4 Mayıs 2012

Yeter be!


Köln'den çok şey istemedi; yatırım yapın, hedefimiz olsun dedi. Bir oldu iki oldu üç oldu hep bir bahane. Şimdi yine diyorlardı; yapacağız yatırım matırım ama sonunda isyan etti. Yeter be dedi, gidiyorum ben.. Gitti de. Sezon başı bize dahi gelebilirdi, hatırlayalım.

Dedim ki ben; Alabiliyorsanız bu adamı alın. Gerçi ben Dante'yi alın dedim. Hoffenheim'a giden Schröck'ü üç kuruşa alın dedim. Klose,Diego v.s. dedik de olmadı bir türlü. Podolski de olmadı. Riski çokmuş..

 Her transfer mutlaka içerisinde bir miktar risk barındırır lakin Podolski belki de en az riski olan transferdi. Neden? Avrupa Şampiyonası oynayacak. Almanya'nın değişmez oyuncusu. Baktın ki adam bu millete, kültüre ve takıma göre değil; Rahatlıkla satılabilirdi. Üstelik oradaki performansına göre ederinden fazla dahi edebilir, kar dahi yapılabilirdi. Olmadı. Sağlık olsun. En azından Podolski'yi ikna etmeyi başardılar ki asıl içimizi cızlatan bunu başarıp da satın alma eylemini gerçekleştirilememesi. Tesellisi Emre Çolak.. Zira Podolski olsaydı Riera gibi yedek beklemezdi muhtelemelen ve biz de genç bir oyuncu keşfetmiş olmazdık.

 Bu kadronun an itibari ile en eksik bölgesini doldururdu. Bu açıdan baktığınızda ne Emre ne de Engin kötü futbolcu ya da bugüne kadar olan ortalaması kötü. Lakin ikisi de kenar forvet değil. Emre çalışırsa olabilir ileride, o yetenek var onda. Sanılanın aksine biz o şekilde sahaya çıksak da çift forvetli 4-4-2 değil Elmander'in çizgiye Emre Çolak'ın merkeze geçtiği 4-5-1 oynuyoruz ve bu şekilde olduğu zaman da Selçuk İnan'ın frikiklerine kalıyoruz sıklıkla. Bu iki kenara da "modern" futbola ayak uydurup kenar forvet alınmalı. Yoksa içeride bekleyenoyuncuyu da bugün kitlemek mesele değil ama bu gibi durumlarda kenarlardan gelecek forvetimsi oyuncu eksikliği söz konusu. Gomez'i büyüten Ribery-Robben'in gole yakın oyun tarzıdır. Tersi de mümkün. Gomez tehdidi Ribery ve Robben'e baskıyı azaltıyor. Podolski olmadı ve umalım ki "yerli" kontenjanına da sarkıtabileceğimiz Sercan Sararer için girişim olur. Forvet çıkışlı, teknik ve forvet de oynayabilen muazzam bir kenar forvet.

 Poldi ise Arsenal'e gitti. Arıza adam ve ben bu tarzı seviyorum. Man City'den tutun da pek çok Premiere Lig takımı ve Almanya'nın bütün büyükleri Bayern sonrası onu istemişti.O gitti küme düşme mücadelesi veren Köln'e. Hatırlarsanız Klopp ile takıştığıında ayarı bu şekilde vermişti "İki kez onu reddettiğimden olsa gerek biraz.." diyerek..  Köln için kimleri kimleri reddetmedi ki? O sevdiği takımda durdu, bekledi ve istedi ki takıma yatırım yapılsın, bu takımla yükseleyim. Sözler verildi, tutulmadı ve yine verildi yine tutulmadı.. Sonunda "yeter be" deyip çekip gitti. Yine gelirim diyor, Köln'ü başka seviyor. Bugün Köln'de onun bu kararını olgunlukla karşılamayacak insan yoktur zira haklıdır gidişinde.. Yeter be dedi.. yeter.! Çok az yıldız oyuncu vardır genç yaşında Avrupa'nın devleri teklif etmesine rağmen  " doğduğum, sevdiğim kulüpte oynayacağım" diyecek olan.. Podolski futbolun romantiklerinden..   Premiere Lig'e giden diğerlerinden daha fazla yakın takipte olup bilmem kaç maçını izleyeceğim taaa ki bizim ligin futbolcusu olduğunu unutana kadar..  Sevdiğim oyuncu o ligin sevdiğim takımına gidiyor, daha ne? Hak ettiği yerde artık..

Yolu açık olsun oralarda..

1 yorum:

aksilaz dedi ki...

Podolski belkide Dortmund'a daha çok yakışırdı ancak arsenal'dede şık duracağı kesin. Dante, Eren kaçtı fakat Barnetta ve Sercan için girişim mutlaka olmalı. Özellikle Barnetta'yı Galatasaray'da izlemeyi çok isterim. burada Fark yaratacağını düşünüyorum.