11 Kasım 2009

50+1 Kurali Kaliyor.!



"Kulaginiz iyi duymuyor mu Herr Kind ? 50+1 kaliyor.!"

50+1 kisaca sudur: Bir klubun hisselerinin cogunlugu her zaman klubun kendisinde kalmasi yasasidir. Bir yabanci, klubun hisselerinin bir kismina sahip olabilir ama klup üzerinde tek basina söz hakkina yasalar geregi asla sahip olamaz.. Bu kurala karsi cikan bugün Enke'den dolayi sik sik televizyonda gördügümüz adam Hannover'in Rummenige pozisyonundaki Martin Kind idi.. Önerisini sundu ve 36 birinci ve ikinci Bundesliga kluplerin sözcüleri oy kullandi.. 3'ü cekimser kalir iken 32 tane red oyu ile karsilasti. Sadece kendisi kendi önerisine onay vermistir ve ben bu duruma cok sevinmisimdir.. Birilerinin oyuncagi olma ihtimaline dahi katlanamam.. Premiere Ligi filan da hicbir sekilde kiskanmiyorum, paralar, oyuncular filan.. Koca klup bu, bir kisinin parasinin altinda oyuncak olmamalidir.. o ihtimali hicbir zaman vermemelidir derdim ve bugün de o gerceklesti.. Bir klup dortmund gibi hisselerinin ancak yüzde 49'unu satisa sunabilir.. Pay verir zenginlere lakin söz hakki vermez..!

19 yorum:

baha dedi ki...

kesinlikle katiliyorum sana Borges, bazi seyleri paranin emrinden uzak tutmak gerek. Sayginlik, sevgi bunlar parayla satin alinamaz ve futbol gercek taraftarlar icin gercekten bu duygularla seviliyor. saygi ve sevgiyi parayla satin almayi deneyen kisi ve kulupler de gercek futbol taraftarlarinca pek de sevilmiyor. yine de genelleme yapmiyim, herkes kendince sever bu sporu.

Marat dedi ki...

uefa da bu yönde adımlar atacak gibi.
bu konuyla ilgili diğer yazar arkadaşım da bir yazı yazmıştı.

Futbolda finansal fair play

Borges dedi ki...

Baha: Beni en cok rahatsiz eden halka ve taraftarlara ait olan olusumun kaderini bir gruba/insana birakmak.. Adil degil..

Marat: Cok güzel bir incelemeydi, sagolasin paylasim icin.

bRn dedi ki...

Futbolun serpilmesinin yan etkisi gibi bu durum. Konuyla ilgili konusabilmek adına Premier Lig elle tutulur iyi bir örnek.

2003'tü sanırsam Abramovich'in dahil olduğu yıl, öncesinde bir Fulham bilinirdi. 2003 sonrasında, sadece yabancı yatırımcılar olmak üzere Premier Lig'deki el değiştirmeler 10'un üzerinde.

Daha bi değişti, renklendi belki tabi büyüklerin büyümesi gözle görünür olandı. Ama öncesinde fazla bir şikayetimiz yoktu ligin yapısından, oyununun seyrinden.

Şimdi öncelikle City, özellikle Portsmouth'un durumlarına bakıldığında götürdükleri daha fazla bu yeni sahipliğin.

Premier Lig'de mücadele ederek oturtulan sağlam bir yapı vardı ve sıcak paranın enjekte edilme ihtimali bunun yanında sadece detay. Bundesliga'nın, 2006 Dünya Kupasının etkisinin önemli olduğunu düşünürüm, yapısından ve dolayısıyla seyrinden şikayetçi değilim izleyici olarak. Böyle bir yan etkiyi göze almaya gerek yok.

Borges dedi ki...

bRn: Bundesliga benim gibi gelenekselci bir anlayisi benimsiyor her zaman. Futbol nedir ? Sadece saha icerisinde olani diger bütün unsurlardan soyutlayamayiz ki ? Bir bütündür, her klubün burada kendine ait bir kültürü, degerleri vardir.. 100 tane süper yildiz gelse dahi bundan daha iyi olmayacaginin herkes farkinda zira mesele cok baska. Statlari eksik, alt yapi sorunu olsaydi belki paranin futbola olan olumlu katkisindan bahsederdik lakin burasi Almanya, her sey yerli yerinde..

Dedigim gibi burada gelenekselci bir anlayis hakim. Öyle ki derin kültürü ve gelenegi olan klupleri bazen haksiz yere kayiriyorlar, kaiserslautern de oldugu gibi.. Lakin toplamda ben halimden cok memnunum, endisem Premiere Lig gibi olmasin, su haliyle kalsin ki 36 klubun 32 si de böyle düsündü.. Bugün Freiburg, böyle oldugu icin cok baskadir ya da Mainz'in su görünümü.. Iyidir her sey ve bir süre daha bu sekilde kalacaktir..

Erdal Güngör dedi ki...

Kolay gelsin borges,hangi dağda kurt öldü? Sana bu son gidiş ve dönüşün yaramışa benziyor.Şaka bir yana hayretler içindeyim,sen eminsin bu yazdıklarından değilmi? Yoksa kendini akımamı kaptırdın,malum bu yazdıkların senin özgür fikirklerin ama benim merak ettiğim ne kadar samimisin? Yanlış anlama senin samimiyetine,onuruna gururuna karşı çıkıp hakaret etmiyorum sade şaşkınım biraz.Şöyle anlatayım endüstriyel futbola karşı durmak öyle sanıldığı kadar kolay değil,bir an gelir kendini don kişot gibi hissedersin yalnız kalırsın ortada,seni tehdit edenler olur,polis peşini bırakmaz,aynı renklere gönül verdiğin arkadaşlarını karşına alırsın,toplum düşmanı ilan edilirsin,bunlar özel bir şey değil diğerlerinden daha farklı yada üstün olmuyorsun,terörist damgası yemek hiç güzel bir duygu değil.

50+1 kalması ilk başta Almanyada ULTRAS hareketi için büyük zafer ve bunun yaklaşık 8 yıldır mücadelesi veriliyor,neredeydiniz şimdiye kadar? Kind bunu dün ortaya atmadı uzun zamandır ısrar ediyor şükür emeline ulaşamadı.

Sen şimdi bu konuyu gündeme getirmen sade buraya bir kaç kelime karaladımla sınırlı değildir inşallah,çünkü şimdiye kadar seni takip ettiğim süre içinde bu yazıyla çizginden biraz çıkmışsın.Bu benim için sorun değil,hoş karşılıyorum,eğer yazdığın gibi futbolun halk oyunu olduğunu,ve futbola mütevazi bakışının gelecek yazılarında arkasında durabilirmisin? Bak bu çok önemli,belki okurlarınıda kaybedebilirsin çünkü bunlar hasas konular ve yaşadığımız şu kapitalist düzen içinde yetişen ve başarıya endekslenmiş,tüketimin kölesi olmuş yeni nesil bu tür karşı duruşlara olumlu yaklaşmıyor.

Sana bir kaç sorum var borges,Kayserispor Taraftarları bugün geri çekildiklerini açıkladılar bu konuda fikirlerini merak ediyorum.Yada bu cumartesi yeni seneden itibaren İtalyada yürülüğe konulacak taraftar kartına karşı Roma'da protesto yürüyüşü var,taraftarlar imza toplayıp bu konuyu AB insan hakları mahkemesine sunacaklar,ne düşünüyorsun bu konuda?
Sence meşale yasaklanmalımı? Futbolu tüketim ürünü haline getiren,sömüren istisnasız tüm Yayıncı kuruluşları hakkında fikirlerin ne? Reklam panosuna dönen formalar,formaların renkleri değişmesi,statların isim hakları satılması.Aslantepe Türk Telekom Arena,kulağına hoş geliyormu?

Sevgiler

Borges dedi ki...

"Şöyle anlatayım endüstriyel futbola karşı durmak öyle sanıldığı kadar kolay değil,bir an gelir kendini don kişot gibi hissedersin yalnız kalırsın ortada,seni tehdit edenler olur,polis peşini bırakmaz,aynı renklere gönül verdiğin arkadaşlarını karşına alırsın,toplum düşmanı ilan edilirsin,bunlar özel bir şey değil diğerlerinden daha farklı yada üstün olmuyorsun,terörist damgası yemek hiç güzel bir duygu değil."

Bunlari ben yasadim yani diyorsun kestirmeden.

Tarziniz hosuma gitmedi, cevap almak icin degil yaratmak istediginiz görüntü adina soru soruyorsunuz.. Kendinizle ilgilisiniz ,sorularin cevaplariyla degil. Ben bir seye karsi degilim, en azindan hicbir dagda kurt ölmedi. Burada ne yaziyorsam o, fazlasi yok..

Iyi kalin..

Erdal Güngör dedi ki...

Yoo hayır hiç birisi değil yanılıyorsun çoğunu yaşamadım,yaşayan çok kişiyi tanıyorum.Zaten yukarıda belirtiğim gibi bunları yaşamak özel yada övünülecek bir şeyler değil.Benim şaşkınlığım son günlerde millete birden ne olduysa herkes kendini bu akıma kaptırmış sıradan bir hale getirmeye çalışıyor"Karşı durma popülizmi".

Ben cevap filan yaratmıyorum,ama senin böyle cevap vereceğini önceden biliyordum,hem üslubumda ne var? Sana hakaretmi ettim,beğenmiyorsan yayınlamazsın bu kadar basit.Açıkcası bana inandırıcı gelmiyor.Ben şuna inanırım "ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol !"

Borges dedi ki...

Ben şuna inanırım "ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol !"

demissiniz..

Ben de suna inanirim:

Oldugum gibi olsam, sen istedigin gibi görürsün... Göründügüm gibi olsam degisen yine bir sey olmaz. Insanlarin ne oldugu bir sorun iken nasil algilandigi asil sorunu olusturur.. Misal ben oldugum gibiyim ama siz belirli bir konumda belirli konulari savunan ya da savunmayan kendi alginiz icerisinde bir yere oturtup ordan da kiskisliyorsunuz.. Benim ne oldugumun önemi yok, sizin elinizdeki kimlikler bana uymuyor.. haliyle elinizdekilerden en bana yakistiginizi geciriyorsunuz oysa yok böyle bi sey..

Fikrinizi söylediniz, fikrimi söyledim.. hepsi budur.

Erdal Güngör dedi ki...

Doğru söylüyorsun,benim elimdeki kimlikler sana uymuyor,peki neden 50+1 yazında şu satırları yazdın?

"Sadece kendisi kendi önerisine onay vermistir ve ben bu duruma cok sevinmisimdir.. Birilerinin oyuncagi olma ihtimaline dahi katlanamam.. Premiere Ligi filan da hicbir sekilde kiskanmiyorum, paralar, oyuncular filan.. Koca klup bu, bir kisinin parasinin altinda oyuncak olmamalidir.. o ihtimali hicbir zaman vermemelidir derdim ve bugün de o gerceklesti.. Bir klup dortmund gibi hisselerinin ancak yüzde 49'unu satisa sunabilir.. Pay verir zenginlere lakin söz hakki vermez..!"

Ben seni o kimliğe oturtmuyorum ki,sen bürünüyorsun.Ve yukarıda Kayserispor örneği verdim,seninde 50+1 yazında belirtiğin gibi kulüb birilerinin oyuncağı olmuş istedikleri gibi at koşturuyorlar,hani sen karşıydın,neden buna yorum getirmiyorsun?

Seninle münakaşa etmiyorum borges,tartışıyoruz,ben sana ciddi ve somut eleştiri getirdim.

Borges dedi ki...

Yahu benim senin kimliklerine oturmak gibi bir derdim yok. Kluplerin taraftarlara ait oldugu düsüncesinin devaminde bir dizi eylemi kabul etme ya da etmeme gibi bir sacmalik yoktur. Basit bir örnek: Klupler halkindir, taraftarindir lakin Alianz Arena beni rahatsiz etmiyordur mesela.. Ya da St.Paulilerle tartistigimiz konu da budur filan. Simdi oldu mu, senin ortaya sermeye calistigin kimliginle bir derdimin olmadigini anlamissindir umarim zira uymam pek..

Bunun disinda Kayserispor degil hicbir soruna cevap vermedim ki onu es geceyim zira samimi gelmedi, herkese ve her yorum yapana bir cevap verecek diye kaide yoktur.. Tarziniz hosuma gitmedi, samimi degildi hepsi bu.

Iyi geceler efendim..

Erdal Güngör dedi ki...

Benim Kayserispor sorum sana nasıl samimi gelmediyse seninde yazdığın 50+1 yazısı bana samimi gelmedi.

Gerçek sen busun borges http://devrimderki.blogspot.com/2009/11/mesut-ozilin-oyun-zekasi.html çünkü bu yazılarının arkasında durabilirsin.Ama 50+1 yazısı gerçek sen değilsin çünkü kendin açıkca burada itiraf ediyorsun olmadığını,umarım şimdi anlamışsındır ne demek istediğimi.Sorun kimlik değil,esas sorun "kimim?"

Bu arada med cezir bir doğa harikasıdır.

Borges dedi ki...

Erdal Güngör: Ben suyum demiyorum ki. Ney degilsem o degilimdir demek ki. fark su: ben tümdengelimci degilim, tümevarimciyim uzun zamandir.. Bir kalibi benimseyip onun kurallarina göre hareket etmiyorum, kendi kurallarima göre hareket eder iken hangi kimlige girip ciktigim, ne olup olmadigimla ilgilenmyiorum cunku ben neysem zaten oyumdur, degil mi ? Celiski mi ariyorsun sorun degil, sen nasil görüyorsan o zaman oyumdur, derdim yok benim. Nerden baktigina göre yetmis iki borges cikar.. Hepsine de eyw..

Ne dediysen o yani, celisik, tutarsiz ya da samimiyetsiz.. Kabul yani ;)

Adsız dedi ki...

Erdal Güneş, kusura bakmayın ama sanırım bu blogda okuduğum -ki bu blogu epey zamandır okurum- en saçma, en gereksiz, en boş ve en laf olsun diye yazılmış yorumu yazmışsınız. En azından bu başlıktaki yorumlarınıza saçma sapan girişlerle başlamışsınız ki sonuna kadar okumak için bir sebep bulamadım yazdıklarınızı... :)

Borges'e de geri dönüp güzel yazılarını esirgemediği için tekrar teşekkürler. :)

Borges can'dır :)

Siyah dedi ki...

Borges'in dönüşünü bekleyenler sadece onun yazılarını özleyenler değil, nasıl olurda Borges'e çakarım diyenlermiş aynı zamanda, hergün yeniden öğreniyoruz. Yazıları üzerinden karakter tahlili yapmalar, neden geri döndün diyenler, hocam Borges saçımı çekti diyenler, bir daha çekip giderse yine içimizde kalır mülahazasıyla olsa gerek, en ufak fırsatı sayıya çevirme uğraşındalar. Hayatlarında bir kez olsun kendisi ile tanışıp iki kelam etmeden nasıl bu kadar bilenebilmişler anlamak güç. Blogların serbest bir fikir ortamı olduğunu söylemek kolay da, insanların ne yazdıklarını kabullenmek neden bu kadar zor. Beğenmek gibi beğenmemek de bir tercihtir aynı okuyup okumamak gibi. Aylar sonra yeniden yazmaya başlamışken ve gerçekten ortaya güzel şeyler çıkarken ve de bu iş sadece amatör bir zevkten ibaretken nedir bu sorgulama çabası, nedir bu kendini ispat çabası! Genelde futbol ve özelde Bundesliga bilgisi ile çoğunluğun beğenip okuduğu bir yazar olduğu tartışılmaz Borges'in. Yazım hatalarına rağmen :) kaleminin gücüde tartışılmaz. Bir futbolsever olarak ben kendi adıma çok şey öğrendim ve öğreniyorum Borges'i okurken. Pek çokları için de aynı şeyin geçerli olduğunu düşünüyorum. Suni tartışmalarla vakit harcamak, geçmiştekilerle aramızda internet kullanmaktan başka fark bırakmıyor.

Erdal Güngör dedi ki...

Sevgili borges,ben senin yazılarını çok beğeniyorum ve uzun zamandır takip ediyorum,nasıl bir kişi olduğunu gayet iyi biliyorum ve bence aynen böyle kalmalısın.Nasıl anlatayım ben borges'in bloguna geldiğim zaman borges okumak istiyorum,kendimi değil :))) Her blogun özelliği var,bu çok güzel ben bunun korunmasını istiyorum sana kaba örnek vereyim,bence sabah kalk bir türk gazetesinin spor bölümünü oku diğerlerini okumana gerek kalmıyor çünkü hiç bir farkları yok ama bloglar öyle değil,kim olursa olsun yazdıklarınla bir kimlik yaratmış kendine ve okudukça okuyasın geliyor,bıkmıyor insan.

Tamam şahsi fikirlerindir ona saygım var,yalnız ben bu yazıyı görünce şaşırdım her neyse bu yazdıklarımı seni sıkı takip eden ve yazılarını beğenen bir sıkı okur eleştirisi olarak kabul et. ;)

Bu arada dün alınan 50+1 kararında önemli bir ayrıntı var,Schalke 04 kulübü son anda "Salary Cap" önerisini geriye çekmiş bu biraz düşündürücü !

Sevgiler

aksilaz dedi ki...

50+1 kuralı olmalı. Klüpler kişilerin değil tarftarlarınındır. Onlardan bu hissiyatı alırsanız geriye yapay bir ortam kalır.

Empati kurarak yaklaşayım. Tuttuğum takım Galatasaray'ı arap bir işadamı alsa klübüme olan sevgim değişmez ancak bağlılığım azalır. Bunu inkar eden yalan söylemiş olur.

Marat dedi ki...

ben teşekkür ederim.

biri tarafından satın alınıp sonra kötü duruma düşen bir takımın hikayesini yazıcam yeterli vakit bulabilirsem:)

Borges dedi ki...

Erdal Güngör: Elestiri olarak kabul ediyorum ve hicbir sorun da görmüyorum zira ben de sizi ayni sertlikte elestiriyorum zaten.. Arkadasalrin tepkisi aslinda buranin disinda gelisen kimi yorumlaradir.. Adsiz ya da isim vererek garip yakalsimlar..

Bu gibi yaklasimlara karsi sert davransam da kesinlikle kizmiyor ya da etik acidan kusurlu bulmuyorum. Varsa daha bu gibi elestirileriniz bekleriz..

Aksilaz fikrini belirtti ve emin olun bu fikrin aksilaz üzerinden daha baska fikirleri benimseme zorunlulugunu dogurmuyor..

Pi: Duygusal tepki veriyorsun..

Siyah: Arada imla hatalarina deginiyorsun ki haklisin :)) Ama diger elestirileri de cok fazla "simdilik" sallamiyorum lakin gidisat tüm bloggerlar icin pek hos degil gibi.. Bakalim..