"
BÜYÜK SUÇÜSTÜ!
Milyonlarca insanımızın baktığı gibi ben de TV ekranındaki “Futbol yorumcularına” bakıyorum..
Milyonlarca insanımız onları “gerçek kişilikleri” ile tanımıyor, ama ben tanıyorum... Biri silah kaçakçısı, biri jigolo, bir başkası doktor bozuntusu, kabzımal, tokatçı.. Bazıları da imza atarken bile zorlanan cahil futbolcu eskisi... Ama müşterek olarak kullandıkları bir sıfat var: Topu birden Türk Spor Yazarı!.. Maalesef!..
Evet, maalesef içi günden güne “fosilleşen” spor yazarlığı suçüstü yakalandı. Aslında suçüstü yakalananlar bu işe ömrünü, emeğini, bilgisini veren “gerçek meslektaşlarım” değildi ama, değişen bir sonuçla toplumun gözüne “denizde su üstüne vuran şişmiş ceset” gibi düşen “yozlaştırılmış spor basınıydı...” Gördünüz; Portekiz milli maçına kadar her biri, ufak ufak dokundursalar da, Fatih Terim hayranıydı!.. Onun bir sözünü alıp “mukaddes bir emanetmiş” gibi topluma sunuyor, Terim için dünyada layık olacak bir takım bulamıyorlardı!..
Ama ne zaman Portekiz maçı oynandı, vay anam vay... Sanki anlatmak istedikleri bir teknik adam değil, Bakırköy’de “azılılar koğuşuna” konması gereken bir akıl kaçkınıydı! Ve bekledikleri olursa, bu “zavallı meczuba” İsviçre maçında “deli gömleğini” giydirecek, kapıyı üstüne kapayacaklardı!"
Devami ve hepsi de buradadir..
Bahsedilen Jigolo kimdir, Silah kacakcisi kimdir ? Böyle dahi olsa bu sekilde afise etmek türk spor basininda olmasi gereken isimlerin yapmasi gereken bir davranis bicimidir..? Bir insanoglunun ahlaken konuya yaklasip ahlaksizligi bizzat kendisinin yapmasi ilginc.
Yazinin sonuna dogru cok iyi bir Vastic-Sergen Yalcin karsilastirmasi yapsa da basina takili kaldim ben..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder