29 Mart 2009

Pierre Littbarski.!


(Cocukluk dönemimin bir numarali spor dergisi ve Litti..)

Insaoglu her seyden öte bahis oynarsa futbolla olan iliskisi cok baskalasiyor.. Öyle liglerin öyle takimlarini takip ediyorsunuz ki bu isi biraz daha uzatirsaniz cok güzel kesifler de sizi bekler, bu konuya ileride bir daha deginiriz elbette.. Efendim, son zamanlarda isvicre ligi Basel güzelligi nedeniyle daha bi ilgi alaniydi benim icin. Söyle ki Basel, Zurih ve Young Boys Bern sampiyonluga oynuyor, Özellikle Basel ve gecen haftaya kadar Zürih takimi firesiz yoluna devam eder iken(Young Boys'a yenildiler son olarak) bir hafta öncesi Young Boys Bern deplasmanda Vaduz takimina yeniliyordu, Vaduz.. Liechtenstein takiminin isvicre liginde olmasi bir yana basindaki teknik adam da oldukca tanidik bir isimdi futbolseverler icin..

Pierre Littbarski..

1960 dogumludur Pierre . Ismin okunusu ya da agza oturusu o kadar güzeldir ki cocuklugumun gol öncesi cigliklarinin yarisi bu adama aittir..

"Littbarskiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.."

1990 kadrosunun her ismi benim icin önemlidir ama Littbarski bunun disinda da bir yere oturuyor gönlümde. Teknik adamligi ve futbolculugu iki ayri kategoride incelenmesi gerekir ve öyle ki teknik adam maceralari aslinda futbolculugunun da disinda ele alinmasi gerekir, öyle tuhafliklarla doludur.. ve Fakat o henüz daha Hertha Zehlendorf'un genc yetenegiydi bir sekilde transfer oldugu takim ise



FC. Köln..

Efendim oldukca yakindan tanidik bir isim ile 1978 yilinda gol sevinci yasar iken.. Falco Götz ile beraber yeni transfer oldugu takimi Köln'de yildizlasirken..



Henüz 19 yasindaki oyuncu Hertha Zehlendorf'dan transfer edildikten cok kisa bir süre sonra kendisini göstermeye basliyor ve Alman futboluna damgasini vuracagi dile getiriliyor.. Forvet olarak Köln takimina gelip goller atsa da her iki kanatta her iki yöne dogru atabildigi o müthis calimlar ve sutlari onu forvet arkasina dogru itekledi yillar icerisinde..



1978 yilindan 1986 yilina kadar Köln'ün basinda kalacaktir Pierre.. Bu dönem icerisinde Alman kupasi ve UEFA yari finali olsa da takiminda aslen milli takimda yasiyor pek cok güzelligi.. 1982 Dünya kupasi ilk büyük turnuvasi Littbarski'nin.. Baska acidan finallerin adami da diyebiliriz 1990 yilina kadar.. Orada ulasiyor kupasina. Bunun disinda üc lig ikinciligi, 82 finali..86 finali..



Ikincilikler konusunda Ballack'la yarisir durumda.. 1982 dünyanin en iyi oyuncusu secildiginde o yine ikinci oluyordu ama o yil gercekten önemliydi futbol adina.. Bir Dünya Kupasi ki unutulmazdir kesinlikle..

Elemelerde yapilan "Sike" Alman milli takimina duyulan nefretin ilk kivilcimlarini cakiyor..
Aslinda "Kara cuma" olarak adlandirilan Avusturya macinin da tek golünün ortasini yapiyordu Hrubesch'e 23 yasindaki Pierre Littbarski.. Eger ki Avusturya'yi bir gol farkla yenerse, Avusturya ile beraber bir üst tura cikacak olan Almanya macin basinda golü bulup kalan seksen dakika boyunca ne gol atmaya cabaliyor ne de onlara yaklasan bir avusturyali oyuncu vardir ki ayni puanda olan grup maclarinin ayni saatte oynanmasi da bu turnuva sonrasi karara baglanmistir.. Bu macin daha genis anlatimi icin sizi Lambuja'nin bloguna alalim.



Cezayirliler bu maci protesto etmek icin tribünlerde para yakmistir ki haksiz sayilmaz.. Her bakimdan futbol adina "kara cuma"dir o gün artik..



Littbarski, Fransa ile oynanilan 1982 Dünya Kupasi yari final macinda penalti kaciran Stielke'yi teselli eder iken..

Aslinda bu mac, bu yari final maci dünya kupasi maclarinin top onuna girip zirveye oturabilecek kadar önemli ve degerlidir kendi adima.. Pierre'in acilisini yaptigi bu macin icerisinde futbola dair ne kadar ayrinti varsa hepsi icerisindedir.. Iliskiler, fauller, onlar ve Lineker'in de üzerinde durdugu Almanya gercegi.. Ortalik sarsilmistir ve su macin on milyon tane hikayesi yazilmaktadir.. Platini'nin karisiyla iliskiye giren takim arkadasi ayri bir geyik iken zorda kalirsa oyuna sokacagi Rummenige'den muhtesem olmasa da saglam bir Comeback yapan Alman futbolundan ve elbette Schumacher'in öldürmeye tesebbüs olarak adlandirilacagi Battiston'a yaptigi o inanilmaz faul.. Platini sahada öldü sandim diyordu ki bunun ayrintisi da cokca islenmistir zaten..




Velhasil, Schumacher'in batistonu öldürmeye cabaladigi yari final macinda Platini'li Fransayi yenmistir ki yukarida genis özetini verdigim bu maci seyretmenizi tavsiye ederim. Uzatmalarda dahi 3-1 geriye düsüp tekrardan beraberligi yakalayip finale penaltilarla uzaniyorlardi ki Almanlarin genel karakterinin anlasilmasi adina en güzel maclardan birisidir.. Bilmem kac kez mac icerisinde "aha gitti final" diyen almanlarin en son penaltiyi kacirdiktan sonra tekrardan umutlarinin söndügü zaman diliminde Littbarski Stielke'ye umut veriyordu ve gözleri Schumacher'e ceviriyordu..



Nihayetinde 1982'De dünya kupasi finalinde boy gösteriyordu.. Tardelli ve Cabrini dünya sampiyonlugunun sevinicini yasar iken o yerde ikinciligi tadiyordu..



oynadigi 406 Bundesliga macinda 116 gol atmistir Litti.. Lig Sampiyonluguna Daum ile cok yaklasir. Üc kez lig ikincisi olur ama Bundesliga Sampiyonlugu yoktur bu güzel oyuncunun.. Daum'un gidisine cok sinirlenir.. Köln'ün geriye düsüsünü o günlerde görür, ona göre cok büyük hata yapilmistir 90 dünya kupasi sirasinda Daum'un görevine son vererek ki cok dedik bugün dahi nedenini kimse bilmiyor



1986 Meksika'ya hazirlik dönemi.. Takimin sakaci oyunculari vardir her daim.. Pfaff,Elber,Ribery ve hatta Arda Turan.. Nesesidir onlar takimin ve Littbarski de bu oyuncu tipine bir örnek idi.. Asagida daha da degisik örnekleri mevcuttur.


(Brehme, Loddar, Litti,Voller )

86 Dünya Kupasinin ardindan Fransa'nin Racing Club takimina transfer olur ve fakat bir yil sonra geri döner, ona cok baska bir ortam gerekiyordu süphesiz..



1990'in Almanya kadrosunun degismez ismiydi 7 numarali formasiyla.. Ve Dünya Kupasi onun ellerinde.. 82'de final oynayip kaybetmis, 86'da finalde Maradona vardi.. 90'a kadar Köln Daum ile cosmus ve fakat burada da islendigi üzere final maclarinda maglup olup ikincilige yerlesmistir hep ve fakat 90 onun zirvesi oldu.. 16 yillik Bundesliga kariyerinde onun final macinda attigi gol ile kazandigi DFB kupasi haric bir basarisi yoktu, bu ve her acidan 1990 dünya kupasi cok degerlidir Littbarski icin..




Keyifli adamdir dedik ya.. Arkadaki kameraman da kaleci Bodo Ilgner idi..



Beckenbauer ile röportaj yapar iken.. keyifler yerinde zira o bir dünya kupasi sahibidir artik..



1994'de Monika'si ile evlenir ve fakat tam bir yil




öncesi Japonya Ligi takimlarindan JEF United 'a transferi gerceklesir, artik o Litti-San'dir..




Japonya'ya uyumu biraz abartinca ikinci evliligini gerceklestirir Hitomi adli capun hatun ile.. Akabinde 1996 yilinda vegalta sandai takimina tranfer olup futbolculuk kariyerini sonlandirir..



Teknik adamliga girisi Berti Vogts'in yaninda olur.. Bayer Leverkusen'i calistirir ikili fakat cok da basarili olduklari söylenemez..



Arkasindan beklenen ayrilik olur ve Duisburg'un basina gecer ikinci Bundesligada.. Buradaki süre de alti ayi gecmez, Japonya onu geri ister.. Henüz yeni kurulmus olan Japonya birinci ligi takimlarindan Yokohoma'nin basina devre arasi gecer. Burada Yokohama FC'nin basina gecip sampiyonluk yasar Littbarski..



2005 yilinin yine devre arasinda, yani iki yil sonra Avustralya takimlarindan Sydney'in basina gecer.. Takimi ile sampiyonluk yasamasina ragmen resimde görüldügü üzere o lige göre tuzlu transferlerin arkasindan sözlesmesini uzatacak para kalmaz klupte ve buradan ayrilmak durumunda kalir..



Japonya ve Avustralya'da yasadigi sampiyonluklarin arkasindan solugu tekrardan ikinci lige yeni düsmüs Japon takimi Fukuoka'nin klubesinde bulur.. Japonya,Avustralya, Iran, Liechtenstein hatta Isvicre deneyimi olsa da her seye ragmen en sevdigi Fukuoma'dir onun.. Ikinci lig takimiyla eski günlerini arar.. 15 takimli ligde kovuldugu zaman 10. siradaydi.. 24 macta ancak 8 galibiyet alir.. Yine bostadir..



Tam bu noktada Ankaragücü girer devreye.. Hatta o dönem artik Ankaragücünün teknik adami olarak bekleyis icerisine girdi ankaralilar.. Ve fakat bir sekilde anlasma son anda bozuldu ve hayatimin en kötü dönemi diye adlandiracagi Sapai Tahran klubu ile anlasma saglar.. Gercekten cok zor günler beklemektedir Pierre'i. Öyle ki daha ikinci macinda klup baskani gelip memnuniyetsizligini dile getirir.. Parasini vermezler, tehtit ederler ve Iran'da her yerde izleniyorduk diye anlatir Pierre o günleri.. Aynalarin arkasinda kameralari görürler.. Karimi da yanima alamadim zira gercekten cok da güzel ortam degildi aile adina..


Takimin oyuncusu Iranin Hakan Sükürü olan Ali Daei ilk etapda oyuncudur akabinde klup baskanidir sonrasinda da Iran Milli takim teknik direktörü olur.. Pierre Littbarski ile savasa da girer.. Littbarski'nin pasaportune el koyulup ülke disina cikmasina yasak getirilir, karisi ile Dubai de ancak bulusabilmis,takimi birakip kacti geyiklerine maruz kalip tazminatinin ödenmemesi adina klup ile zorunlu iliski yürütülmüstür.. Ali Daei her sekilde üzerine dogru gelmektedir ve o kacinilmaz son da artik gerceklesir.. Cok güclüydü iran'da Ali Daei derken üzerine saglam basiyordu bu cümlenin..



Belki bunlardan dolayi 5 bin kisinin yasadigi Liechtenstein takimi Vaduz'u tercih eder.. Belki cok para kazanmiyor fakat hayat standartlarinin yüksekligi ve stresssiz ortamin güzelliginden dem vurur..Siz de Iranda teknik adamlik yapsaniz belki sonrasinda böyle gergin olmayan cok baska bir ortama dogru kosabilirsiniz.. Hem Teknik adam ayni zamanda Sport Direktörü ve daha fazlasidir bu takim icin Littbarski..

Liechtenstein'in sadece 7 takimi vardir ve bir lig kurmaya yetmez. Bu yüzden Isvicre Liginde 2010'Da bitecek olan özel izinle mücadele eder klubu.. Hatta su an icin 10 takimli ligde dokuzuncu olan Vaduz'un düsüp düsemeyecegi dahi belirsizlik icerisinde.. Gelisim icin parasizlik cok ciddi bir sorun iken daha önemli konular da var diyor.. Öyle ki Isvicre ikinci Ligi takimlarindan St.Gallen,Lugano'nun tepkisini cekerler zira onlarin yerine birinci ligde oynadigi düsünülmektedir..

Yokohoma'da bir ev alip oraya yerlesecegim ve bunun icin calisiyorum der.. Ya ev cok pahali ya da Litti-San savurgan..

3 yorum:

Ali Ece dedi ki...

Yazıyı okuyacağım diye oy vermeye gidemedim... Gözlerimi nemlendirdin sabah sabah... Sahi ne güzel adamdır Littbarski... ELine yüreğine sağlık kardeşim

Borges dedi ki...

tesekkürler sevgili Ali Ece.

icime sinmeyen bir littbarski yazisi olsa da "futbolculuk" ayrintilarini ayri ayri postlarim sanirim, bu da giris olsun.. Misal yerden düse kalka attigi o müthis gol vardir o yilin golü secilmis ya da diger ayrintilari.. Portre, yasami cok uzun, yasamdan bir kare cok daha keyifli ama bütünü saglamak gerekir ki kareleri, detaylari keyifli oLsun.

jose dedi ki...

Guzel bir nostaljı oldu Borges elıne saglık.Fakat Ali Daei nolmuş abi öyle bir insan bu kadarmı değişir:)