgili bir post atmıştı sanırım, bir hazırlık maçında ben daha iyi oynarım diye bağıran seyirciye buyur gel çeken bir antrenör ve gerçekten oynayıp bir gol atan taraftar...

ama bu daha da fena, milli takım bu ya, şimdi ben şu ispanya maçında hakkaten nihat a bağırmak istedim mesela... öyle çok boş alan da vardı ki maçta... tabi bu göbekle biz ancak biranın bardakta boş kalan alanına koşarız ayrı:)

hadi gitmeden bunu da okuttun, ellerine sağlık...

Borges dedi ki...

Belki gol atsaydi cok baska gelisecekti, oyunculuk kariyeri olacakti ama Alman futboluna damgasini vuracak kisilige dogru yola koyuluyor bu sefer..

Biz tsk ederiz efendim böyle uzun yazi oldu mu zaten bir ben bir de sen okur olarak ;)

t_okan dedi ki...

çok ilginç hikayeler yaa, severek okudum vallahi eline sağlık iyi metine geçmişsin ;)))

Borges dedi ki...

okumak keyifli. Keyif aldığım olursa çevirip, toplayıp koyuyorum. Geçmiş yeterince ilginç hikayelerle dolu:)